ahmetbeyler
Active member
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Elektriği kesilen 4 milyon insanın sesi olmak gerekiyordu. Bunun için farkındalık yapmak gerekiyordu. Bunu yaptık. Elektriği kesilen birtakım aileleri de ziyaret edeceğim. Acıyı yaşamak lazım. Sorun, geliri olmayan ya da düşük gelirli ailelerin yaşadıkları dram. Asıl sorun o, o sorunu çözmemiz gerekiyor. Sorunu çözecek olan da siyaset kurumu, diğer kimse değil” dedi.
CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, elektriği kesilen meskeninde bu gece açıklama yaptıktan daha sonra, dışarıda bekleyen gazetecilerin sorularını yanıtlamak için apartmanın bahçesine indi. Bu sırada komşuları alkışlarıyla Kılıçdaroğlu’na dayanak verdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Asıl kıymetli olan bu ülkede her insanın huzur ortasında yaşamasıdır. Kimsenin elektriği kesilmesin, doğal gazı kesilmesin. Şayet bunlar bir insanlık hakkı ise bu ülkede yaşayan insanların hakkı ise devletlerin insanlara bu hakkı teslim etmesi lazım. Bu aslında bütün dünyanın da ortak sorunu. Bu neoliberal siyasetler Türkiye’yi de dünyayı da farklı bir yere getirdi. Az evvel de tabir ettim. 6 kişinin geliri dünya nüfusunun yarısına tahsis edilebilirse, dünyadaki bütün çocukların eğitim ve sıhhat meseleleri çözülecek. Bu siyasetlerle bunu bilhassa söz ettim ki dünyanın bütün toplumsal demokratları artık farklı bir noktaya kilitlensinler.
‘birlikte çözeceğiz dünyaya örnek olacağız’
Bizim ülkemizde de sorun var, biliyorum. Çok önemli sıkıntılar var, biliyorum. Lakin bu sıkıntıların tamamı çözülecek. birlikte çözeceğiz, Millet İttifakı olarak birlikte çözeceğiz. birlikte uğraş edeceğiz. Emin olun, bütün dünyaya tahlillerimizle örnek olacağız. İktisat siyasetimizle, toplumsal siyasetimizle, demokrasi anlayışımızla halkı kucaklamakla, halkın sıkıntılarına kilitlenmekle, sağlıklı ve dengeli tahliller üretmekle bütün dünyaya örnek olacağız.”
‘Elektriği kesilen aileleri de ziyaret edeceğim’
Siyasi partilerin genel liderlerinin dayanak için kendisi araması ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Sayın genel liderler, sağ olsunlar, aradılar. Elektriği kesilen 4 milyon insanın sesi olmak gerekiyordu. Bunun için farkındalık yapmak gerekiyordu. Bunu yaptık. Elektriği kesilen birtakım aileleri de ziyaret edeceğim. Hakikaten önemli sıkıntılar var. Elektriği olmayan bir insan… Acıyı yaşamak lazım. Bir sorunu çözmek istiyorsanız, evvel sorunu yaşayanı dinlemek lazım diye, daima söylerim. İşte elektriği kesilen… Ben elektrik parasını ödeyebilirim. Benim gelirim buna esasen çoksıyla yetiyor. Sorun geliri olmayan ya da düşük gelirli ailelerin yaşadıkları dram. Asıl sorun o, o sorunu çözmemiz gerekiyor. Sorunu çözecek olan da siyaset kurumu, diğer kimse değil.
‘Biz de aslına bakarsan bunu bekliyorduk’
Elektriği kesilmedilk evvel, birtakım basın yayın kuruluşlarında elektriğinin kesileceğine ait haberlerin yayınlanması ile ilgili soru üzerine “Bilmiyorum. Ben onları izlemedim. Bakma talihim da olmadı. Olağanda esasen, muhakkak bir süre ödemeyince, gelip kesiyorlar. Biz de aslına bakarsanız bunu bekliyorduk” dedi.
Ne kadar borç üzerine elektriğinin kesildiği istikametindeki soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “O sayıları ben ödeyebilirim. Benim aylığım aslına bakarsan buna yetiyor. Sorun bu ülkede 4 milyon insanın elektriği kesiliyor, sorun bu. 4 milyon insanın (abonenin) elektriği, 21. yüzyılın Türkiye’sinde şayet kesiliyorsa, bir sorun var. 4 milyon abone ne demektir. Her konutta iki kişi olsa, 8 milyon demektir. Baktığınız vakit, 10-12 milyon insan elektriksiz.
