ahmetbeyler
Active member
Mersin Gümrük Koruma Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü takımlarının, Mersin Emniyet Müdürlüğü’nün dayanağıyla 16 Haziran 2021’de düzenlediği operasyonda, Liberya bandıralı bir gemideki muz yüklü iki konteynerde toplam 1 ton 300 kilogram kokain ele geçirilmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşması bugün yapıldı.
Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıkların tamamı ile avukatları katıldı. Sanıklardan B.Ş., duruşmada yaptığı savunmasında, yakalanan uyuşturucu ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
‘Bir nevi kendimi ihbar ettim’
“Muz konteynerleri limana indikten daha sonra başımıza makûs bir olay gelmesin diye araştırma yaptım. daha sonra KEP üzerinden polise, konteyner numaralarını da belirtmek suretiyle tümünde arama yapılması için müracaatta bulundum. Bir nevi kendi kendimi ihbar ettim. Uyutturucu ile bir alakam yoktur. Konteynerler bizim şirketin deposuna gelecekti. Depoya geldiğinde mühürlü oluyorlar, bu konteynerleri isteyen birisi yoktu. Bilhassa uyuşturucu çıkan konteynerlerle ilgili rastgele bir talep özelde olmadı. Hatasızım, beraatımı talep ediyorum”
Duruşmada sonrasındasında 6 şahit dinlendi. Dinlenen şahitlerin tümü uyuşturucu konusuna bir ayrıntıların olmadığını lisana getirdi.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Görüşü sorulan savcı ise “Sanıkların üzerlerine atılı kabahatin niteliği, suça öngörülen ceza ölçüsü, cürmün işlendiğine dair somut tespitler dikkate alınarak sanıkların başka ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu ismine talep ve mütalaa olunur” dedi.
‘Kontrol için ihbarda bulunuldu’
Tüm sanıkların avukatı olan Hasan Ahi de yaptığı savunmada şunları söylemiş oldu:
“Toplam 109 konteyner gelmiş. 109 konteyner ortasında uyuşturucu bulunan konteyner ile ilgili olan konşimento, yakalama tarihinden 10 gün evvel Malta’da düzenlenmiş bir konşimentodur. Sanıklardan B.Ş., denetim için müracaatta bulunmuştur. Malın geldiği ile ilgili, süreç yapılacağı ile ilgili vs. emniyetten savcılığa bilgi verildiği birinci tarih 23 Ekim saat 13:35’tir. Cumhuriyet savcısı çabucak arama müsaadesi için sulh ceza hâkimliğine yazı yazmıştır. Bizim gayemiz maddi gerçeğe ulaşmaktır. Şu an hesaplarında 4 milyon 700 bin doların üzerinde para vardır lakin çekilememektedir. Evrakta kuşku dahi yoktur. 2012 yılında N.Ş. ile birlikte 15 kişi dinlendi. Devlet üstüne düşen vazifeyi yapmadığı biçimde sanıklar nasıl yapsınlar? Evrakın mevcut durum ve haliyle bu sanıklara epeyce büyük bir olasılıkla beraat sonucu verileceği kanaatindeyim. Uygulanabilecek en ağır isimli denetim kurallarından biri yahut birkaç tanesi uygulanarak tahliyelerine karar verilmesini talep ederim”
4 sanık için tahliye sonucu verildi
Mahkeme, muz ithalatını yapan şirket sahiplerinden N.Ş. ile oğlu B.Ş.’nin, üzerlerine atılı hata ile ilgili olarak güçlü cürüm kuşkusunun varlığını gösteren olguların bulunması, sanıklar hakkında kaçma ve kanıtları değiştirme kuşkusunun bulunması, evrakta kanıtların tam olarak toplanmaması, üzerlerine atılı kabahatin vasıf ve niteliği ile gerektirdiği ceza ölçüsü dikkate alındığında isimli denetim uygulamasının yetersiz kalacağı nedeni öne sürülerek tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, başka sanıklar E.Ş., H.İ.Ş., L.S. ve R.S.’nin ise yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmelerine hükmetti. Dava, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıkların tamamı ile avukatları katıldı. Sanıklardan B.Ş., duruşmada yaptığı savunmasında, yakalanan uyuşturucu ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
