Mardin’de “21/22 Hasat Yılı ve daha sonrası” temasıyla düzenlenen görüşmede; un ihracatına yönelik riskler, iç piyasadaki problemler, buğday üretimi, kuraklık ve tesirleri üreticiler, uzmanlar ve dal temsilcileri tarafınca tartışılarak, tahlil yolları arandı. 2016 yılında kurulan ve 5 yıl üzere kısa bir müddetde Türkiye’de buğday tedarik pazarında dal başkanı olan Taban Besin, Mardin’de Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği ve Dicle Un Sanayicileri Derneği’nin ortak düzenlediği “21/22 Hasat Yılı ve daha sonrası” bahisli bölgesel toplantının destekçileri içinde yerini aldı.
Un sanayicileri hammadde tarafından kahırda…
TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi)’nin yanı sıra bölge un sanayicileri olmak üzere yaklaşık 300 kişinin iştirakiyle 3 gün süren görüşmede; un endüstrinin durumu, dış ticaret, buğday siyasetleri, rekolte ve buğday üretimini artırmaya yönelik eforlar, fiyatlar, TMO siyasetleri ele alındı. görüşmede, yaşanan kuraklık ve rekolte kaybı ötürüsı ile bölgedeki un sanayicilerinin hammadde tarafından dertte olduğu, TMO’nun bölgeye buğday tedarik etmesinin gerektiği, Mardin’deki 43 un fabrikasının zorlandığının altı çizildi. Panelde rekolte kaybının buğday genelinde %30’larda olduğu vurgulanırken, buğday ekimindeki azalmanın önemli kahır doğurduğu ve yeterlilik sorunu başladığı vurgulandı.
Kırsala yönelik yeni üretim modellerine gereksinim var
GUSAD Onursal Lideri Erhan Özmen, Türkiye buğday gereksiniminin 18 milyon ton, buğday ekim alanının 7,2 milyon hektar olduğunu ve 20/21 hasat periyodunda buğday üretiminin 17 milyon ton olarak gerçekleştiğini belirtti. Toplam un, makarna, bulgur ihracatının 6,6 milyon ton olduğu 2020 yılında, buğday ithalatının da 9,75 milyon ton olduğunu belirten Özmen, buğday üretiminin arttırılması gerektiğinin altını çizdi. görüşmede buğday ekim ve üretimini artırmak için 2 milyon hektar civarı ekilmeyen boş toprakların üretime kazandırılması gerektiği, bunun için kırsala yönelik yeni üretim modellerine muhtaçlık olduğunun ve iklim değişikliğinin tehdit ettiği bölgelerde sulama yatırımlarının tamamlanması gerektiğinin ehemmiyeti vurgulandı.
Dal olarak evvela sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğiyle çaba etmeliyiz
Taban Besin olarak kesimin en kıymetli toplantılarından birinde destekçi olarak yer almaktan gurur duyduklarını belirten Taban Besin CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “sektörün nabzını tuttuğumuz, gereksinimleri, beklentileri gördüğümüz, çok verimli geçen bir toplantı oldu” dedi. Hasan Hacıhaliloğlu “21/22 döneminde her ne kadar buğday üretiminin dünya genelinde artması öngörülse de iklim kurallarına bağlı olarak kuraklık sebebiyle ziraî üretimde düşüş beklentiler içinde, Türkiye’de de önemli oranda rekolte kaybı bekleniyor. Türkiye un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada yer alıyor. Bu büyük bir sanayi ve dalı söz ediyor. Bu gücün kaybedilmemesi ve ihracatın geliştirilmesi, desteklenmesi için buğday siyasetlerinin gerçek yönetilmesi gerekiyor. Üretimin desteklenmesi, un ihracatçılarının sıkıntılarının giderilmesi pek değerli. Kuraklık tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de önemli kayıplara yol açıyor. Bölüm olarak evvela sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğiyle gayret etmeliyiz. Taban Besin olarak tarımın, üreticinin desteklenmesi ismine yapılacak tüm çalışmalarda, projelerde yer almaya hazırız” dedi.
Taban Besin, 300 bin tonluk transit ticaret hacmini 2021 yılında 1.5 milyona çıkarmayı hedefliyor
Dünyanın farklı pazarlarından buğday başta olmak üzere tahıl, yem kümesi ve yağlı tohum tedariki yapan Taban Besin, kuvvetli sermaye yapısıyla 2016 yılında kuruldu ve 5 yıl üzere kısa bir müddetde Türkiye’de buğday tedarik pazarında kesim önderi oldu. Yeni yatırımlarla tedarik zincirini güçlendirmeyi hedefleyen Taban Besin, 2021 sonunda yüzde 25 büyümeyi planlıyor. 2020 yılında 300 bin ton olarak gerçekleştirdiği transit ticaret hacmini 2021 yılında 1,5 milyona çıkarmayı hedefleyen şirket, yurtiçi buğday üretim ve tedarik hususlarındaki yatırım planları ile bu noktada da zincirin kıymetli bir halkası olmayı planlıyor.