Bu tabloyu kim hazırladı? Vurgunu kim vurdu? Beşli çete diyorum, hangi münasebet ile ve neden beşli çete diyorum? Bunun için söylüyorum. Toplumsal devletin yapması gereken bakılırsavleri, toplumsal devlet yerine getirmeyecek, beşi çete de en insafsız biçimde insanları boğazına yapışacak, parayı zorla alacak. Yok parası adamın!
‘Rakamların açıklanması lazım’
söylemiş olduğimiz sayı, dört milyon abone sayısı aslında geçen yılın sayısı. Daha çabucak hemen bu elektrik artırımları çabucak hemen yansımamıştı. Artık bu sayılar açıklamıyorlar. Olağanda sağlıklı işleyen bir devlette, bu sayıların açıklanması lazım. Kaç kişinin elektriği kesildi açıklanması lazım. Fakat açıklamıyorlar. Korkan bir hükümet olmaz. Gerçekleri açıklamak gerekiyor. Gerçekleri halkla paylaşmak gerekiyor. Şayet bir iktidar, gerçekleri açıklamaktan korkuyorsa, kusurlu olduğunu biliyor, kusurlu olduğunu biliyor, yanlış yaptığını biliyor, bunu da halkla paylaşmak istemiyor.”
Güç dağıtım şirketlerinin kamulaştırılmasını önerip önermediği ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
Kamucu bir anlayışla yaklaşmak gerekir. olağan olarak. Biz elektrik faturasını öderken; bir, yapacağı yatırımın bedelini ödüyoruz. İki, kârlarını ödüyoruz. Üç, bunların gelecekte yapacakları yatırımlar, artı araştırmalar, bunun bedelini ödüyoruz. Dört, kayıp kaçak bedelini ayrıyeten ödüyoruz.
‘Elektrik şirketlerinin mukaveleleri niye açıklanmıyor?’
Elektrik dağıtım şirketleri kontratlarına göre; yapacaklarını taahhüt ettikleri yatırımları yaptılar mı, yapmadılar mı? Şayet yapsalardı, Isparta elektriksiz kalmazdı, günlerce. Parayı biz vermişiz, aboneler parayı veriyorlar. Kontratlar, kamuoyuna tam açıklanmıyor. Niçin açıklanmıyor? Kontratları her insanın görmesi lazım. İşimiz epey lakin güç olmasa gerek. Kararlı bir biçimde gideceğiz.”
Türkiye bütçesinin haziran ayında biteceği, ek bütçe muhtaçlığının olup olmadığına ait soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Türkiye yönetilmiyor, aslında. Yönetme gücü olan, yönetme erki olan bir iktidar geleceği planlayamıyor. Yarın sabah ne olacağını; bırakın hükümeti, iş adamı da bilmiyor, endüstrici de bilmiyor, esnaf da bilmiyor, vatandaş da bilmiyor. Herkes yeni bir güne nasıl uyanacağız diye bakıyor. halbuki sağlıklı işleyen bir demokraside iktidarlar, bir gelecek planları yaparlar. Endüstrici ona bakar, yatırımcı ona bakar, esnaf ona bakar, bayağı vatandaş ona bakar, işçi-memur ona bakar. Plan yapar. Fakat yarın sabah ne olacağını kimse bilmiyor. Yönetemiyorlar. Meselelerin peşinde koşuyorlar. O niçinle, halk daha ağır faturalarla karşılaşmasın diye, sandığın bir an evvel gelmesini istiyoruz.
‘Bugün Meral hanımla konuştum’
Kılıçdaroğlu, DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener’in “Sayın Kılıçdaroğlu hem kelamını yere düşürmemiş olur müsaade ederse ben ödeyebilirim hanenin elektrik borcunu ödeyebilirim, o da Selvi Hanım için” kelamlarının anımsatılması üzerine de şunları söylemiş oldu:
Bugün Meral Hanım’la konuştum. Dedi ki, ‘elektrikler kesilecek lakin asıl badireyi Selvi Hanım çekecek’ diye. Kıymetli değil, kıymetli olan elektriksiz kalan meskenlerde yaşanan dramın 84 milyona duyurulmasıdır. Bunun için şayet bir sorun var ise, o düşünceyi büyük bir keyifle çekeceğiz.
