Muğla’nın Bodrum ilçesinde bu yıl 34’üncüsü düzenlenen American Hospital The Bodrum Cup Yelken Yarışları’na 34 yıldır hiç orta vermeden katılan 90 yaşındaki Emin Buldanlı, mavi sularda hala birinci günkü heyecanını koruyor.
İzmir doğumlu Buldanlı, denizle üç yaşındayken tanıştı. O yaşta yüzmeyi öğrenen tecrübeli denizci, o günden daha sonra mavi sulardan hiç ayrılamadı.
The Bodrum Cup’ın birinci yarışından itibaren adeta filonun demirbaş teknesi haline gelen “Büyük Yunus” ile hiç orta vermeden yarışlara katılan Buldanlı, hala birinci günkü savını sürdürüyor.
Buldanlı, AA muhabirine, denizin hayatında epeyce kıymetli yere sahip olduğunu, yelkene de Göztepe Yelken Kulübünde başladığını söylemiş oldu.
İstanbul’da Yeşilyurt Deniz Kulübünde hem atlet tıpkı vakitte yönetimci ve kaptan olarak yıllarını geçirdiğini anlatan Buldanlı, hayatının değerli bir periyodunda Antalya-Bodrum ortası yelken seyri yaptığını lisana getirdi.
Türkiye’nin biroldukça bölgesini tekneyle gezdiğini söz eden Buldanlı, “Deniz benim için bitmeyen bir hikaye. Lakin The Bodrum Cup’ın yeri benim için epeyce diğer. Bu tertibin yelkenciliğe ve deniz kültürüne epeyce büyük bir katkısı var. Ben birinci yılında bu yarışa katılanlardan biriyim. Şimdiki donanım bu biçimde bende olsaydı, açık farkla birinci olurdum. Olağan yıllar ortasında yarışa yarışa, eksikleri tamamlayarak hem biz tıpkı vakitte yelkencilik fazlaca güzel duruma geldi. Ahşap teknelerde fazlaca düzgün yarış çıkaranlar var. Bu da bizlere gurur veriyor.” dedi.
Buldanlı, ahşap tekne imalatının Ege ve Akdeniz iktisadı için yeterli bir ayrıcalık olduğuna da işaret etti.
Emin Buldanlı, birincisi 1989’da gerçekleştirilen The Bodrum Cup’a 34 yıl aralıksız katılırken, tertibin son 25 yılında ise tıpkı tekne ve takımla muvaffakiyet kovalıyor.
“American Hospital The Bodrum Cup’ın artık milletlerarası sulara açılması gerekiyor”
Evvelce konutların bahçesinde tekne yapıldığına da dikkati çeken Buldanlı, “Teknelerin her biri birer sanat yapıtıydı. Bu gelenek de tarihe karışmak üzere. The Bodrum Cup, bu geleneğin ne kadar değerli olduğunu anlatması açısından fazlaca değerli bir misyon üstlendi. American Hospital The Bodrum Cup’ın artık milletlerarası sulara açılması gerekiyor.” biçiminde konuştu.
“2017’de birinci defa rotaya dahil edilen Yunan adalarının tekrar yarış güzergahına dahil edilmesi en büyük arzum.” diyen Buldanlı, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bunun için evvela barış ve müsamaha ortamının geri gelmesi, bilhassa son senelerda mülteci geçişleri niçiniyle Türk teknelerine gösterilen tahammülsüzlüğün sona ermesi gerekiyor. Hiç aralıksız tam 25 yıl tıpkı tekne ve birebir takımla bir deniz şenliğine katılan öbür bir tekne duymadık. Tertip komitesi de bu kanıda olacak ki ‘Büyük Yunus’ için Guinness’e başvurmuş. Dört kamaralı guletin, bu yarışlarda bugüne kadar 10 birincilik, 5 ikincilik, 3’de üçüncülük elde ettiğini de kayıt düşelim. Natürel bir de ‘En Şık Kıyafet’ ve ‘En Centilmen Ekip’ mükafatları de var.”
Kol farkıyla elde edilen birincilik
Yarışlardan birinde yaşadığı birincilik anısını da paylaşan Buldanlı, “Bir yarışta finişe yaklaşmak üzereydik. Beş tekne paralel olarak ilerliyorduk. yavaşça bir rüzgar vardı ve kimse öne geçemiyordu. Teknede miço bir gencimiz vardı. Yarışın bitmesine saniyeler kala ‘pruvaya geç (geminin baş bölümü) kolunu uzat öne gerçek’ dedim. Koştu gitti ve kol farkıyla yarışı birinci bitirdik. Zira teknenin rastgele bir kesimi finiş çizgisini geçtiği vakit yarış bitmiş sayılır, kural budur.” tabirlerini kullandı.
