Ketojenik diyeti birinci sefer 1921’de epilepsiyi tedavi etmek için kullanmıştır.
İçeriği nedir derseniz; Yaklaşık olarak %55 ila %60 yağ, %30 ila %35 protein ve %5 ila %10 karbonhidratlardan oluşur. Spesifik olarak, günde 2000 kcal’lik bir diyette, karbonhidrat ölçüsü günde 20 ila 50 g’a kadardır.
Temel olarak, karbonhidratlar beden dokularında birincil güç üretim deposudur. Beden karbonhidratlardan yoksun kaldığında, insülin salınımı kıymetli ölçüde azalır ve beden katabolik bir duruma girer. Glikojen depoları tükenir ve bedeni muhakkak metabolik değişikliklerden geçmeye zorlar bunlardan biri de ketogenezdir. Ketogenez kararı oluşan Keton cisimleri, birincil güç kaynağı olarak glikozun yerini alır. Düşük kan şekeri geri bildirimi niçiniyle ketogenez sırasında, insülin salgılanması için ihtar da düşüktür, bu da yağ ve glikoz depolaması için uyarıyı keskin bir biçimde azaltır.
Keton cisimleri Glikoza kıyasla daha fazla atp üretir. Bu da, bedenin kalori açığı sırasında bile verimli yakıt üretimini sürdürmesini sağlar.
Düşük karbonhidratlı diyetler, bilhassa gövde obezitesi ve insülin direnci olmak üzere kiloyu azaltmaya ek olarak, kan basıncını, kan şekeri regülasyonunu, trigliseritleri ve HDL kolesterol düzeylerini güzelleştirmeye de yardımcı olabilir ancak uzun vadede LDL kolesterol bu diyette artabilir.
Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, uykusuzluk, antrenman toleransında zorluk ve kimi vakit keto gribi olarak isimlendirilen kabızlık üzere semptomlar görülür. Bu semptomlar birkaç gün ila birkaç hafta ortasında düzelir. Kâfi sıvı ve elektrolit alımının sağlanması, bu semptomların kimilerinin giderilmesine yardımcı olabilir.
Uzun vadeli yan tesirler içinde hepatik steatoz, hipoproteinemi, böbrek taşları ve vitamin ve mineral eksiklikleri bulunur. beraberinde Diyabet hastası olan ve insülin yahut oral hipoglisemik casuslar alan şahıslar, bu diyete başlamadan evvel ilaçlar uygun biçimde ayarlanmazsa önemli hipoglisemi yaşarlar.
Hekiminiz yahut diyetisyeniniz önermediği sürece bu üzere diyetleri uzun mühlet uygulamamalısınız.
İçeriği nedir derseniz; Yaklaşık olarak %55 ila %60 yağ, %30 ila %35 protein ve %5 ila %10 karbonhidratlardan oluşur. Spesifik olarak, günde 2000 kcal’lik bir diyette, karbonhidrat ölçüsü günde 20 ila 50 g’a kadardır.
Temel olarak, karbonhidratlar beden dokularında birincil güç üretim deposudur. Beden karbonhidratlardan yoksun kaldığında, insülin salınımı kıymetli ölçüde azalır ve beden katabolik bir duruma girer. Glikojen depoları tükenir ve bedeni muhakkak metabolik değişikliklerden geçmeye zorlar bunlardan biri de ketogenezdir. Ketogenez kararı oluşan Keton cisimleri, birincil güç kaynağı olarak glikozun yerini alır. Düşük kan şekeri geri bildirimi niçiniyle ketogenez sırasında, insülin salgılanması için ihtar da düşüktür, bu da yağ ve glikoz depolaması için uyarıyı keskin bir biçimde azaltır.
Keton cisimleri Glikoza kıyasla daha fazla atp üretir. Bu da, bedenin kalori açığı sırasında bile verimli yakıt üretimini sürdürmesini sağlar.
Düşük karbonhidratlı diyetler, bilhassa gövde obezitesi ve insülin direnci olmak üzere kiloyu azaltmaya ek olarak, kan basıncını, kan şekeri regülasyonunu, trigliseritleri ve HDL kolesterol düzeylerini güzelleştirmeye de yardımcı olabilir ancak uzun vadede LDL kolesterol bu diyette artabilir.
Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, uykusuzluk, antrenman toleransında zorluk ve kimi vakit keto gribi olarak isimlendirilen kabızlık üzere semptomlar görülür. Bu semptomlar birkaç gün ila birkaç hafta ortasında düzelir. Kâfi sıvı ve elektrolit alımının sağlanması, bu semptomların kimilerinin giderilmesine yardımcı olabilir.
Uzun vadeli yan tesirler içinde hepatik steatoz, hipoproteinemi, böbrek taşları ve vitamin ve mineral eksiklikleri bulunur. beraberinde Diyabet hastası olan ve insülin yahut oral hipoglisemik casuslar alan şahıslar, bu diyete başlamadan evvel ilaçlar uygun biçimde ayarlanmazsa önemli hipoglisemi yaşarlar.
Hekiminiz yahut diyetisyeniniz önermediği sürece bu üzere diyetleri uzun mühlet uygulamamalısınız.