ahmetbeyler
Active member
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) datalarına nazaran, yaşlı nüfus son 5 yılda yüzde 24 arttı. 2016’da 65 yaş ve üstü 6 milyon 503 kişi yaşarken, bu sayı 2021’de 8 milyon 245 bin 124’e yükseldi. Bu sayı hem de toplam nüfusun yüzde 9,7’sine denk geliyor. Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Velittin Kalınkara, yaşlı nüfusunun önümüzdeki senelerda artmaya devam edeceğini söylemiş oldu.
‘Genç nüfus azaldıkça, üretkenlik azalacaktır’
Yaşlanmanın bir gerçek olduğunu ve bu gerçekliği gorerek hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kalınkara, “Doğurganlığın ve çocuk sayısının giderek azalması, bunlar değerli faktörler. Ömür kalitesi ve müddetinin uzaması, bunlar birbirini karşılıyor. Ekonomik sürdürülebilirlik olarak baktığımızda genç nüfus ne kadar azalırsa, üretkenlik o kadar azalacaktır. Çalışan kişi sayısı azaldıkça, çalışan kişinin bakımından yükümlü olduğu kişi sayısı da giderek artacaktır” dedi.
‘Yaşlıyı daha üretken kılmak gerekiyor’
Yaşlı nüfusu daha üretken hale getirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Kalınkara, “Şu an ülkemizde yüzde 24 civarında 0-14 yaş içinde, yüzde 10 civarında yaşlı nüfus var. 2040 yılında her iki nüfus eşitlenecek. Yaşlı nüfusu yükselmeye devam ederken, genç nüfus düşmeye başlayacak. Bu ileride önemli bir risk olacak. Ne iktisadın, ne üretkenliğin, ne de toplumsal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği mümkün olacak. Bunun için yaşlıyı daha üretken kılmak gerekiyor. Bundan daha sonraki süreçte toplumu buna hazırlayacak altyapıyı oluşturmak zorundayız” diye konuştu.
‘Huzurevleri fazlaca maliyetli’
Yaşlılık Acil Aksiyon Planı’nın dikkate alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kalınkara, “Sadece yaşlıyı güçlendirmek değil; yaşlının yaşadığı yerleri, kentleri bu insanlara uygun hale getirmek zorundayız. Huzurevleri epeyce maliyetli ve ailelerin bunu kaldırabilme imkanı yok. 2022 sayıları özelde yıllık 155 bin liraya kadar çıkıyor. En azından kendi konutunda, etrafında ve tanıdıklarıyla sürdürdüğünde aslında daha memnun olacak. Ne kadar nitelikli hizmet verirseniz verin, kendi hayat alanında olduğu kadar keyifli olmayacaktır” sözlerini kullandı.
‘Genç nüfus azaldıkça, üretkenlik azalacaktır’
Yaşlanmanın bir gerçek olduğunu ve bu gerçekliği gorerek hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kalınkara, “Doğurganlığın ve çocuk sayısının giderek azalması, bunlar değerli faktörler. Ömür kalitesi ve müddetinin uzaması, bunlar birbirini karşılıyor. Ekonomik sürdürülebilirlik olarak baktığımızda genç nüfus ne kadar azalırsa, üretkenlik o kadar azalacaktır. Çalışan kişi sayısı azaldıkça, çalışan kişinin bakımından yükümlü olduğu kişi sayısı da giderek artacaktır” dedi.
‘Yaşlıyı daha üretken kılmak gerekiyor’
Yaşlı nüfusu daha üretken hale getirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Kalınkara, “Şu an ülkemizde yüzde 24 civarında 0-14 yaş içinde, yüzde 10 civarında yaşlı nüfus var. 2040 yılında her iki nüfus eşitlenecek. Yaşlı nüfusu yükselmeye devam ederken, genç nüfus düşmeye başlayacak. Bu ileride önemli bir risk olacak. Ne iktisadın, ne üretkenliğin, ne de toplumsal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği mümkün olacak. Bunun için yaşlıyı daha üretken kılmak gerekiyor. Bundan daha sonraki süreçte toplumu buna hazırlayacak altyapıyı oluşturmak zorundayız” diye konuştu.
‘Huzurevleri fazlaca maliyetli’
Yaşlılık Acil Aksiyon Planı’nın dikkate alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kalınkara, “Sadece yaşlıyı güçlendirmek değil; yaşlının yaşadığı yerleri, kentleri bu insanlara uygun hale getirmek zorundayız. Huzurevleri epeyce maliyetli ve ailelerin bunu kaldırabilme imkanı yok. 2022 sayıları özelde yıllık 155 bin liraya kadar çıkıyor. En azından kendi konutunda, etrafında ve tanıdıklarıyla sürdürdüğünde aslında daha memnun olacak. Ne kadar nitelikli hizmet verirseniz verin, kendi hayat alanında olduğu kadar keyifli olmayacaktır” sözlerini kullandı.