‘Yarın bir aileye gideceğim’
“Eve geldiniz, elektrik yoktu, ne hissetiniz” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Yarın bir aileye gideceğim, benim değil, onların anlatması lazım. O daha değerli” dedi.
CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, elektriği kesilen meskeninde bu gece açıklama yaptıktan daha sonra, dışarıda bekleyen gazetecilerin sorularını yanıtlamak için apartmanın bahçesine indi. Bu sırada komşuları alkışlarıyla Kılıçdaroğlu’na dayanak verdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Asıl kıymetli olan bu ülkede her insanın huzur ortasında yaşamasıdır. Kimsenin elektriği kesilmesin, doğal gazı kesilmesin. Şayet bunlar bir insanlık hakkı ise bu ülkede yaşayan insanların hakkı ise devletlerin insanlara bu hakkı teslim etmesi lazım. Bu aslında bütün dünyanın da ortak sorunu. Bu neoliberal siyasetler Türkiye’yi de dünyayı da farklı bir yere getirdi. Az evvel de tabir ettim. 6 kişinin geliri dünya nüfusunun yarısına tahsis edilebilirse, dünyadaki bütün çocukların eğitim ve sıhhat meseleleri çözülecek. Bu siyasetlerle bunu bilhassa söz ettim ki dünyanın bütün toplumsal demokratları artık farklı bir noktaya kilitlensinler.
‘birlikte çözeceğiz dünyaya örnek olacağız’
Bizim ülkemizde de sorun var, biliyorum. Çok önemli sıkıntılar var, biliyorum. Lakin bu sıkıntıların tamamı çözülecek. birlikte çözeceğiz, Millet İttifakı olarak birlikte çözeceğiz. birlikte uğraş edeceğiz. Emin olun, bütün dünyaya tahlillerimizle örnek olacağız. İktisat siyasetimizle, toplumsal siyasetimizle, demokrasi anlayışımızla halkı kucaklamakla, halkın sıkıntılarına kilitlenmekle, sağlıklı ve dengeli tahliller üretmekle bütün dünyaya örnek olacağız.”
‘Elektriği kesilen aileleri de ziyaret edeceğim’
Siyasi partilerin genel liderlerinin dayanak için kendisi araması ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Sayın genel liderler, sağ olsunlar, aradılar. Elektriği kesilen 4 milyon insanın sesi olmak gerekiyordu. Bunun için farkındalık yapmak gerekiyordu. Bunu yaptık. Elektriği kesilen birtakım aileleri de ziyaret edeceğim. Hakikaten önemli sıkıntılar var. Elektriği olmayan bir insan… Acıyı yaşamak lazım. Bir sorunu çözmek istiyorsanız, evvel sorunu yaşayanı dinlemek lazım diye, daima söylerim. İşte elektriği kesilen… Ben elektrik parasını ödeyebilirim. Benim gelirim buna esasen çoksıyla yetiyor. Sorun geliri olmayan ya da düşük gelirli ailelerin yaşadıkları dram. Asıl sorun o, o sorunu çözmemiz gerekiyor. Sorunu çözecek olan da siyaset kurumu, diğer kimse değil.
‘Biz de aslına bakarsan bunu bekliyorduk’
Elektriği kesilmedilk evvel, birtakım basın yayın kuruluşlarında elektriğinin kesileceğine ait haberlerin yayınlanması ile ilgili soru üzerine “Bilmiyorum. Ben onları izlemedim. Bakma talihim da olmadı. Olağanda esasen, muhakkak bir süre ödemeyince, gelip kesiyorlar. Biz de aslına bakarsanız bunu bekliyorduk” dedi.
Ne kadar borç üzerine elektriğinin kesildiği istikametindeki soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “O sayıları ben ödeyebilirim. Benim aylığım aslına bakarsan buna yetiyor. Sorun bu ülkede 4 milyon insanın elektriği kesiliyor, sorun bu. 4 milyon insanın (abonenin) elektriği, 21. yüzyılın Türkiye’sinde şayet kesiliyorsa, bir sorun var. 4 milyon abone ne demektir. Her konutta iki kişi olsa, 8 milyon demektir. Baktığınız vakit, 10-12 milyon insan elektriksiz.
