Ramazan ayının birinci günlerinde Derince Yenikent Mahallesi’nde yaşayanların zillerini çalan yaşlı bir bayan, kilosu 80 TL karşılığında tereyağı sattığını söylemiş oldu. Binaları tek tek dolaşan yaşlı bayan, zillerde yazan isimleri, “Beni üst kat komşunuz Ayşe Hanım gönderdi” diyerek sağladı.
Hatta birtakım bireylere para üstü de vermeyen bayan, para üstü karşılığında bir daha sonraki hafta diğer eserler getireceğini söylemiş oldu. Kapılarına gelen bayandan alışveriş yapan konut sahipleri, soğuk olarak aldıkları eserin buzunun erimesi üzerine margarin ve patates püresi karışımı olduğunu fark etti. Dolandırıldıklarını anlayan mahalle halkı, kurdukları toplumsal medya hesapları üzerinden örgütlenerek polise şikayetçi oldu.
‘MARGARİN VE PATATES PÜRESİ KARIŞIMI ÜZERE BİR ŞEYDİ’
Dolandırıldığını ve mağdur olduğunu söyleyen Ebru Çelik, “Kapı çaldı. Yaşlı bir teyze tereyağı sattığını söylemiş oldu. yıllarden beri burada satış yaptığını, mahalledeki her insanın kendisini tanıdığını söylemiş oldu. Ama aslı yokmuş. Tam iftar vaktiydi, ‘Kadına hayrım olsun’ diye düşünerek aldım. Fiyatının 80 TL olduğunu söylemiş oldu. Süt, köy yumurtası da sattığını söylemiş oldu. Yağı meskende açtığımda tereyağı olmadığını fark ettim. Margarin ve patates püresi karışımı üzere bir şeydi. Öteki komşularıma da benim kapımda yazan ismimi kullanarak, ‘Ebru hanım benim daima müşterim, daima benden alıyor’ demiş. Aslında alakası yok. Herkesi bu türlü dolandırmış. Ben mağdur oldum. Öbürleri da olmasın. Bunlar galiba 5-6 şahıslar, insanları bu türlü kandırıyorlar. bu biçimde mağdur olan fazlaca kişi var, lakin utandıkları için ortaya çıkmak istemiyorlar. Her apartmandan mağdur olan en az 3-5 kişi var” dedi.
“EVDE SON 100 LİRAM VARDI, ONUNLA TEREYAĞINI ALDIM”
Uydurma tereyağını konuttaki son parası ile aldığını söyleyen Gülhan Karakaş, “Zil çaldı. Kapıyı açtığımda elinde bu tereyağını tutuyordu. ‘Teyze tereyağı, yumurta, peynir satıyorum” dedi. çabucak hemen maaş almadığımı söyleyince, ‘Çocuklarıma erzak alacağım’ diyerek veresiye vermeyeceğini söylemiş oldu. Benim de konutta son 100 liram vardı. Durumuna üzüldüğüm için onunla tereyağını aldım. Para üstü olan 20 TL’yi de vermedi bana. ‘Haftaya sana süt, peynir getireyim’ diyerek gitti. Ramazan ayının başlamasına 2 gün varken bu olay oldu. Ben bekliyorum. Ramazanın yarısı geldi, hala gelmedi. Kız kardeşime de 3 kilo satmış” diye konuştu.
“HERKES BENZERİ BİR ÖYKÜ ANLATIYOR”
Kurduğu toplumsal medya hesabı ile dolandırıcılık hadisesinin ortaya çıkmasını sağlayan Dilek Ermeydan, “Biz Derince Yenikent Mahallesi’nde dayanışma maksadıyla bir toplumsal medya hesabı oluşturduk. Bu tereyağı konusunda da mağduriyetini lisana getiren onlarca kişi oldu. Kendileri, kapıya gelen kişinin yaşlı, kapalı bir teyze olduğunu ve inekleri olduğu için kuru ekmek toplamak istediğini söylemiş olduler. Bu hanımın beraberinde da tereyağı sattığını belirttiler. İnandırıcı olmak için de kapılarda ve paspaslarda gördüğü isimleri kullanarak itimat duygusu oluşturmaya çalışmış. Şikayeti olan herkes benzeri bir öykü anlatıyor. Mağdur kişi sayısı şu an çok fazla. Bize yazan 20-30 kişi var. Lakin yazan her kişi kesinlikle komşusu, akrabası üzere diğer bir kişinin daha mağdur olduğundan bahsediyor. Yalnızca Yenikent’le kalmayıp öbür mahallelerden de bize ulaşanlar oldu” tabirlerini kullandı.