İzmir doğumlu Buldanlı, denizle üç yaşındayken tanıştı. O yaşta yüzmeyi öğrenen tecrübeli denizci, o günden daha sonra mavi sulardan hiç ayrılamadı.
The Bodrum Cup’ın birinci yarışından itibaren adeta filonun demirbaş teknesi haline gelen “Büyük Yunus” ile hiç orta vermeden yarışlara katılan Buldanlı, hala birinci günkü savını sürdürüyor.
Buldanlı, AA muhabirine, denizin hayatında epeyce kıymetli yere sahip olduğunu, yelkene de Göztepe Yelken Kulübünde başladığını söylemiş oldu.
İstanbul’da Yeşilyurt Deniz Kulübünde hem atlet tıpkı vakitte yönetimci ve kaptan olarak yıllarını geçirdiğini anlatan Buldanlı, hayatının değerli bir periyodunda Antalya-Bodrum ortası yelken seyri yaptığını lisana getirdi.
Türkiye’nin biroldukça bölgesini tekneyle gezdiğini söz eden Buldanlı, “Deniz benim için bitmeyen bir hikaye. Lakin The Bodrum Cup’ın yeri benim için epeyce diğer. Bu tertibin yelkenciliğe ve deniz kültürüne epeyce büyük bir katkısı var. Ben birinci yılında bu yarışa katılanlardan biriyim. Şimdiki donanım bu biçimde bende olsaydı, açık farkla birinci olurdum. Olağan yıllar ortasında yarışa yarışa, eksikleri tamamlayarak hem biz tıpkı vakitte yelkencilik fazlaca güzel duruma geldi. Ahşap teknelerde fazlaca düzgün yarış çıkaranlar var. Bu da bizlere gurur veriyor.” dedi.
Buldanlı, ahşap tekne imalatının Ege ve Akdeniz iktisadı için yeterli bir ayrıcalık olduğuna da işaret etti.
Emin Buldanlı, birincisi 1989’da gerçekleştirilen The Bodrum Cup’a 34 yıl aralıksız katılırken, tertibin son 25 yılında ise tıpkı tekne ve takımla muvaffakiyet kovalıyor.
“American Hospital The Bodrum Cup’ın artık milletlerarası sulara açılması gerekiyor”
Evvelce konutların bahçesinde tekne yapıldığına da dikkati çeken Buldanlı, “Teknelerin her biri birer sanat yapıtıydı. Bu gelenek de tarihe karışmak üzere. The Bodrum Cup, bu geleneğin ne kadar değerli olduğunu anlatması açısından fazlaca değerli bir misyon üstlendi. American Hospital The Bodrum Cup’ın artık milletlerarası sulara açılması gerekiyor.” biçiminde konuştu.
“2017’de birinci defa rotaya dahil edilen Yunan adalarının tekrar yarış güzergahına dahil edilmesi en büyük arzum.” diyen Buldanlı, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bunun için evvela barış ve müsamaha ortamının geri gelmesi, bilhassa son senelerda mülteci geçişleri niçiniyle Türk teknelerine gösterilen tahammülsüzlüğün sona ermesi gerekiyor. Hiç aralıksız tam 25 yıl tıpkı tekne ve birebir takımla bir deniz şenliğine katılan öbür bir tekne duymadık. Tertip komitesi de bu kanıda olacak ki ‘Büyük Yunus’ için Guinness’e başvurmuş. Dört kamaralı guletin, bu yarışlarda bugüne kadar 10 birincilik, 5 ikincilik, 3’de üçüncülük elde ettiğini de kayıt düşelim. Natürel bir de ‘En Şık Kıyafet’ ve ‘En Centilmen Ekip’ mükafatları de var.”
Kol farkıyla elde edilen birincilik
Yarışlardan birinde yaşadığı birincilik anısını da paylaşan Buldanlı, “Bir yarışta finişe yaklaşmak üzereydik. Beş tekne paralel olarak ilerliyorduk. yavaşça bir rüzgar vardı ve kimse öne geçemiyordu. Teknede miço bir gencimiz vardı. Yarışın bitmesine saniyeler kala ‘pruvaya geç (geminin baş bölümü) kolunu uzat öne gerçek’ dedim. Koştu gitti ve kol farkıyla yarışı birinci bitirdik. Zira teknenin rastgele bir kesimi finiş çizgisini geçtiği vakit yarış bitmiş sayılır, kural budur.” tabirlerini kullandı.