Manş Denizi’ni 28 Ağustos 1979’da, 15 saat 47 dakikada yüzerek geçmeyi başaran birinci Türk hanımı 65 yaşındaki Nesrin Olgun Arslan, fazlaca sayıda şampiyonluk ve derece sığdırdığı mesleğine devam ediyor.
Havuzda ve denizde idmanlarını sürdüren Nesrin Olgun, dünyanın farklı coğrafyalarındaki açık deniz yarışlarına da katılarak yüzme sporuyla ilgilenen genç atletlere ilham oluyor.
Şampiyonalara katılacak yahut rekor denemesi yapacak yüzücülerle sık sık görüşen Nesrin Olgun, tecrübelerini aktardığı gençlere tavsiyelerde bulunuyor.
– Manş Denizi’nin yerini bile bilmiyordu
Mersin’de yaşayan Nesrin Olgun Arslan, AA muhabirine, spora ailesinin teşvikiyle 7 yaşında başladığını söylemiş oldu.
Manş Denizi’ni geçmeye 17 yaşında karar verdiğini belirten Nesrin Olgun, şunları anlattı:
“O devir gazetelerin manşetlerinde Erdal Acet’in 32 yaşında Manş Denizi’ni geçeceği yazıyordu. Antrenörüme ‘Erdal ağabey 32 yaşında, ben daha 17 yaşındayım. O hala yüzüyor.’ dedim. O da ‘Erdal Acet kim, sen kimsin?’ dedi. Bunun üzerine ‘bu biçimde ben de Manş’ı yüzeceğim.’ dedim. Daha Manş Denizi’nin yerini bile bilmiyorum. Neyle karşılaşacağımı, ne yapacağımı, kaç kilometre yüzeceğimi hiç bir şeyi bilmiyorum. Laf ağzımdan çıktı fakat kalakaldım.”
Denizi geçmeyi 1976’da başaran Erdal Acet’in antrenörü Kutal Özülkü’den kendisini çalıştırmasını istediğini anlatan Nesrin Olgun Arslan, Özülkü’nün durmadan 10 kilometre yüzmesi karşılığında teklifi kabul ettiğini lisana getirdi.
Deneyimli yüzücü, antrenörün isteğini gerçekleştirmek için çabaladığını belirterek, şöyleki devam etti:
“Sabah havuza gittim. Yazın başında idman yapmadığım için hazırlıksızdım. Evvelce yalnızca yazlık havuz vardı, kışlık havuzlar yoktu. Girdim havuza, 50’şer metre git gel yaparak 100 metrelik tipi tamamlıyorum. Hiç durmadan yüzmem gerekiyor. Başladım ancak 5 cinsten daha sonra kollarım ağrıdı, hamlamışım. Bir yandan yüzüyorum bir yandan çeşidi sayıyorum. 100 tıp yüzdükten daha sonra antrenörüme bakarak ‘Doğru saydım değil mi?’ dedim. O da ‘Tamamdır kızım başlıyoruz idmanlara.’ dedi.”
Manş Denizi’nde yüzmek için hazırlandığı 4 yılda epey sayıda aktifliğe katıldığını aktaran Nesrin Olgun, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Yoğun bir idman sürecim oldu. Türkiye’deki biroldukça maraton yarışına katıldım. 15 kilometrelik Mersin-Viranşehir maratonunu 5 sefer yüzdüm ve erkekleri geçerek birinci oldum. Çanakkale Boğazı’nı 1978 yılında yüzdüm. Kıbrıs’ta düzenlenen 15 kilometrelik maratona katıldım. Bunların akabinde 1979’de artık Manş için hazırdım. 18 ülkeden 18 yüzücü vardı. Gece 03.00’te başladı, teknede de ağır tezahürat eden grubum vardı. Talihsizlikler yaşadım, gelgite yakalandım. Dalgalarla savaşıp hiç bir biçimde bırakmayı düşünmeden yüzdüm. aslına bakarsanız gençlere daima ‘Bir şeye karar verdiğinizde seçeneklerinizin içinde başaramazsam fikri olmamalı.’ teklifinde bulunuyorum. Zira bu biçimde güç anlarda beyin daima berbata yanlışsız gidiyor. ‘Ben katiyetle bitireceğim, yapacağım.’ diye düşünmeliyiz. Ben o denli düşündüm ve başardım. Daima başardığımı hayal ediyordum ve kıyıya çıktığımda ağlarım diye düşünüyordum fakat ağlayamadım.”
– İki Türk bayanının daha başarmasından memnunluk duydu
Nesrin Olgun Arslan, katıldığı yarışlarda karşılaştığı bayan yüzücülerin kendisinden fikir aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Benden yıllar daha sonra yüzücü Bengisu Avcı, 2018’de Manş Denizi’ni geçti. Onunla biz Capri-Napoli Maratonu’ndaki kadro yarışında birlikte yüzmüştük. Onu, Manş Denizi’ni geçebileceği konusunda yüreklendirmiştim. Bu yıl da Aysu Türkoğlu yüzdü, onunla da 4 yıldır tanışıyorduk. Ben hala açık deniz yarışlarına katılıyorum. Bir sürü genç kız yanıma geliyor ve ‘Biz de Manş Denizi’ni yüzmek istiyoruz.’ diyorlar. Bunlardan ikisinin başarması hakikaten benim için fevkalade bir his oldu. Sahiden o anları güya ben yüzüyormuşum üzere yaşadım. Benim için büyük mutluluktu.”
