ahmetbeyler
Active member
Türk Neonatoloji Derneği İdare Heyeti Üyesi Prof. Dr. Merih Çetinkaya
Yenidoğan bebeğin sağlıklı gelişimi ve erişkinliğe geldiğinde bir epeyce hastalıkla karşı karşıya gelmemesi için birinci 6 ay yalnızca anne sütü ile, daha sonrasında ise ayına uygun ek besinlerle tamamlayıcı beslenme programına uyulması gerekiyor. Fakat uzmanlara bakılırsa günümüzde, annelerin birçok sabırsız davranıp çabucak hemen birkaç aylık bebeğe ek besine başlıyor ve bu da bebeğin gelişmenini olumsuz etkiliyor. Türk Neonatoloji Derneği İdare Heyeti Üyesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Yenidoğan Ağır Bakım Uzmanı Prof. Dr. Merih Çetinkaya, İstanbul’da yaptıkları ve yaklaşık 1000 anneyi kapsayan bir araştırmaya bakılırsa, annelerin “daha süratli kilo alsın, büyüsün” derdiyle bebeğine 2’nci ayında ek besine başladığını, köfte, ekmek, salça üzere o yaşlarındaki bebeğin asla sindiremeyeceği besin unsurları verildiğini kaydetti.
‘Anne sütünün ehemmiyeti maalesef tam olarak kavranamıyor’
Prof. Dr. Çetinkaya, “Bebeklerin büyümesi ve başta beyin olmak üzere bir epeyce organ sisteminin gelişmesi için beslenme son derece değerli. Biz bugün için bebek beslenmesinde mucizevi besin hususunun, hiç bir biçimde taklit edilemeyen, hiç bir özelliği yerine konulamayan anne sütü olduğunu biliyoruz. Bu niçinle de hem dünya hem ülkemiz şartlarında, birinci 6 ayda tüm bebeklerin yalnızca ve yalnızca anne sütüyle beslenmelerini öneriyoruz. 6’ncı aydan itibaren ise anne sütünün bebeğin kilo alımı ve başka güç muhtaçlıklarını tam olarak karşılayamaması niçiniyle ek besinlerin verilmeye başlandığı ‘tamamlayıcı beslenme dönemi’ olarak isimlendirdiğimiz bir periyot başlıyor. Bu periyoda tamamlayıcı beslenme dememizin niçini de hala anne sütüne devam edilip, buna ek olarak kimi besinlerin verilmesi. Ancak ne yazık ki başta ülkemiz olmak üzere dünyada bir fazlaca ülkede artık annelerin mucizevi anne sütünün özelliklerini tam olarak kavrayamıyor ve çoğunlukla 2’nci aydan itibaren bebeklerine ek besin vermeye başlıyor” dedi.
‘Daha süratli büyümüyor, tam aksine gelişme geriliği oluyor’
“Ne yazık ki annelerin yaklaşık 2’nci aydan itibaren bebeklerine ‘sadece doymadığını düşündükleri için’ ve gereğince büyümediği korkusuyla bir epeyce besin hususuna başladığını gördük. Bunlar içinde ekmek, salça, köfte bile var. Aklınıza gelebilecek her türlü öteki besin unsurlarının olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki bu, bebek de epey fazla probleme yol açıyor. Öncelikle bu ayda gastrointestinal sistemde bunları tam olarak sindirecek kâfi enzim olmadığı için bebeklerde kolik usulü ağrılarla başlayan ve erken devir besin alerjilerine giden tablolar oluyor. çoğunlukla döküntüler formunda besin alerjileri görüyoruz bebeklerde. Ayrıyeten bunlar sindirilemediği için bebeğin büyümesi olumsuz etkileniyor ve bu bebeklerde büyüme ve gelişme geriliği sık olarak görülüyor”
Aslında annelerin bebekleri daha süratli büyüsün, daha fazla kilo alsın diye erken devirde ek besine başladığını lakin bunun, tam karşıtı bir tesir yarattığını kaydeden Prof. Dr. Çetinkaya, “Bebeklerine ziyan veriyor bu durum. Tam bilakis, bebeklerde büyüme, gelişme geriliğine kadar gidebilecek önemli durumlara yol açıyor” diye konuştu.
