Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iklim değişikliğinin ziraî tesirlerini kıymetlendirmek ve tahlil tekliflerini masaya yatırmak emeliyle düzenlediği, “Değişen İklim, Dönüşen Tarım: İklim Değişikliği ve Tarım Çalıştayı” serisi İzmir’den başladı.
Bakan Pakdemirli, “Tarımsal üretimde iklim değişikliğinin tesiriyle 2050’ye kadar randımanda yüzde 10 ila yüzde 25 içinde bir düşüş bekleniyor. Ayrıyeten, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı bugün dünyada yaklaşık 1 milyon tıp yok olma riski altında. Her geçen gün geri dönülemez bir noktaya yanlışsız ilerliyoruz. İklimden daha süratli değişmek zorundayız” dedi.
“Tarımı dönüştürüp, yeni iklime hazır olacağız”
Meteorolojik ve ziraî kuraklık riskinin giderek arttığını belirten Pakdemirli, “İklim değişikliği niçiniyle ülkemizde 2050 yılına kadar ziraî verimlilikte yüzde 2 ila 13 içinde azalma olacağı öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte afetlere daha fazlaca maruz kalacağız. şüphesiz Türkiye tarımıyla, endüstrisiyle büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Fakat bu büyümeyi kaynakları tüketerek değil, hakikat yöneterek, çevreyi koruyarak ve sera gazını azaltan üretim hallerini süratlice uygulamaya alarak gerçekleştirmemiz hayati ehemmiyet taşıyor. Türkiye iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir. Tarımı dönüştürüp, yeni iklime hazır olacağız” tabirlerini kullandı.
Ziraî sulamada yeni devir
Sulama projelerinde su kaybını azaltan çağdaş sistemlerin hissesini yüzde 6’lardan yüzde 29’a yükselttiklerini tabir eden Pakdemirli, “Hedefimiz, inşaatı devam eden projeler tamamlandığında bu oranı yüzde 90’ların üzerine çıkarmaktır. Su Şurası kapsamında ilgili tüm paydaşlarla birlikte suyumuzun geleceğini konuşuyor, gayelerimizi ortaya koyuyor ve yol haritamızı belirliyoruz. ‘Su Vatandır’ diyoruz. Su konusunu 1. Su Şurası’nda A’dan Z’ye masaya yatırdık. Ekim ayında şura sonuç evrakı ve aksiyon planımızı açıklayarak aksiyonlarımıza başlayacağız” diye konuştu.
Pakdemirli, “Kuraklık riskine karşı mamüllerin gelişimlerini izliyor, sulu ve kuru tarımda süreci planlıyor ve kuraklığa karşı alınacak önlemleri belirliyoruz. Bugüne kadar araştırma enstitülerimizde kuraklığa toleranslı 42 buğday ve 19 arpa çeşidi geliştirip, tescilini yaptık. Kuraklığa güçlü çeşitlere ilişkin tohumlukları kullanarak üretim yapan çiftçilerimizin desteklenmesine yönelik çalışmalarımız da devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Bakan Pakdemirli, “Tarımsal üretimde iklim değişikliğinin tesiriyle 2050’ye kadar randımanda yüzde 10 ila yüzde 25 içinde bir düşüş bekleniyor. Ayrıyeten, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı bugün dünyada yaklaşık 1 milyon tıp yok olma riski altında. Her geçen gün geri dönülemez bir noktaya yanlışsız ilerliyoruz. İklimden daha süratli değişmek zorundayız” dedi.
“Tarımı dönüştürüp, yeni iklime hazır olacağız”
Meteorolojik ve ziraî kuraklık riskinin giderek arttığını belirten Pakdemirli, “İklim değişikliği niçiniyle ülkemizde 2050 yılına kadar ziraî verimlilikte yüzde 2 ila 13 içinde azalma olacağı öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte afetlere daha fazlaca maruz kalacağız. şüphesiz Türkiye tarımıyla, endüstrisiyle büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Fakat bu büyümeyi kaynakları tüketerek değil, hakikat yöneterek, çevreyi koruyarak ve sera gazını azaltan üretim hallerini süratlice uygulamaya alarak gerçekleştirmemiz hayati ehemmiyet taşıyor. Türkiye iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir. Tarımı dönüştürüp, yeni iklime hazır olacağız” tabirlerini kullandı.
Ziraî sulamada yeni devir
Sulama projelerinde su kaybını azaltan çağdaş sistemlerin hissesini yüzde 6’lardan yüzde 29’a yükselttiklerini tabir eden Pakdemirli, “Hedefimiz, inşaatı devam eden projeler tamamlandığında bu oranı yüzde 90’ların üzerine çıkarmaktır. Su Şurası kapsamında ilgili tüm paydaşlarla birlikte suyumuzun geleceğini konuşuyor, gayelerimizi ortaya koyuyor ve yol haritamızı belirliyoruz. ‘Su Vatandır’ diyoruz. Su konusunu 1. Su Şurası’nda A’dan Z’ye masaya yatırdık. Ekim ayında şura sonuç evrakı ve aksiyon planımızı açıklayarak aksiyonlarımıza başlayacağız” diye konuştu.
Pakdemirli, “Kuraklık riskine karşı mamüllerin gelişimlerini izliyor, sulu ve kuru tarımda süreci planlıyor ve kuraklığa karşı alınacak önlemleri belirliyoruz. Bugüne kadar araştırma enstitülerimizde kuraklığa toleranslı 42 buğday ve 19 arpa çeşidi geliştirip, tescilini yaptık. Kuraklığa güçlü çeşitlere ilişkin tohumlukları kullanarak üretim yapan çiftçilerimizin desteklenmesine yönelik çalışmalarımız da devam ediyor” açıklamasında bulundu.