celikci
Active member
Reuters büyükelçi krizini çözmek için yürütülen görüşmeleri yazdı
İş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararları uyarınca hür bırakılması daveti yapan 10 büyükelçiyle ilgili krizin dün yatışma yoluna girmesinin perde gerisinde yaşananlar sızmaya devam ediyor. Reuters ajansına bilgi veren diplomatik bir kaynak, krizin Viyana Mukavelesi’nin ‘içişlerine karışmama’ garantisi veren 41’inci hususuna atıfla aşılması formülünün nasıl bulunduğunu anlattı.
Buna göre, tansiyonu yatıştırma planına dair görüşmeleri ABD’li diplomatların yanı sıra ortalarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu Türk yetkililer yürüttü; temaslarda Erdoğan’ın ‘hoşuna gidecek’ bir adım arandı.
‘TÜRKİYE HÜKÜMETİ GARANTİ VERMEDİ’
Reuters’ın gelişmelere ait haberinin ilgili kısmında şu sözler kullanıldı: “Diplomatik bir kaynak, tansiyonu azaltmaya yönelik bir plan üzerine görüşmelerin, ABD misyonu ile ortalarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu Türk yetkililerin öncülüğünde yapıldığını söylemiş oldu. Kaynağa bakılırsa elçiler, hangi adımın Erdoğan’ın ‘hoşuna gideceği’ konusunda Türk yetkililerin rehberliğini isterken, Viyana Mukavelesi’nin unsurlarını vurgulamayı amaçladı. Kaynak, Türkiye hükümeti teminat vermese bile elçilerin, Twitter’dan yapacakları açıklamaların tansiyonu hafifçeleteceğine dair temkinli bir umut taşıdığını söylemiş oldu.”
KRİZ NASIL AŞILDI?
Kelam konusu kriz, hakkında katılaşmış bir karar bulunmayan ve AİHM kararlarına karşın hür bırakılmayan Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılında, 18 Ekim günü ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzaladığı ortak açıklamayla patlak vermişti. Açıklamada, Kavala’nın milletlerarası hukuk çerçevesinde özgür bırakılması daveti yapılıyor, “Daha evvel verilen beraat sonucunın akabinde farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor” deniliyordu.
Açıklamaya karşı çıkan Ankara 10 ülkenin büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp uyardı. Fakat Erdoğan 21 Ekim’de “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak üzere bir lüksümüz olamaz” dedi, 23 Ekim cumartesi günü de ‘istenmeyen adam’ talimatı geldi. Bu talimat Dışişleri Bakanlığı tarafınca yerine getirilmezken, dün 10 ülkeden ‘içişlerine karışılmadığının’ teyidi geldi. Kısa mühlet daha sonra da Erdoğan’ın bu açıklamaları ‘olumlu’ karşıladığı açıklandı. Fakat ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, dün gece bu gelişmelerin akabinde yaptığı açıklamada 18 Ekim’deki Kavala bildirisinin Viyana Mukavelesi’ni esasen ihlal etmediğini vurgulayarak ‘geri adım atmadıklarını’ ima etti; bir yandan Türkiye’yle diyalog daveti yaparken, bir yandan da insan hakları ve hukukun üstünlüğünün garanti edilmesi davetinde bulundu. (DIŞ HABERLER)
ALINTIDIR
İş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararları uyarınca hür bırakılması daveti yapan 10 büyükelçiyle ilgili krizin dün yatışma yoluna girmesinin perde gerisinde yaşananlar sızmaya devam ediyor. Reuters ajansına bilgi veren diplomatik bir kaynak, krizin Viyana Mukavelesi’nin ‘içişlerine karışmama’ garantisi veren 41’inci hususuna atıfla aşılması formülünün nasıl bulunduğunu anlattı.
Buna göre, tansiyonu yatıştırma planına dair görüşmeleri ABD’li diplomatların yanı sıra ortalarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu Türk yetkililer yürüttü; temaslarda Erdoğan’ın ‘hoşuna gidecek’ bir adım arandı.
‘TÜRKİYE HÜKÜMETİ GARANTİ VERMEDİ’
Reuters’ın gelişmelere ait haberinin ilgili kısmında şu sözler kullanıldı: “Diplomatik bir kaynak, tansiyonu azaltmaya yönelik bir plan üzerine görüşmelerin, ABD misyonu ile ortalarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu Türk yetkililerin öncülüğünde yapıldığını söylemiş oldu. Kaynağa bakılırsa elçiler, hangi adımın Erdoğan’ın ‘hoşuna gideceği’ konusunda Türk yetkililerin rehberliğini isterken, Viyana Mukavelesi’nin unsurlarını vurgulamayı amaçladı. Kaynak, Türkiye hükümeti teminat vermese bile elçilerin, Twitter’dan yapacakları açıklamaların tansiyonu hafifçeleteceğine dair temkinli bir umut taşıdığını söylemiş oldu.”
KRİZ NASIL AŞILDI?
Kelam konusu kriz, hakkında katılaşmış bir karar bulunmayan ve AİHM kararlarına karşın hür bırakılmayan Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılında, 18 Ekim günü ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzaladığı ortak açıklamayla patlak vermişti. Açıklamada, Kavala’nın milletlerarası hukuk çerçevesinde özgür bırakılması daveti yapılıyor, “Daha evvel verilen beraat sonucunın akabinde farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor” deniliyordu.
Açıklamaya karşı çıkan Ankara 10 ülkenin büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp uyardı. Fakat Erdoğan 21 Ekim’de “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak üzere bir lüksümüz olamaz” dedi, 23 Ekim cumartesi günü de ‘istenmeyen adam’ talimatı geldi. Bu talimat Dışişleri Bakanlığı tarafınca yerine getirilmezken, dün 10 ülkeden ‘içişlerine karışılmadığının’ teyidi geldi. Kısa mühlet daha sonra da Erdoğan’ın bu açıklamaları ‘olumlu’ karşıladığı açıklandı. Fakat ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, dün gece bu gelişmelerin akabinde yaptığı açıklamada 18 Ekim’deki Kavala bildirisinin Viyana Mukavelesi’ni esasen ihlal etmediğini vurgulayarak ‘geri adım atmadıklarını’ ima etti; bir yandan Türkiye’yle diyalog daveti yaparken, bir yandan da insan hakları ve hukukun üstünlüğünün garanti edilmesi davetinde bulundu. (DIŞ HABERLER)
ALINTIDIR