Un sanayicileri hammadde tarafından kahırda…
TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi)’nin yanı sıra bölge un sanayicileri olmak üzere yaklaşık 300 kişinin iştirakiyle 3 gün süren görüşmede; un endüstrinin durumu, dış ticaret, buğday siyasetleri, rekolte ve buğday üretimini artırmaya yönelik eforlar, fiyatlar, TMO siyasetleri ele alındı. görüşmede, yaşanan kuraklık ve rekolte kaybı ötürüsı ile bölgedeki un sanayicilerinin hammadde tarafından dertte olduğu, TMO’nun bölgeye buğday tedarik etmesinin gerektiği, Mardin’deki 43 un fabrikasının zorlandığının altı çizildi. Panelde rekolte kaybının buğday genelinde %30’larda olduğu vurgulanırken, buğday ekimindeki azalmanın önemli kahır doğurduğu ve yeterlilik sorunu başladığı vurgulandı.
Kırsala yönelik yeni üretim modellerine gereksinim var
GUSAD Onursal Lideri Erhan Özmen, Türkiye buğday gereksiniminin 18 milyon ton, buğday ekim alanının 7,2 milyon hektar olduğunu ve 20/21 hasat periyodunda buğday üretiminin 17 milyon ton olarak gerçekleştiğini belirtti. Toplam un, makarna, bulgur ihracatının 6,6 milyon ton olduğu 2020 yılında, buğday ithalatının da 9,75 milyon ton olduğunu belirten Özmen, buğday üretiminin arttırılması gerektiğinin altını çizdi. görüşmede buğday ekim ve üretimini artırmak için 2 milyon hektar civarı ekilmeyen boş toprakların üretime kazandırılması gerektiği, bunun için kırsala yönelik yeni üretim modellerine muhtaçlık olduğunun ve iklim değişikliğinin tehdit ettiği bölgelerde sulama yatırımlarının tamamlanması gerektiğinin ehemmiyeti vurgulandı.
Dal olarak evvela sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğiyle çaba etmeliyiz
Taban Besin olarak kesimin en kıymetli toplantılarından birinde destekçi olarak yer almaktan gurur duyduklarını belirten Taban Besin CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “sektörün nabzını tuttuğumuz, gereksinimleri, beklentileri gördüğümüz, çok verimli geçen bir toplantı oldu” dedi. Hasan Hacıhaliloğlu “21/22 döneminde her ne kadar buğday üretiminin dünya genelinde artması öngörülse de iklim kurallarına bağlı olarak kuraklık sebebiyle ziraî üretimde düşüş beklentiler içinde, Türkiye’de de önemli oranda rekolte kaybı bekleniyor. Türkiye un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada yer alıyor. Bu büyük bir sanayi ve dalı söz ediyor. Bu gücün kaybedilmemesi ve ihracatın geliştirilmesi, desteklenmesi için buğday siyasetlerinin gerçek yönetilmesi gerekiyor. Üretimin desteklenmesi, un ihracatçılarının sıkıntılarının giderilmesi pek değerli. Kuraklık tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de önemli kayıplara yol açıyor. Bölüm olarak evvela sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğiyle gayret etmeliyiz. Taban Besin olarak tarımın, üreticinin desteklenmesi ismine yapılacak tüm çalışmalarda, projelerde yer almaya hazırız” dedi.
Taban Besin, 300 bin tonluk transit ticaret hacmini 2021 yılında 1.5 milyona çıkarmayı hedefliyor
Dünyanın farklı pazarlarından buğday başta olmak üzere tahıl, yem kümesi ve yağlı tohum tedariki yapan Taban Besin, kuvvetli sermaye yapısıyla 2016 yılında kuruldu ve 5 yıl üzere kısa bir müddetde Türkiye’de buğday tedarik pazarında kesim önderi oldu. Yeni yatırımlarla tedarik zincirini güçlendirmeyi hedefleyen Taban Besin, 2021 sonunda yüzde 25 büyümeyi planlıyor. 2020 yılında 300 bin ton olarak gerçekleştirdiği transit ticaret hacmini 2021 yılında 1,5 milyona çıkarmayı hedefleyen şirket, yurtiçi buğday üretim ve tedarik hususlarındaki yatırım planları ile bu noktada da zincirin kıymetli bir halkası olmayı planlıyor.