Bu tabloyu kim hazırladı? Vurgunu kim vurdu? Beşli çete diyorum, hangi münasebet ile ve neden beşli çete diyorum? Bunun için söylüyorum. Toplumsal devletin yapması gereken bakılırsavleri, toplumsal devlet yerine getirmeyecek, beşi çete de en insafsız biçimde insanları boğazına yapışacak, parayı zorla alacak. Yok parası adamın!
‘Rakamların açıklanması lazım’
söylemiş olduğimiz sayı, dört milyon abone sayısı aslında geçen yılın sayısı. Daha çabucak hemen bu elektrik artırımları çabucak hemen yansımamıştı. Artık bu sayılar açıklamıyorlar. Olağanda sağlıklı işleyen bir devlette, bu sayıların açıklanması lazım. Kaç kişinin elektriği kesildi açıklanması lazım. Fakat açıklamıyorlar. Korkan bir hükümet olmaz. Gerçekleri açıklamak gerekiyor. Gerçekleri halkla paylaşmak gerekiyor. Şayet bir iktidar, gerçekleri açıklamaktan korkuyorsa, kusurlu olduğunu biliyor, kusurlu olduğunu biliyor, yanlış yaptığını biliyor, bunu da halkla paylaşmak istemiyor.”
Güç dağıtım şirketlerinin kamulaştırılmasını önerip önermediği ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu biçimde konuştu:
Kamucu bir anlayışla yaklaşmak gerekir. olağan olarak. Biz elektrik faturasını öderken; bir, yapacağı yatırımın bedelini ödüyoruz. İki, kârlarını ödüyoruz. Üç, bunların gelecekte yapacakları yatırımlar, artı araştırmalar, bunun bedelini ödüyoruz. Dört, kayıp kaçak bedelini ayrıyeten ödüyoruz.
‘Elektrik şirketlerinin mukaveleleri niye açıklanmıyor?’
Elektrik dağıtım şirketleri kontratlarına göre; yapacaklarını taahhüt ettikleri yatırımları yaptılar mı, yapmadılar mı? Şayet yapsalardı, Isparta elektriksiz kalmazdı, günlerce. Parayı biz vermişiz, aboneler parayı veriyorlar. Kontratlar, kamuoyuna tam açıklanmıyor. Niçin açıklanmıyor? Kontratları her insanın görmesi lazım. İşimiz epey lakin güç olmasa gerek. Kararlı bir biçimde gideceğiz.”
Türkiye bütçesinin haziran ayında biteceği, ek bütçe muhtaçlığının olup olmadığına ait soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
Türkiye yönetilmiyor, aslında. Yönetme gücü olan, yönetme erki olan bir iktidar geleceği planlayamıyor. Yarın sabah ne olacağını; bırakın hükümeti, iş adamı da bilmiyor, endüstrici de bilmiyor, esnaf da bilmiyor, vatandaş da bilmiyor. Herkes yeni bir güne nasıl uyanacağız diye bakıyor. halbuki sağlıklı işleyen bir demokraside iktidarlar, bir gelecek planları yaparlar. Endüstrici ona bakar, yatırımcı ona bakar, esnaf ona bakar, bayağı vatandaş ona bakar, işçi-memur ona bakar. Plan yapar. Fakat yarın sabah ne olacağını kimse bilmiyor. Yönetemiyorlar. Meselelerin peşinde koşuyorlar. O niçinle, halk daha ağır faturalarla karşılaşmasın diye, sandığın bir an evvel gelmesini istiyoruz.
‘Bugün Meral hanımla konuştum’
Kılıçdaroğlu, DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener’in “Sayın Kılıçdaroğlu hem kelamını yere düşürmemiş olur müsaade ederse ben ödeyebilirim hanenin elektrik borcunu ödeyebilirim, o da Selvi Hanım için” kelamlarının anımsatılması üzerine de şunları söylemiş oldu:
Bugün Meral Hanım’la konuştum. Dedi ki, ‘elektrikler kesilecek lakin asıl badireyi Selvi Hanım çekecek’ diye. Kıymetli değil, kıymetli olan elektriksiz kalan meskenlerde yaşanan dramın 84 milyona duyurulmasıdır. Bunun için şayet bir sorun var ise, o düşünceyi büyük bir keyifle çekeceğiz.
‘Yarın bir aileye gideceğim’
“Eve geldiniz, elektrik yoktu, ne hissetiniz” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Yarın bir aileye gideceğim, benim değil, onların anlatması lazım. O daha değerli” dedi.