Büyük Marmara sarsıntısının yıldönümüne günler kala Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’den muhtemel İstanbul zelzelesi için ihtar geldi.
Türkiye’nin önündeki büyük tehlikeye dikkat çeken Prof. Dr. Görür sarsıntının beka sorunu olduğunu vurguladı. Gündem kalabalığından dolayı büyük tehlikenin göz arkası edildiğini söyleyen Prof. Dr. Görür, “Arkadaşlar, biraz dertleşelim. Gerek İstanbul’un gerekse öteki yerlerin sarsıntıya hazırlanması konusunda kararlı ve ikna edici bir ses ne hükümetten ne de muhalefetten geliyor. Bir birleriyle yarışırcasına sıkıntılara sahip çıkan ve vaadlerde bulunan politikler zelzele konusunda sessiz. bu biçimde bir beka meselesinde sessiz olmaları manalı. Bu mevzuda topa girmek işlerine gelmiyor olmalı. Tahminen de göze görünür işlere talip olmak iktidar için daha kestirme bir yol olarak görülüyor” dedi.
‘UNUTMAYIN SEÇMENİN DEDİĞİ OLUR’
Naci Görür, Türkiye’nin önünde epeyce ciddiye alınan bir seçim olduğunu bu seçimin yüzbinlerce insanın can güvenliği seçimi olduğunun altını çizerek, “Önümüzde fazlaca ciddiye alınan bir seçim var. Yüzbinlerce insanımızın can güNaci Görür’den sert reaksiyon: ‘Asıl beka sorunu bu’venliğini… Lisana dahi getirmeyip bu mevzunun üzerini örten siyasilere, hangi partiden olursanız olun can güvenliği talebinizi iletin, şayet reaksiyon alamazsanız sandıkta gereğini yapacağınızı belirtin. İnanın bu en tesirli yoldur. Önümüzde yaklaşık bir yıl var. Unutmayın seçmenin dediği olur” tabirlerini kullandı.
‘ARTIK UZATMALARI OYNUYORUZ’ DEMİŞTİ
Görür, daha evvel de yaptığı açıklamalarda 2030’a kadar İstanbul Depremi’nin gerçekleşme mümkünlüğünü yüzde 64 olarak açıklarken, İstanbul’da en az 7.2 büyüklüğünde zelzele tehlikesi olduğunu ve 2022 yılına gelindiğine bakılırsa artık uzatmaların oynandığını söz etmişti.
İSTANBUL’DA 48 BİN BİNA YIKILABİLİR
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İzmir’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki sarsıntının akabinde resmi internet sitesinde ve toplumsal medya hesaplarında zelzeleyle ilgili olarak yapılan çalışmanın sonuçlarını yayınladı. Buna nazaran hazırlıksız yakalanıldığı takdirde 7.5 büyüklüğündeki bir sarsıntıda İstanbul ‘da 48 bin bina yıkılacak yahut ağır hasar nazarancek. 194 bin bina orta ve üstü hasar alacak. Yolların yüzde 30’u kapanacak. 120 milyar TL ekonomik kayıp yaşanacak.
6.7 MİLYON KONUT RİSK ALTINDA
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Lideri Yavuz Işık, Türkiye Zelzele Tehlike Haritasına nazaran nüfusumuzun yüzde 70’ten çoksının zelzele tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğuna dikkat çekerek “Türkiye Sarsıntı Tehlike Haritası’nı incelediğimizde nüfusumuzun yüzde 70’ten çoksının zelzele tehlikesi yüksek olan bölgelerde yaşamakta olduğunu görüyoruz. Her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun kıymetli bir oranının hala zelzeleye dayanıksız eski yapılarda ikamet etmektedir. Ne vakit, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz zelzele, yeni acılara niye olmadan riskli yapıların hemen dönüştürülmesi gerekmektedir. Resmî datalara göre 6,7 milyon konut risk altındadır. Yılda 100-200 bin adet konut dönüşümü ile bu risk kısa vadede maalesef ortadan kalkmayacaktır” dedi.
