bencede
Member
çeşidinin birinci örneği olan bu esnek program, havacılık sanayisinde SAF kullanmasının daha fazla desteklenmesi ve hızlandırılmasını amaçlıyor. Bu program ayrıyeten bağımsız olarak onaylanmış sürdürülebilirlik projelerini Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı’na yapılan direkt yatırımlarla da buluşturuyor.
SAFinity, ticari havacılık müşterilerinin sıfır karbon ayak iziyle uçuş gerçekleştirmelerini sağlıyor. Hizmet, rastgele bir üreticinin tüm ticari uçakları ve motorlarıyla uyumlu olacak biçimde tasarlandı. Bu hizmetin ayrıyeten Rolls-Royce’un faaliyet gösterdiği dalların 2050 yılına kadar net sıfır karbona ulaşmalarına da öncülük edeceği açıklandı.
Rolls-Royce, sanal olarak düzenlenen EBACE Connect (Avrupa Ticari Havacılık Kongre ve Sergisi) vesilesiyle, dünyanın en büyük ticari uçak operatörlerinden biri olan Lüksemburglu Luxaviation Group’u bu yeni hizmetin birinci müşterisi yapmak üzere bir mutabakat muahedesi imzaladı.
Rolls-Royce Deutschland Strateji ve Geleceğin Programları Kıdemli Lider Yardımcısı Frank Moesta hususla ilgili olarak şunları söylemiş oldu: “Ticari havacılık hizmetleri alanında önder olarak, öncü hizmetimiz SAFinity’yi pazara sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu yolda sürdürülebilirlik odaklı lansman ortağımız Luxaviation Group ile makul ölçekte bir başlangıç yapacağız öbür taraftan fosil yakıtlara uzun vadeli alternatifler olarak elektrifikasyon ve hidrojen teknolojileri üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. SAF’nin düşük emisyonlu bir tahlil olarak kullanılması, günümüzün uzun aralık hava seyahatinin karbondan arındırılması açısından büyük bir kıymet taşıyor. Bunun kullanılabilirliğini havacılık endüstrisinde artmasını etkin olarak desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
Luxaviation Group Sürdürülebilirlik Projeleri Lideri Nicolas Kroll ise hususla ilgili olarak şu biçimde konuştu: “Rolls-Royce ile yaptığımız bu iştirak, 2021 yılında bir dizi teşebbüsün lansmanını yapan Luxaviation’ın kurumsal sürdürülebilirlik stratejisinin bir diğer göstergesi. Müşterilerimize ve çalışanlarımıza verdiğimiz kelamın bir modülü olarak faaliyet biçimlerimizi güzelleştirmek için birkaç yıldır sürdürülebilirliği, karar verme süreçlerimize entegre etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Operasyonlarımızı daima güzelleştirmeye ve hem karada birebir vakitte havada sürdürülebilir bir seyahat tecrübesi sunmaya çaba gösteriyoruz. Bu yolda muvaffakiyetin anahtarının, dalın iştiraki ve iş birliklerinde gizli olduğuna inanıyoruz. Bu yolda, ticari havacılığa yönelik SAFinity programını hayata geçirmek için Rolls-Royce ile yaptığımız paydaşlıktan gurur duyuyoruz” dedi.
Rolls-Royce son testlerinde, büyük sivil ve ticari jet uygulamalarında kullanılan mevcut motorların, büsbütün “ikame” (drop-in) seçeneği olarak yüzde 100 SAF ile çalışabileceğini kanıtladı ve ilgili yakıtın sertifikasyonu için gereken yeri hazırladı. SAF hâlihazırda, klâsik jet yakıtıyla yüzde 50 oranına kadar olan karışımlar için onaylı durumda. Katışıksız Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları ayrıyeten net karbondioksit ömür döngüsü emisyonlarını klasik jet yakıtına kıyasla kıymetli ölçüde azaltma potansiyeline sahip.
Hibya Haber Ajansı
SAFinity, ticari havacılık müşterilerinin sıfır karbon ayak iziyle uçuş gerçekleştirmelerini sağlıyor. Hizmet, rastgele bir üreticinin tüm ticari uçakları ve motorlarıyla uyumlu olacak biçimde tasarlandı. Bu hizmetin ayrıyeten Rolls-Royce’un faaliyet gösterdiği dalların 2050 yılına kadar net sıfır karbona ulaşmalarına da öncülük edeceği açıklandı.
Rolls-Royce, sanal olarak düzenlenen EBACE Connect (Avrupa Ticari Havacılık Kongre ve Sergisi) vesilesiyle, dünyanın en büyük ticari uçak operatörlerinden biri olan Lüksemburglu Luxaviation Group’u bu yeni hizmetin birinci müşterisi yapmak üzere bir mutabakat muahedesi imzaladı.
Rolls-Royce Deutschland Strateji ve Geleceğin Programları Kıdemli Lider Yardımcısı Frank Moesta hususla ilgili olarak şunları söylemiş oldu: “Ticari havacılık hizmetleri alanında önder olarak, öncü hizmetimiz SAFinity’yi pazara sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu yolda sürdürülebilirlik odaklı lansman ortağımız Luxaviation Group ile makul ölçekte bir başlangıç yapacağız öbür taraftan fosil yakıtlara uzun vadeli alternatifler olarak elektrifikasyon ve hidrojen teknolojileri üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. SAF’nin düşük emisyonlu bir tahlil olarak kullanılması, günümüzün uzun aralık hava seyahatinin karbondan arındırılması açısından büyük bir kıymet taşıyor. Bunun kullanılabilirliğini havacılık endüstrisinde artmasını etkin olarak desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
Luxaviation Group Sürdürülebilirlik Projeleri Lideri Nicolas Kroll ise hususla ilgili olarak şu biçimde konuştu: “Rolls-Royce ile yaptığımız bu iştirak, 2021 yılında bir dizi teşebbüsün lansmanını yapan Luxaviation’ın kurumsal sürdürülebilirlik stratejisinin bir diğer göstergesi. Müşterilerimize ve çalışanlarımıza verdiğimiz kelamın bir modülü olarak faaliyet biçimlerimizi güzelleştirmek için birkaç yıldır sürdürülebilirliği, karar verme süreçlerimize entegre etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Operasyonlarımızı daima güzelleştirmeye ve hem karada birebir vakitte havada sürdürülebilir bir seyahat tecrübesi sunmaya çaba gösteriyoruz. Bu yolda muvaffakiyetin anahtarının, dalın iştiraki ve iş birliklerinde gizli olduğuna inanıyoruz. Bu yolda, ticari havacılığa yönelik SAFinity programını hayata geçirmek için Rolls-Royce ile yaptığımız paydaşlıktan gurur duyuyoruz” dedi.
Rolls-Royce son testlerinde, büyük sivil ve ticari jet uygulamalarında kullanılan mevcut motorların, büsbütün “ikame” (drop-in) seçeneği olarak yüzde 100 SAF ile çalışabileceğini kanıtladı ve ilgili yakıtın sertifikasyonu için gereken yeri hazırladı. SAF hâlihazırda, klâsik jet yakıtıyla yüzde 50 oranına kadar olan karışımlar için onaylı durumda. Katışıksız Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları ayrıyeten net karbondioksit ömür döngüsü emisyonlarını klasik jet yakıtına kıyasla kıymetli ölçüde azaltma potansiyeline sahip.
Hibya Haber Ajansı