ahmetbeyler
Active member
nazaranvden uzaklaştırılan Yalova Belediye Lideri Vefa Salman ve dört belediye çalışanının, “kamu gorevlisinin resmî dokümanda sahteciliği” ve “gorevi berbata kullanma” suçlamalarıyla başka ayrı üç yıl altı aydan 10 yıla kadar mahpus cezası talebiyle yargılanmasına devam edildi.
Yalova 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, Salman ile devrin Fen İşleri Müdürlüğü nazaranvini yürüten ve bir süre belediye lider yardımcılığı yapan Hamit K. ve belediyede vazifeli 3 işçi ile avukatlar katıldı.
Birinci duruşmaya katılamayan Salman, sanık olarak verdiği sözde siyasi bir husumetle dava açıldığını kaydetti. Seyrantepe Mahallesi’ne yaptırılan taziye konutuyla ait konuşan Salman, mahkemede yaptığı savunmada şunları söylemiş oldu:
Bu siyasi bir husumetle yapılmış bir şikâyet. ötürüsıyla siyasi bir dava haline dönüştürüldü. Bunun tek niçini var. Benim mensubu olduğum siyasi partinin karşısındaki siyasi partinin adayının kazanamaması. 2 seçimde 3 sefer yine edildi ve ben ötürüsıyla 3 sefer seçim kazandım.
Ben 6 yıl makamda etkin olarak durdum ve bu nazaranv müddetim zarfında hiç bir biçimde yasal olmayan hiç bir talimat vermedim. Burada asıl kıymetli mevzu mahalle birinci kez benim 2019’da ki seçim dönemimde oy kullandı. Daha evvelce bu mahalleden bizim partimize hiç oy çıkmazdı. Lakin 2019 yılında vatandaşlar yaptığımız hizmetleri karşılıksız bırakmadı ve bu mahalleden birinci parti çıktık. Ben seçimi kazanmasaydım bu davaların hiç biri açılmayacaktı. Bu davada siyasi hasımlık de var.
Şu anki AK Parti Vilayet Lideri Muğlim Bağatar’ın vilayet lideri olmadan evvel belediyeden bir taşocağı açma talebi vardı. Biz bunu yerine getirmedik. Geçmişteki husumetini siyasi hasımlığa dönüştürdü diye başımda bir grup soru işaretleri de oluştu.
“Mahalleye yemin ettim”
Orada taziye konutu gereksinimi vardı. Bu mevzuda benden daima talepleri oldu. Ben de mahalleye yemin ettim. Öbür bütün eksiklerini gidermiştik. Yalnızca taziye meskeni kalmıştı. Burada da belediyenin ötürüsıyla kamunun parasını savunmak ismine burasını bağışçılar vasıtası ile yapmaya çalıştık. Bir bağışçımız ile anlaştık lakin o burasının kendisi için uygun olmadığını lisana getirip caydı. Akabinde ikinci bir bağışçı ile anlaştık. A.Ç isimli bu bağışçı taziye meskenine babasının ismini vermek istediğini tabir etti. Biz de kabul ettik. Akabinde o da burasının küçük olduğunu lisana getirip vazgeçti. Seçim yaklaşmıştı. Burasının seçime yetişmesi gerekiyordu. Ben de belediye bürokratlarımıza talimatı verdim. Burasının yetiştirilmesini istedim. Derdim belediyeye yük getirmeden belediyemize taziye konutu kazandırmaktı.”
“Onlardaki acının niçini 3 kere yenilmeleri”
Mahkeme çıkışında basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Salman hayali bir belediye işçisi ve uydurma bir ihbar ile bu davanın açıldığını lisana getirdi. Salman, şu biçimde devam etti:
“Siyasi yaşantımız gerek seçimlerde gerekse daha sonrasında, adliyede geçiyor. Ben bu ortada AK Parti’nin Yalova’daki temsilcilerine teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en küçük yüzölçümlü ilinin belediye liderinin bu kadar tanınmasına aldığımız birinci seçimden beri vesile oldular. Belediye müfettişler tarafınca hallaç pamuğu üzere atılmasına karşın hiç bir şey bulamadılar. Artık fındık kabuğunu doldurmayacak konulardan soruşturma açılmaya, davalar açılmaya başlandı. Neredeyse ayakkabılarımın rengi için bile dava açacaklar. Ben Türk yargısı bu kadar meşgul etmekten kendi adıma hicap duymaya başladım. Bu dava ise açılmaması gereken bir davaydı. Fakat açıldı. Yapılacak bir şey yok. Teknik ve türel açıdan bakıldığında direkt teminde benim yalnızca bir imzam var. Kamu menfaati, kamu faydası ve mahallenin taleplerine karşılık gelmiş bir taziye meskeni yapıldı. AK Parti’nin vilayet lideri ve onların uydurduğu kelamda belediye içerisinden vatanını, milletini seven bâtın şahidin tespit ve ihbarlarıyla bu husus adliyeye taşındı. Biz vatanımızı milletimizi sevmiyoruz güya. Buradan net olarak söylüyorum. Yalova’yı benim kadar kimse sevemez. Onlardaki acının niçini 2 seçimde 3 defa bana yenilmeleri. Onlar bunu hazmedemiyorlar. Yoksa kaygıları Vefa Salman değil. ötürüsıyla bu davayı da siyasallaştırdılar. Geçen celseye ben gelemedim gelip mahkemede siyasi gösteri yapmışlar. Burası siyasi gösteri yapma yeri değil.”