Hatta birtakım bireylere para üstü de vermeyen bayan, para üstü karşılığında bir daha sonraki hafta diğer eserler getireceğini söylemiş oldu. Kapılarına gelen bayandan alışveriş yapan konut sahipleri, soğuk olarak aldıkları eserin buzunun erimesi üzerine margarin ve patates püresi karışımı olduğunu fark etti. Dolandırıldıklarını anlayan mahalle halkı, kurdukları toplumsal medya hesapları üzerinden örgütlenerek polise şikayetçi oldu.
‘MARGARİN VE PATATES PÜRESİ KARIŞIMI ÜZERE BİR ŞEYDİ’
Dolandırıldığını ve mağdur olduğunu söyleyen Ebru Çelik, “Kapı çaldı. Yaşlı bir teyze tereyağı sattığını söylemiş oldu. yıllarden beri burada satış yaptığını, mahalledeki her insanın kendisini tanıdığını söylemiş oldu. Ama aslı yokmuş. Tam iftar vaktiydi, ‘Kadına hayrım olsun’ diye düşünerek aldım. Fiyatının 80 TL olduğunu söylemiş oldu. Süt, köy yumurtası da sattığını söylemiş oldu. Yağı meskende açtığımda tereyağı olmadığını fark ettim. Margarin ve patates püresi karışımı üzere bir şeydi. Öteki komşularıma da benim kapımda yazan ismimi kullanarak, ‘Ebru hanım benim daima müşterim, daima benden alıyor’ demiş. Aslında alakası yok. Herkesi bu türlü dolandırmış. Ben mağdur oldum. Öbürleri da olmasın. Bunlar galiba 5-6 şahıslar, insanları bu türlü kandırıyorlar. bu biçimde mağdur olan fazlaca kişi var, lakin utandıkları için ortaya çıkmak istemiyorlar. Her apartmandan mağdur olan en az 3-5 kişi var” dedi.
“EVDE SON 100 LİRAM VARDI, ONUNLA TEREYAĞINI ALDIM”
Uydurma tereyağını konuttaki son parası ile aldığını söyleyen Gülhan Karakaş, “Zil çaldı. Kapıyı açtığımda elinde bu tereyağını tutuyordu. ‘Teyze tereyağı, yumurta, peynir satıyorum” dedi. çabucak hemen maaş almadığımı söyleyince, ‘Çocuklarıma erzak alacağım’ diyerek veresiye vermeyeceğini söylemiş oldu. Benim de konutta son 100 liram vardı. Durumuna üzüldüğüm için onunla tereyağını aldım. Para üstü olan 20 TL’yi de vermedi bana. ‘Haftaya sana süt, peynir getireyim’ diyerek gitti. Ramazan ayının başlamasına 2 gün varken bu olay oldu. Ben bekliyorum. Ramazanın yarısı geldi, hala gelmedi. Kız kardeşime de 3 kilo satmış” diye konuştu.
“HERKES BENZERİ BİR ÖYKÜ ANLATIYOR”
Kurduğu toplumsal medya hesabı ile dolandırıcılık hadisesinin ortaya çıkmasını sağlayan Dilek Ermeydan, “Biz Derince Yenikent Mahallesi’nde dayanışma maksadıyla bir toplumsal medya hesabı oluşturduk. Bu tereyağı konusunda da mağduriyetini lisana getiren onlarca kişi oldu. Kendileri, kapıya gelen kişinin yaşlı, kapalı bir teyze olduğunu ve inekleri olduğu için kuru ekmek toplamak istediğini söylemiş olduler. Bu hanımın beraberinde da tereyağı sattığını belirttiler. İnandırıcı olmak için de kapılarda ve paspaslarda gördüğü isimleri kullanarak itimat duygusu oluşturmaya çalışmış. Şikayeti olan herkes benzeri bir öykü anlatıyor. Mağdur kişi sayısı şu an çok fazla. Bize yazan 20-30 kişi var. Lakin yazan her kişi kesinlikle komşusu, akrabası üzere diğer bir kişinin daha mağdur olduğundan bahsediyor. Yalnızca Yenikent’le kalmayıp öbür mahallelerden de bize ulaşanlar oldu” tabirlerini kullandı.