‘Bir nevi kendimi ihbar ettim’
“Muz konteynerleri limana indikten daha sonra başımıza makûs bir olay gelmesin diye araştırma yaptım. daha sonra KEP üzerinden polise, konteyner numaralarını da belirtmek suretiyle tümünde arama yapılması için müracaatta bulundum. Bir nevi kendi kendimi ihbar ettim. Uyutturucu ile bir alakam yoktur. Konteynerler bizim şirketin deposuna gelecekti. Depoya geldiğinde mühürlü oluyorlar, bu konteynerleri isteyen birisi yoktu. Bilhassa uyuşturucu çıkan konteynerlerle ilgili rastgele bir talep özelde olmadı. Hatasızım, beraatımı talep ediyorum”
Duruşmada sonrasındasında 6 şahit dinlendi. Dinlenen şahitlerin tümü uyuşturucu konusuna bir ayrıntıların olmadığını lisana getirdi.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Görüşü sorulan savcı ise “Sanıkların üzerlerine atılı kabahatin niteliği, suça öngörülen ceza ölçüsü, cürmün işlendiğine dair somut tespitler dikkate alınarak sanıkların başka ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu ismine talep ve mütalaa olunur” dedi.
‘Kontrol için ihbarda bulunuldu’
Tüm sanıkların avukatı olan Hasan Ahi de yaptığı savunmada şunları söylemiş oldu:
“Toplam 109 konteyner gelmiş. 109 konteyner ortasında uyuşturucu bulunan konteyner ile ilgili olan konşimento, yakalama tarihinden 10 gün evvel Malta’da düzenlenmiş bir konşimentodur. Sanıklardan B.Ş., denetim için müracaatta bulunmuştur. Malın geldiği ile ilgili, süreç yapılacağı ile ilgili vs. emniyetten savcılığa bilgi verildiği birinci tarih 23 Ekim saat 13:35’tir. Cumhuriyet savcısı çabucak arama müsaadesi için sulh ceza hâkimliğine yazı yazmıştır. Bizim gayemiz maddi gerçeğe ulaşmaktır. Şu an hesaplarında 4 milyon 700 bin doların üzerinde para vardır lakin çekilememektedir. Evrakta kuşku dahi yoktur. 2012 yılında N.Ş. ile birlikte 15 kişi dinlendi. Devlet üstüne düşen vazifeyi yapmadığı biçimde sanıklar nasıl yapsınlar? Evrakın mevcut durum ve haliyle bu sanıklara epeyce büyük bir olasılıkla beraat sonucu verileceği kanaatindeyim. Uygulanabilecek en ağır isimli denetim kurallarından biri yahut birkaç tanesi uygulanarak tahliyelerine karar verilmesini talep ederim”
4 sanık için tahliye sonucu verildi
Mahkeme, muz ithalatını yapan şirket sahiplerinden N.Ş. ile oğlu B.Ş.’nin, üzerlerine atılı hata ile ilgili olarak güçlü cürüm kuşkusunun varlığını gösteren olguların bulunması, sanıklar hakkında kaçma ve kanıtları değiştirme kuşkusunun bulunması, evrakta kanıtların tam olarak toplanmaması, üzerlerine atılı kabahatin vasıf ve niteliği ile gerektirdiği ceza ölçüsü dikkate alındığında isimli denetim uygulamasının yetersiz kalacağı nedeni öne sürülerek tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, başka sanıklar E.Ş., H.İ.Ş., L.S. ve R.S.’nin ise yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmelerine hükmetti. Dava, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.