Havuzda ve denizde idmanlarını sürdüren Nesrin Olgun, dünyanın farklı coğrafyalarındaki açık deniz yarışlarına da katılarak yüzme sporuyla ilgilenen genç atletlere ilham oluyor.
Şampiyonalara katılacak yahut rekor denemesi yapacak yüzücülerle sık sık görüşen Nesrin Olgun, tecrübelerini aktardığı gençlere tavsiyelerde bulunuyor.
– Manş Denizi’nin yerini bile bilmiyordu
Mersin’de yaşayan Nesrin Olgun Arslan, AA muhabirine, spora ailesinin teşvikiyle 7 yaşında başladığını söylemiş oldu.
Manş Denizi’ni geçmeye 17 yaşında karar verdiğini belirten Nesrin Olgun, şunları anlattı:
“O devir gazetelerin manşetlerinde Erdal Acet’in 32 yaşında Manş Denizi’ni geçeceği yazıyordu. Antrenörüme ‘Erdal ağabey 32 yaşında, ben daha 17 yaşındayım. O hala yüzüyor.’ dedim. O da ‘Erdal Acet kim, sen kimsin?’ dedi. Bunun üzerine ‘bu biçimde ben de Manş’ı yüzeceğim.’ dedim. Daha Manş Denizi’nin yerini bile bilmiyorum. Neyle karşılaşacağımı, ne yapacağımı, kaç kilometre yüzeceğimi hiç bir şeyi bilmiyorum. Laf ağzımdan çıktı fakat kalakaldım.”
Denizi geçmeyi 1976’da başaran Erdal Acet’in antrenörü Kutal Özülkü’den kendisini çalıştırmasını istediğini anlatan Nesrin Olgun Arslan, Özülkü’nün durmadan 10 kilometre yüzmesi karşılığında teklifi kabul ettiğini lisana getirdi.
Deneyimli yüzücü, antrenörün isteğini gerçekleştirmek için çabaladığını belirterek, şöyleki devam etti:
“Sabah havuza gittim. Yazın başında idman yapmadığım için hazırlıksızdım. Evvelce yalnızca yazlık havuz vardı, kışlık havuzlar yoktu. Girdim havuza, 50’şer metre git gel yaparak 100 metrelik tipi tamamlıyorum. Hiç durmadan yüzmem gerekiyor. Başladım ancak 5 cinsten daha sonra kollarım ağrıdı, hamlamışım. Bir yandan yüzüyorum bir yandan çeşidi sayıyorum. 100 tıp yüzdükten daha sonra antrenörüme bakarak ‘Doğru saydım değil mi?’ dedim. O da ‘Tamamdır kızım başlıyoruz idmanlara.’ dedi.”
Manş Denizi’nde yüzmek için hazırlandığı 4 yılda epey sayıda aktifliğe katıldığını aktaran Nesrin Olgun, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Yoğun bir idman sürecim oldu. Türkiye’deki biroldukça maraton yarışına katıldım. 15 kilometrelik Mersin-Viranşehir maratonunu 5 sefer yüzdüm ve erkekleri geçerek birinci oldum. Çanakkale Boğazı’nı 1978 yılında yüzdüm. Kıbrıs’ta düzenlenen 15 kilometrelik maratona katıldım. Bunların akabinde 1979’de artık Manş için hazırdım. 18 ülkeden 18 yüzücü vardı. Gece 03.00’te başladı, teknede de ağır tezahürat eden grubum vardı. Talihsizlikler yaşadım, gelgite yakalandım. Dalgalarla savaşıp hiç bir biçimde bırakmayı düşünmeden yüzdüm. aslına bakarsanız gençlere daima ‘Bir şeye karar verdiğinizde seçeneklerinizin içinde başaramazsam fikri olmamalı.’ teklifinde bulunuyorum. Zira bu biçimde güç anlarda beyin daima berbata yanlışsız gidiyor. ‘Ben katiyetle bitireceğim, yapacağım.’ diye düşünmeliyiz. Ben o denli düşündüm ve başardım. Daima başardığımı hayal ediyordum ve kıyıya çıktığımda ağlarım diye düşünüyordum fakat ağlayamadım.”
– İki Türk bayanının daha başarmasından memnunluk duydu
Nesrin Olgun Arslan, katıldığı yarışlarda karşılaştığı bayan yüzücülerin kendisinden fikir aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Benden yıllar daha sonra yüzücü Bengisu Avcı, 2018’de Manş Denizi’ni geçti. Onunla biz Capri-Napoli Maratonu’ndaki kadro yarışında birlikte yüzmüştük. Onu, Manş Denizi’ni geçebileceği konusunda yüreklendirmiştim. Bu yıl da Aysu Türkoğlu yüzdü, onunla da 4 yıldır tanışıyorduk. Ben hala açık deniz yarışlarına katılıyorum. Bir sürü genç kız yanıma geliyor ve ‘Biz de Manş Denizi’ni yüzmek istiyoruz.’ diyorlar. Bunlardan ikisinin başarması hakikaten benim için fevkalade bir his oldu. Sahiden o anları güya ben yüzüyormuşum üzere yaşadım. Benim için büyük mutluluktu.”