Lohusayken ne yapılmaz ?

Cansu

New member
[Lohusayken Ne Yapılmaz? Bilimsel ve Pratik Bir Değerlendirme]

Herkese merhaba! Lohusalık dönemine dair her biri farklı görüşlere sahip pek çok inanış vardır. Kendi deneyimimden de biliyorum ki, bu süreç, hem fiziksel hem de duygusal olarak oldukça yoğun bir dönem. Herkesin bu dönemde neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğine dair farklı fikirleri var. Aslında, lohusalık sürecinde "yapılmaması gerekenler" konusu, kültürel, toplumsal ve bireysel inançlarla iç içe geçmiş bir mesele. Ancak bu yazıda, bu konuda yaygın olan bazı inanışları bilimsel verilerle tartışmaya açmak istiyorum. Kendi gözlemlerimden yola çıkarak, aynı zamanda kanıta dayalı kaynaklarla bu dönemde dikkat edilmesi gereken noktaları inceleyeceğim.

[Lohusalıkta Yapılmaması Gerekenler: Toplumsal ve Kültürel İnanışlar]

Lohusalık dönemi, kadınlar için fiziksel ve psikolojik olarak değişimlerin yaşandığı, vücutlarının iyileşme sürecine girdiği bir dönemi ifade eder. Ancak çoğu toplumda, lohusa kadınların yapmaması gereken birçok şey olduğu düşünülür. Bu "yapılmaması gerekenler" listesinin büyük kısmı, tarihsel ve kültürel inanışlardan beslenir ve genellikle bilimsel temele dayanmaz. Bu nedenle, öncelikle bu dönemle ilgili toplumsal inanışlara bakmamız faydalı olacaktır.

Birçok kültürde, lohusa kadınların evden dışarı çıkmaması gerektiği, soğuk içecekler içmemesi gerektiği ya da belirli yiyeceklerden kaçınması gerektiği söylenir. Bu tür inanışlar, genellikle "soğuk" ve "sıcak" besinlerin dengesi üzerine kuruludur ve genetik ya da fiziksel faktörlerden ziyade kültürel öğretilere dayanır. Örneğin, Türkiye'de yaygın bir inanış olan “lohusa kadına soğuk su içirilmez” kuralı, çoğu zaman tıbbi bir gerekçeye dayandırılmadan uygulanan bir kısıtlamadır. Ancak bu tür inanışların günümüzde ne kadar doğru olup olmadığını incelemek önemlidir.

[Bilimsel Açıdan Lohusalık Döneminde Yapılmaması Gerekenler]

Lohusalık döneminde fiziksel iyileşme süreci yaşanırken, hem bedenin hem de ruhun uyum içinde olması gerekir. Bu dönemde, kadınların özellikle dikkat etmesi gereken bazı unsurlar vardır. Fiziksel olarak, aşırı fiziksel aktivite, aşırı yorulma veya ağır işlerden kaçınılması gerektiği bilimsel bir gerçektir. Araştırmalar, doğum sonrası iyileşme sürecinin ortalama 6 hafta sürdüğünü göstermektedir (AHA, 2021). Bu süre zarfında, kadının vücudu doğumdan sonra eski haline dönmeye çalışırken, aşırıya kaçan hareketler veya yanlış yapılan aktiviteler, iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.

Bu dönemde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise, ağır diyetlerden kaçınılmasıdır. Bazı inanışlar, lohusalıkta kadının bedeni "temizlenmesi" gerektiği gerekçesiyle katı diyetlere yönlendirebilir. Ancak, bu tür diyetlerin, emzirme sürecini olumsuz etkileyebileceği ve kadının beslenme ihtiyacını karşılayamayabileceği unutulmamalıdır. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme, hem anne hem de bebek için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, emzirme döneminde annenin vücudu ekstra enerji harcadığı için, bu dönemde aşırı kısıtlamalar yapmak, sağlıksız sonuçlara yol açabilir (American Pregnancy Association, 2020).

[Kadınların Toplumsal Bakış Açısı ve Lohusalık İnanışları]

Kadınların lohusalık dönemi ile ilgili yaklaşımları, genellikle toplumsal bağlamda şekillenir. Birçok kültürde, lohusa kadının toplumdan izole edilmesi gerektiği düşünülür. Bu, aslında kadınların hem fiziksel hem de duygusal iyileşme sürecini, genellikle yalnız başlarına veya yalnızca belirli yakınlarla yaşaması gerektiği anlamına gelir. Bu durum, bazı kadınlar için iyileşme sürecini hızlandırıcı olabilirken, diğerleri için sosyal izolasyon, depresyon ve yalnızlık gibi duygusal sorunlara yol açabilir.

Kadınlar arasındaki empati ve destek ağları, bu dönemde büyük bir fark yaratabilir. Anne, yeni bir hayata başlangıç yaparken çevresinin desteğine ve anlayışına ihtiyaç duyar. Birçok kadının, lohusalık dönemiyle ilgili toplumsal baskılardan kaynaklanan ruhsal zorluklarla baş etmekte zorlandığını biliyoruz. Bu noktada, toplumsal bakış açılarından ziyade, kadınların birbirine olan desteği çok daha değerli ve iyileştiricidir. Ancak bu destek de doğru şekilde yapılandırılmalıdır; aşırı ilgi ya da sürekli bir müdahale yerine, kadının bireysel ihtiyaçlarına saygı gösterilmesi gerekir.

[Erkeklerin Perspektifi: Stratejik Düşünce ve Eylem]

Erkeklerin lohusalık sürecine dair bakış açısı genellikle stratejik ve çözüm odaklıdır. Yeni bir baba olarak, kadınların bu dönemde yardım ve destek alması gerektiğini düşünen erkekler, çoğunlukla pratik çözümler geliştirmeye çalışır. Ancak bu çözüm odaklı yaklaşım bazen kadınların duygusal ihtiyaçlarını göz ardı edebilir. Örneğin, erkekler “işleri hızla halletmek” ve “yapılacak şeyleri çözmek” isterken, kadının duygusal iyileşmesine yönelik empatik bir yaklaşım eksik kalabilir. Lohusalık sürecinde erkeğin desteği, sadece fiziksel yardımlarla değil, duygusal anlamda da kadına güven vermekle şekillenmelidir.

[Sonuç: Lohusalık Döneminde Gerçekten Ne Yapılmamalı?]

Lohusalık, her kadın için farklı bir deneyimdir ve toplumların kültürel normları bu dönemi şekillendiren önemli faktörlerden biridir. Ancak, bilimsel veriler ve günümüz tıbbi bilgileri, lohusa kadının yapmaması gereken şeylerin çoğunun, çoğu zaman halk inanışlarından ibaret olduğunu göstermektedir. Aşırı fiziksel aktivite, sağlıksız diyetler ve izolasyon gibi uygulamalardan kaçınılması gerektiği gerçeği, her kadının daha sağlıklı bir iyileşme süreci geçirmesine katkı sağlar.

Peki sizce, toplumlar lohusalık döneminde kadınlara daha fazla destek sunmalı mı? Lohusalıkla ilgili geleneksel inançların ne kadar geçerli olduğunu düşünüyorsunuz? Sizce bu süreçte en önemli faktörler neler olmalı?

Kaynaklar:

- American Pregnancy Association. (2020). Postpartum Care: Your Health After Baby. Retrieved from [americanpregnancy.org](https://americanpregnancy.org).

- American Heart Association. (2021). Postpartum Care: Understanding Postpartum Recovery. Retrieved from [heart.org](https://heart.org).
 
Üst