“Yalova’da avukat mı kalmadı?”
Davaya müdahil olan Yalova Belediyesi’nin Ankara’dan bir avukatla mutabakatını da eleştiren Salman, “Belediyede kaç tane avukat var. Yalnızca benim davalarıma girsin diye 450 bin TL’ye yakın para verip Ankara’dan avukat getirtmişler. Belediyede ya da Yalova’da avukat kalmadı da Ankara’dan mı avukat getirmek zorunda kaldınız. Kaldı ki belediyenin bu davada taraf olmasını da anlamak mümkün değil. 164 bin TL’lik bir taziye konutu ve kamu ziyanı yok” dedi.
“Suçu ortaya çıkardık, sanık olduk”
Yalova Belediyesi’ndeki yolsuzluk ve zimmete para geçirme olayını da kendilerinin ortaya çıkarmalarına karşın kendilerini sanık sandalyesinde bulduklarını lisana getiren Salman, “Tespit edildiği kadarıyla benden 5 yıl evvel tespit edilmiş bir cürmü ortaya çıkardık. Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunduk. Kabahati bulduk, ortaya çıkardık, hatalı duruma biz düştük, sanık olarak mahkeme mahkeme dolaşıyoruz. Şu anda süren ve birinci kere tabir verdiğim taziye konutu davası bile 2 ayda bir İçişleri Bakanlığı tarafınca gönderilen uzaklaştırma yazısında bunu bile uzaklaştırma sebebi göstermişler. El insaf ya. Vatandaş bağırıyor ya nerede bu adalet diye, şu andaki durum bu. Hukuk ve adalet gün gelecek herkese lazım olacak. Benim hiç bir kaygım yok. Allah’ın adaleti var. Allah’ın adaleti er ya da geç bir daha tecelli edecek. Hesap vermesi gerekenler de hesap verecekler” diye konuştu.
Yalova 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, Salman ile devrin Fen İşleri Müdürlüğü nazaranvini yürüten ve bir süre belediye lider yardımcılığı yapan Hamit K. ve belediyede vazifeli 3 işçi ile avukatlar katıldı.
Birinci duruşmaya katılamayan Salman, sanık olarak verdiği sözde siyasi bir husumetle dava açıldığını kaydetti. Seyrantepe Mahallesi’ne yaptırılan taziye konutuyla ait konuşan Salman, mahkemede yaptığı savunmada şunları söylemiş oldu:
Bu siyasi bir husumetle yapılmış bir şikâyet. ötürüsıyla siyasi bir dava haline dönüştürüldü. Bunun tek niçini var. Benim mensubu olduğum siyasi partinin karşısındaki siyasi partinin adayının kazanamaması. 2 seçimde 3 sefer yine edildi ve ben ötürüsıyla 3 sefer seçim kazandım.
Ben 6 yıl makamda etkin olarak durdum ve bu nazaranv müddetim zarfında hiç bir biçimde yasal olmayan hiç bir talimat vermedim. Burada asıl kıymetli mevzu mahalle birinci kez benim 2019’da ki seçim dönemimde oy kullandı. Daha evvelce bu mahalleden bizim partimize hiç oy çıkmazdı. Lakin 2019 yılında vatandaşlar yaptığımız hizmetleri karşılıksız bırakmadı ve bu mahalleden birinci parti çıktık. Ben seçimi kazanmasaydım bu davaların hiç biri açılmayacaktı. Bu davada siyasi hasımlık de var.
Şu anki AK Parti Vilayet Lideri Muğlim Bağatar’ın vilayet lideri olmadan evvel belediyeden bir taşocağı açma talebi vardı. Biz bunu yerine getirmedik. Geçmişteki husumetini siyasi hasımlığa dönüştürdü diye başımda bir grup soru işaretleri de oluştu.
