ahmetbeyler
Active member
Sonbahar esintisi bunaltıcı yaz sıcağının akabinde nasıl âlâ geliyorsa, kent de sanatın harikulade ambiyansıyla o kaotik halini manalı hale getiriyor eş vakitli olarak…
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafınca, Koç Holding’in takviyesiyle düzenlenecek 17. İstanbul Bienali’ne bir hafta kaldı…
Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in üstlendiği bienal, 20 Kasım’a kadar fiyatsız olarak ziyaret edilebilecek.
Sanatçı, düşünür, müellif, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası, müzisyen ve daha bir epeyce öteki alandan 500’ün üzerinde iştirakçi, mahallî topluluklarla ferdi yahut kolektif çalışmalar yürüterek katkı sunacak bienale…
Eserler, Beyoğlu, Kadıköy, Fatih ve Zeytinburnu’nda yer alan 12 stant yerinin yanı sıra, kentin dört bir yanında sayıları 50’yi aşan kitapçı, sahaf, hastane, huzurevi, kafe, metro durakları ve bir radyo istasyonunda izleyiciyle buluşacak.
“Bienal bir gazete olabilir mi? bir daha tasarlanmış bir arşiv olabilir mi? Su üzere her insanın ortasından akan bir duyular denizi olabilir mi? Eski müziklerden, kuşlardan, çimenlerden, balıklardan, mandalardan edinilen içgörülerin paylaşıldığı bir buluşma olabilir mi?” üzere soruların kararında her biri uzun vadeli araştırma ve işbirliğinin meyvesi olan 500’den çok projenin bir ortaya geldiği 17. İstanbul Bienali birlikte vakit geçirmek, düşünmek, konuşmak, dinlemek, okumak, izlemek, sorular sormak ve sorulara karşılık aramak için bir davet aslında.
Tarek Atoui‘nin, ‘Fısıldayan Oyun Alanı’ yapıtını kesinlikle takip edin, Vuslat Vakfı işbirliğinde, Bienal sürecinde gerçekleştirilecek ‘Cankulağıyla Dinleme Atölyeleri’ne katılın derim, en azından ben o denli yapacağım.
Dünyaca ünlü Bread and Puppet Theater’ın dev kuklalarının, yürüyüş ve açık hava şovlarıyla 4 gün boyunca İstanbulluları selamlayacağını da ekleyelim.
Yaşadığımız periyodun kıymetli çevresel sıkıntılarını irdelemek için yiyecekleri bir formül olarak kullanan Cooking Sections’ın bienale özel hazırladığı Çamuralem / Wallowland, kentin etrafında yok olma tehlikesi altındaki sulak alanların İstanbul’un mandaları üstündeki tesirlerinin izini sürecek, izleyiniz…
Türkiye seçime gidiyor, her gün siyaset konuşuyoruz, her gün büyük bir hengamenin ortasında yaşıyor üzere nefes alamıyoruz. Kentin bu şölen hali hepimize âlâ gelecek…
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafınca, Koç Holding’in takviyesiyle düzenlenecek 17. İstanbul Bienali’ne bir hafta kaldı…
Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in üstlendiği bienal, 20 Kasım’a kadar fiyatsız olarak ziyaret edilebilecek.
Sanatçı, düşünür, müellif, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası, müzisyen ve daha bir epeyce öteki alandan 500’ün üzerinde iştirakçi, mahallî topluluklarla ferdi yahut kolektif çalışmalar yürüterek katkı sunacak bienale…
Eserler, Beyoğlu, Kadıköy, Fatih ve Zeytinburnu’nda yer alan 12 stant yerinin yanı sıra, kentin dört bir yanında sayıları 50’yi aşan kitapçı, sahaf, hastane, huzurevi, kafe, metro durakları ve bir radyo istasyonunda izleyiciyle buluşacak.
“Bienal bir gazete olabilir mi? bir daha tasarlanmış bir arşiv olabilir mi? Su üzere her insanın ortasından akan bir duyular denizi olabilir mi? Eski müziklerden, kuşlardan, çimenlerden, balıklardan, mandalardan edinilen içgörülerin paylaşıldığı bir buluşma olabilir mi?” üzere soruların kararında her biri uzun vadeli araştırma ve işbirliğinin meyvesi olan 500’den çok projenin bir ortaya geldiği 17. İstanbul Bienali birlikte vakit geçirmek, düşünmek, konuşmak, dinlemek, okumak, izlemek, sorular sormak ve sorulara karşılık aramak için bir davet aslında.
Tarek Atoui‘nin, ‘Fısıldayan Oyun Alanı’ yapıtını kesinlikle takip edin, Vuslat Vakfı işbirliğinde, Bienal sürecinde gerçekleştirilecek ‘Cankulağıyla Dinleme Atölyeleri’ne katılın derim, en azından ben o denli yapacağım.
Dünyaca ünlü Bread and Puppet Theater’ın dev kuklalarının, yürüyüş ve açık hava şovlarıyla 4 gün boyunca İstanbulluları selamlayacağını da ekleyelim.
Yaşadığımız periyodun kıymetli çevresel sıkıntılarını irdelemek için yiyecekleri bir formül olarak kullanan Cooking Sections’ın bienale özel hazırladığı Çamuralem / Wallowland, kentin etrafında yok olma tehlikesi altındaki sulak alanların İstanbul’un mandaları üstündeki tesirlerinin izini sürecek, izleyiniz…
Türkiye seçime gidiyor, her gün siyaset konuşuyoruz, her gün büyük bir hengamenin ortasında yaşıyor üzere nefes alamıyoruz. Kentin bu şölen hali hepimize âlâ gelecek…