ahmetbeyler
Active member
Sözcü gazetesi muhabiri Sayime Başçı‘nın İstanbul Şişli semtindeki konutu dün gece ‘canlı bomba ihbarı’ münasebet gösterilerek polisler tarafınca basıldı. Gece 02:00 sıralarında gerçekleşen baskında polisler, kapıyı koçbaşıyla kırarak içeri girdi.
Sözcü’nün haberine nazaran, baskın sırasında Başçı konutta yoktu, komşular olaya müdahale etmek istedi. Polisler tarafınca evvel ‘İçeri girin, karışmayın!‘ biçiminde uyarılan komşular sonrasındasında polisle, Adana’da bulunan Başçı’nın telefonla konuşmasını sağladılar ve ihbarın temelsiz olduğu ortaya çıktı.
Sayime Başçı yaşadıklarını şu biçimde anlattı:
“Ben Adana’daydım. Dün gece saat 02:00 üzere komşum aradı. ‘Kapını kırıyorlar, polisler geldi’ diye. Polislerle konuştum. ‘Burada mı oturuyorsunuz?” dediler, adımı soyadımı, ne iş yaptığımı, nerede çalıştığımı sordular. ‘Bir ihbar aldık, kimse açmayınca da girmek zorunda kaldık’ dediler. çabucak sonrasında ilçe emniyetten aradılar. İhbarı söylemiş olduler fakat detaylı bilgi verilmedi. Muhtar da aradı, tutanak tutmuşlar. aslına bakarsan ayrıntılı arama yapılmamış.”
Sabah 06:00 uçağıyla İstanbul’a gelen Başçı, “Polis oradaydı. Ziyanı emniyetin karşılayacağı söylendi. Temelsiz ihbarı yapan kişinin peşine düştüler” dedi.
İhbarı e-mail ile yapmışlar
Sayime Başçı, konutunda canlı bomba olduğu istikametindeki temelsiz ihbarın emniyete bir e-mail yoluyla ulaştırıldığını öğrendiğini söylemiş oldu. Konutuna giren polislerin kendisine ihbarı yapan kişi hakkında hiç bir bilgi vermediğini lisana getiren Başçı “Ama ‘bir mail atıldı’ dediler. Yalnızca mail üzerine olan bir olay fakat açık adres de verilmiş. Benim kim olduğum belirli, ikametgahım, adım soyadım, hepsi ellerinde sonuçta. Basın kartım var benim. Tüm ayrıntılarımız e-devletten bulunabiliyor esasen. Lakin polisin adımı soyadımı bile kapıda öğrenmiş olması hayli garibime gitti. Bir ihbar oluyor, ‘Burada kim oturuyor?’ diye bakılmadan kapı kırılarak giriliyor. Evet, terör olayları var, zahmetli devirlerden de geçiyoruz fakat şok edici bir durum bu. Gece olması da daha makus oldu. Komşularımız rahatsız oldu. Ben Adana’da şok ortasında kaldım. Meskende olsam daha makus olabilirdi. Nasıl bir giriş olacaktı, ne yapılacak, ne ile karşılaşacaktım bilemiyorum açıkçası” diye hislerini lisana getirdi.
Sözcü’nün haberine nazaran, baskın sırasında Başçı konutta yoktu, komşular olaya müdahale etmek istedi. Polisler tarafınca evvel ‘İçeri girin, karışmayın!‘ biçiminde uyarılan komşular sonrasındasında polisle, Adana’da bulunan Başçı’nın telefonla konuşmasını sağladılar ve ihbarın temelsiz olduğu ortaya çıktı.
Sayime Başçı yaşadıklarını şu biçimde anlattı:
“Ben Adana’daydım. Dün gece saat 02:00 üzere komşum aradı. ‘Kapını kırıyorlar, polisler geldi’ diye. Polislerle konuştum. ‘Burada mı oturuyorsunuz?” dediler, adımı soyadımı, ne iş yaptığımı, nerede çalıştığımı sordular. ‘Bir ihbar aldık, kimse açmayınca da girmek zorunda kaldık’ dediler. çabucak sonrasında ilçe emniyetten aradılar. İhbarı söylemiş olduler fakat detaylı bilgi verilmedi. Muhtar da aradı, tutanak tutmuşlar. aslına bakarsan ayrıntılı arama yapılmamış.”
Sabah 06:00 uçağıyla İstanbul’a gelen Başçı, “Polis oradaydı. Ziyanı emniyetin karşılayacağı söylendi. Temelsiz ihbarı yapan kişinin peşine düştüler” dedi.
İhbarı e-mail ile yapmışlar
Sayime Başçı, konutunda canlı bomba olduğu istikametindeki temelsiz ihbarın emniyete bir e-mail yoluyla ulaştırıldığını öğrendiğini söylemiş oldu. Konutuna giren polislerin kendisine ihbarı yapan kişi hakkında hiç bir bilgi vermediğini lisana getiren Başçı “Ama ‘bir mail atıldı’ dediler. Yalnızca mail üzerine olan bir olay fakat açık adres de verilmiş. Benim kim olduğum belirli, ikametgahım, adım soyadım, hepsi ellerinde sonuçta. Basın kartım var benim. Tüm ayrıntılarımız e-devletten bulunabiliyor esasen. Lakin polisin adımı soyadımı bile kapıda öğrenmiş olması hayli garibime gitti. Bir ihbar oluyor, ‘Burada kim oturuyor?’ diye bakılmadan kapı kırılarak giriliyor. Evet, terör olayları var, zahmetli devirlerden de geçiyoruz fakat şok edici bir durum bu. Gece olması da daha makus oldu. Komşularımız rahatsız oldu. Ben Adana’da şok ortasında kaldım. Meskende olsam daha makus olabilirdi. Nasıl bir giriş olacaktı, ne yapılacak, ne ile karşılaşacaktım bilemiyorum açıkçası” diye hislerini lisana getirdi.