‘Sağlıklı kuşaklar için birinci 1000 gün önemli’
Günümüzde gelişmiş ülkelerde bebek beslenmesinde ‘İlk 1000 Gün’ teriminin fazlaca önemsendiğini de anlatan Prof. Dr. Çetinkaya, kelamlarını şu biçimde noktaladı: “Bunun manası şu, gebeliğin 9 ay 10 günlük süreci ile birlikte bebeğin birinci 2 yaşındaki sürecin toplamı 1000 güne denk geliyor. Annenin sağlıklı bir hamilelik geçirmesi, mümkünse olağan yolla doğum yapması, doğumdan daha sonra en az 6 ay müddetle bebeğini yalnızca anne sütüyle beslemesi, 6 aydan daha sonra ise uygun tamamlayıcı besinlere vaktinde ve az ölçülerde başlayıp artırarak devam etmesi, birinci 1000 gün gün teriminin en kıymetli bileşenleri. Burada aslında annelere verilebilecek en değerli ileti, ‘Bebekler küçük erişkinler değildir ve bebeklerin mide kapasitesi, sindirim sistemi, sizin bizim üzere işlemez. Biz yediğimiz besinleri sindirmeye elverişli değildir bu aylarda. Bu devrin en erken 4, lakin mümkünse 6 ay olduğunu bir sefer daha hatırlatmamız gerekiyor. Tamamlayıcı beslenmenin 4 ila 6 aydan daha sonra başlamasının bir öbür en kıymetli niçini de bebeğin sindirim sistemi kadar, beynin nörolojik işlevlerinin da besinleri teneffüsle birlikte koordineli bir biçimde yutabilecek duruma gelmesi için.”
Yenidoğan bebeğin sağlıklı gelişimi ve erişkinliğe geldiğinde bir epeyce hastalıkla karşı karşıya gelmemesi için birinci 6 ay yalnızca anne sütü ile, daha sonrasında ise ayına uygun ek besinlerle tamamlayıcı beslenme programına uyulması gerekiyor. Fakat uzmanlara bakılırsa günümüzde, annelerin birçok sabırsız davranıp çabucak hemen birkaç aylık bebeğe ek besine başlıyor ve bu da bebeğin gelişmenini olumsuz etkiliyor. Türk Neonatoloji Derneği İdare Heyeti Üyesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Yenidoğan Ağır Bakım Uzmanı Prof. Dr. Merih Çetinkaya, İstanbul’da yaptıkları ve yaklaşık 1000 anneyi kapsayan bir araştırmaya bakılırsa, annelerin “daha süratli kilo alsın, büyüsün” derdiyle bebeğine 2’nci ayında ek besine başladığını, köfte, ekmek, salça üzere o yaşlarındaki bebeğin asla sindiremeyeceği besin unsurları verildiğini kaydetti.
‘Anne sütünün ehemmiyeti maalesef tam olarak kavranamıyor’
Prof. Dr. Çetinkaya, “Bebeklerin büyümesi ve başta beyin olmak üzere bir epeyce organ sisteminin gelişmesi için beslenme son derece değerli. Biz bugün için bebek beslenmesinde mucizevi besin hususunun, hiç bir biçimde taklit edilemeyen, hiç bir özelliği yerine konulamayan anne sütü olduğunu biliyoruz. Bu niçinle de hem dünya hem ülkemiz şartlarında, birinci 6 ayda tüm bebeklerin yalnızca ve yalnızca anne sütüyle beslenmelerini öneriyoruz. 6’ncı aydan itibaren ise anne sütünün bebeğin kilo alımı ve başka güç muhtaçlıklarını tam olarak karşılayamaması niçiniyle ek besinlerin verilmeye başlandığı ‘tamamlayıcı beslenme dönemi’ olarak isimlendirdiğimiz bir periyot başlıyor. Bu periyoda tamamlayıcı beslenme dememizin niçini de hala anne sütüne devam edilip, buna ek olarak kimi besinlerin verilmesi. Ancak ne yazık ki başta ülkemiz olmak üzere dünyada bir fazlaca ülkede artık annelerin mucizevi anne sütünün özelliklerini tam olarak kavrayamıyor ve çoğunlukla 2’nci aydan itibaren bebeklerine ek besin vermeye başlıyor” dedi.