Türkiye’nin önündeki büyük tehlikeye dikkat çeken Prof. Dr. Görür sarsıntının beka sorunu olduğunu vurguladı. Gündem kalabalığından dolayı büyük tehlikenin göz arkası edildiğini söyleyen Prof. Dr. Görür, “Arkadaşlar, biraz dertleşelim. Gerek İstanbul’un gerekse öteki yerlerin sarsıntıya hazırlanması konusunda kararlı ve ikna edici bir ses ne hükümetten ne de muhalefetten geliyor. Bir birleriyle yarışırcasına sıkıntılara sahip çıkan ve vaadlerde bulunan politikler zelzele konusunda sessiz. bu biçimde bir beka meselesinde sessiz olmaları manalı. Bu mevzuda topa girmek işlerine gelmiyor olmalı. Tahminen de göze görünür işlere talip olmak iktidar için daha kestirme bir yol olarak görülüyor” dedi.
‘UNUTMAYIN SEÇMENİN DEDİĞİ OLUR’
Naci Görür, Türkiye’nin önünde epeyce ciddiye alınan bir seçim olduğunu bu seçimin yüzbinlerce insanın can güvenliği seçimi olduğunun altını çizerek, “Önümüzde fazlaca ciddiye alınan bir seçim var. Yüzbinlerce insanımızın can güNaci Görür’den sert reaksiyon: ‘Asıl beka sorunu bu’venliğini… Lisana dahi getirmeyip bu mevzunun üzerini örten siyasilere, hangi partiden olursanız olun can güvenliği talebinizi iletin, şayet reaksiyon alamazsanız sandıkta gereğini yapacağınızı belirtin. İnanın bu en tesirli yoldur. Önümüzde yaklaşık bir yıl var. Unutmayın seçmenin dediği olur” tabirlerini kullandı.
‘ARTIK UZATMALARI OYNUYORUZ’ DEMİŞTİ
Görür, daha evvel de yaptığı açıklamalarda 2030’a kadar İstanbul Depremi’nin gerçekleşme mümkünlüğünü yüzde 64 olarak açıklarken, İstanbul’da en az 7.2 büyüklüğünde zelzele tehlikesi olduğunu ve 2022 yılına gelindiğine bakılırsa artık uzatmaların oynandığını söz etmişti.
İSTANBUL’DA 48 BİN BİNA YIKILABİLİR
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İzmir’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki sarsıntının akabinde resmi internet sitesinde ve toplumsal medya hesaplarında zelzeleyle ilgili olarak yapılan çalışmanın sonuçlarını yayınladı. Buna nazaran hazırlıksız yakalanıldığı takdirde 7.5 büyüklüğündeki bir sarsıntıda İstanbul ‘da 48 bin bina yıkılacak yahut ağır hasar nazarancek. 194 bin bina orta ve üstü hasar alacak. Yolların yüzde 30’u kapanacak. 120 milyar TL ekonomik kayıp yaşanacak.
6.7 MİLYON KONUT RİSK ALTINDA
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Lideri Yavuz Işık, Türkiye Zelzele Tehlike Haritasına nazaran nüfusumuzun yüzde 70’ten çoksının zelzele tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğuna dikkat çekerek “Türkiye Sarsıntı Tehlike Haritası’nı incelediğimizde nüfusumuzun yüzde 70’ten çoksının zelzele tehlikesi yüksek olan bölgelerde yaşamakta olduğunu görüyoruz. Her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun kıymetli bir oranının hala zelzeleye dayanıksız eski yapılarda ikamet etmektedir. Ne vakit, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz zelzele, yeni acılara niye olmadan riskli yapıların hemen dönüştürülmesi gerekmektedir. Resmî datalara göre 6,7 milyon konut risk altındadır. Yılda 100-200 bin adet konut dönüşümü ile bu risk kısa vadede maalesef ortadan kalkmayacaktır” dedi.