“Mahalleye yemin ettim”
Orada taziye konutu gereksinimi vardı. Bu mevzuda benden daima talepleri oldu. Ben de mahalleye yemin ettim. Öbür bütün eksiklerini gidermiştik. Yalnızca taziye meskeni kalmıştı. Burada da belediyenin ötürüsıyla kamunun parasını savunmak ismine burasını bağışçılar vasıtası ile yapmaya çalıştık. Bir bağışçımız ile anlaştık lakin o burasının kendisi için uygun olmadığını lisana getirip caydı. Akabinde ikinci bir bağışçı ile anlaştık. A.Ç isimli bu bağışçı taziye meskenine babasının ismini vermek istediğini tabir etti. Biz de kabul ettik. Akabinde o da burasının küçük olduğunu lisana getirip vazgeçti. Seçim yaklaşmıştı. Burasının seçime yetişmesi gerekiyordu. Ben de belediye bürokratlarımıza talimatı verdim. Burasının yetiştirilmesini istedim. Derdim belediyeye yük getirmeden belediyemize taziye konutu kazandırmaktı.”
“Onlardaki acının niçini 3 kere yenilmeleri”
Mahkeme çıkışında basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Salman hayali bir belediye işçisi ve uydurma bir ihbar ile bu davanın açıldığını lisana getirdi. Salman, şu biçimde devam etti:
“Siyasi yaşantımız gerek seçimlerde gerekse daha sonrasında, adliyede geçiyor. Ben bu ortada AK Parti’nin Yalova’daki temsilcilerine teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en küçük yüzölçümlü ilinin belediye liderinin bu kadar tanınmasına aldığımız birinci seçimden beri vesile oldular. Belediye müfettişler tarafınca hallaç pamuğu üzere atılmasına karşın hiç bir şey bulamadılar. Artık fındık kabuğunu doldurmayacak konulardan soruşturma açılmaya, davalar açılmaya başlandı. Neredeyse ayakkabılarımın rengi için bile dava açacaklar. Ben Türk yargısı bu kadar meşgul etmekten kendi adıma hicap duymaya başladım. Bu dava ise açılmaması gereken bir davaydı. Fakat açıldı. Yapılacak bir şey yok. Teknik ve türel açıdan bakıldığında direkt teminde benim yalnızca bir imzam var. Kamu menfaati, kamu faydası ve mahallenin taleplerine karşılık gelmiş bir taziye meskeni yapıldı. AK Parti’nin vilayet lideri ve onların uydurduğu kelamda belediye içerisinden vatanını, milletini seven bâtın şahidin tespit ve ihbarlarıyla bu husus adliyeye taşındı. Biz vatanımızı milletimizi sevmiyoruz güya. Buradan net olarak söylüyorum. Yalova’yı benim kadar kimse sevemez. Onlardaki acının niçini 2 seçimde 3 defa bana yenilmeleri. Onlar bunu hazmedemiyorlar. Yoksa kaygıları Vefa Salman değil. ötürüsıyla bu davayı da siyasallaştırdılar. Geçen celseye ben gelemedim gelip mahkemede siyasi gösteri yapmışlar. Burası siyasi gösteri yapma yeri değil.”
“Yalova’da avukat mı kalmadı?”
Davaya müdahil olan Yalova Belediyesi’nin Ankara’dan bir avukatla mutabakatını da eleştiren Salman, “Belediyede kaç tane avukat var. Yalnızca benim davalarıma girsin diye 450 bin TL’ye yakın para verip Ankara’dan avukat getirtmişler. Belediyede ya da Yalova’da avukat kalmadı da Ankara’dan mı avukat getirmek zorunda kaldınız. Kaldı ki belediyenin bu davada taraf olmasını da anlamak mümkün değil. 164 bin TL’lik bir taziye konutu ve kamu ziyanı yok” dedi.
“Suçu ortaya çıkardık, sanık olduk”
Yalova Belediyesi’ndeki yolsuzluk ve zimmete para geçirme olayını da kendilerinin ortaya çıkarmalarına karşın kendilerini sanık sandalyesinde bulduklarını lisana getiren Salman, “Tespit edildiği kadarıyla benden 5 yıl evvel tespit edilmiş bir cürmü ortaya çıkardık. Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunduk. Kabahati bulduk, ortaya çıkardık, hatalı duruma biz düştük, sanık olarak mahkeme mahkeme dolaşıyoruz. Şu anda süren ve birinci kere tabir verdiğim taziye konutu davası bile 2 ayda bir İçişleri Bakanlığı tarafınca gönderilen uzaklaştırma yazısında bunu bile uzaklaştırma sebebi göstermişler. El insaf ya. Vatandaş bağırıyor ya nerede bu adalet diye, şu andaki durum bu. Hukuk ve adalet gün gelecek herkese lazım olacak. Benim hiç bir kaygım yok. Allah’ın adaleti var. Allah’ın adaleti er ya da geç bir daha tecelli edecek. Hesap vermesi gerekenler de hesap verecekler” diye konuştu.