‘Daha süratli büyümüyor, tam aksine gelişme geriliği oluyor’
“Ne yazık ki annelerin yaklaşık 2’nci aydan itibaren bebeklerine ‘sadece doymadığını düşündükleri için’ ve gereğince büyümediği korkusuyla bir epeyce besin hususuna başladığını gördük. Bunlar içinde ekmek, salça, köfte bile var. Aklınıza gelebilecek her türlü öteki besin unsurlarının olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki bu, bebek de epey fazla probleme yol açıyor. Öncelikle bu ayda gastrointestinal sistemde bunları tam olarak sindirecek kâfi enzim olmadığı için bebeklerde kolik usulü ağrılarla başlayan ve erken devir besin alerjilerine giden tablolar oluyor. çoğunlukla döküntüler formunda besin alerjileri görüyoruz bebeklerde. Ayrıyeten bunlar sindirilemediği için bebeğin büyümesi olumsuz etkileniyor ve bu bebeklerde büyüme ve gelişme geriliği sık olarak görülüyor”
Aslında annelerin bebekleri daha süratli büyüsün, daha fazla kilo alsın diye erken devirde ek besine başladığını lakin bunun, tam karşıtı bir tesir yarattığını kaydeden Prof. Dr. Çetinkaya, “Bebeklerine ziyan veriyor bu durum. Tam bilakis, bebeklerde büyüme, gelişme geriliğine kadar gidebilecek önemli durumlara yol açıyor” diye konuştu.
‘Sağlıklı kuşaklar için birinci 1000 gün önemli’
Günümüzde gelişmiş ülkelerde bebek beslenmesinde ‘İlk 1000 Gün’ teriminin fazlaca önemsendiğini de anlatan Prof. Dr. Çetinkaya, kelamlarını şu biçimde noktaladı: “Bunun manası şu, gebeliğin 9 ay 10 günlük süreci ile birlikte bebeğin birinci 2 yaşındaki sürecin toplamı 1000 güne denk geliyor. Annenin sağlıklı bir hamilelik geçirmesi, mümkünse olağan yolla doğum yapması, doğumdan daha sonra en az 6 ay müddetle bebeğini yalnızca anne sütüyle beslemesi, 6 aydan daha sonra ise uygun tamamlayıcı besinlere vaktinde ve az ölçülerde başlayıp artırarak devam etmesi, birinci 1000 gün gün teriminin en kıymetli bileşenleri. Burada aslında annelere verilebilecek en değerli ileti, ‘Bebekler küçük erişkinler değildir ve bebeklerin mide kapasitesi, sindirim sistemi, sizin bizim üzere işlemez. Biz yediğimiz besinleri sindirmeye elverişli değildir bu aylarda. Bu devrin en erken 4, lakin mümkünse 6 ay olduğunu bir sefer daha hatırlatmamız gerekiyor. Tamamlayıcı beslenmenin 4 ila 6 aydan daha sonra başlamasının bir öbür en kıymetli niçini de bebeğin sindirim sistemi kadar, beynin nörolojik işlevlerinin da besinleri teneffüsle birlikte koordineli bir biçimde yutabilecek duruma gelmesi için.”