Usta oyuncu Kemal Sunal, 3 Temmuz 2000’de Balalayka’nın çekimi için bindiği Trabzon uçağında kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.
56 yaşında vefat eden Türk sinemasının unutulmaz ismi, vefatının 21. yılında kabri başında anılacak.
ZİNCİRLİKUYU’DA ANILACAK
Ünlü oyuncunun ailesi ve sevenleri, 3 Temmuz Cumartesi günü anma için Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bir ortaya gelecek.
Anma merasiminin saat 12.00’de başlayacağı kaydedildi.
KEMAL SUNAL KİMDİR
10 Kasım 1944’te annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey’in birinci çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Fakat o, doğum gününü Atatürk’e hürmet sebebiyle daima 11 Kasım’da kutladı.
kimi vakit dış dünyayla tüm bağını koparacak kadar içine kapanık bir çocuktu. Lakin bir daha de her çocuk üzere yaramazlıklarıyla meşhurdu.
Annesi, ilkokula başladığı gün Sunal’ın farklı bir çocuk olacağını anlamıştı. Zira Sunal tezat hisleri bir ortada tutabiliyordu. Okulun birinci günü başka bütün çocuklar ağlarken o annesinin yanında öylece durdu ve yalnızca etrafı izledi. Müşahede yapmaya o gün başlamıştı.
SAHNEYLE BİRİNCİ SEFER TANIŞTI
Çekingenliği, o utandıkça yüzünün kızarmaları liseye kadar sürdü. Vefa Lisesi’ne başladığında artık kendini daha âlâ söz ediyordu. Bu, onu daha sevinçli ve güleryüzlü gösteriyordu.
Çocukluğundan beri tiyatro Kemal Sunal’ın ilgisini daima çekti. Lisede İdeoloji Öğretmeni Belkıs Hanım, onun bu ilgisini fark etti ve profesyonel oyunculuğa başlayabilmesi için değerli şahıslarla tanıştırmayı teklif etti.
Lakin Kemal’in babası Mustafa Beyefendi, oğlunun tiyatrocu olmasını istemiyordu. bir süre epeyce karşı çıktı lakin dah adaha sonra oğlunun isteğine ve öğretmeninin ricalarına daha fazla karşı duramadı.
Belkıs Hanım, Sunal’ı Kenter Tiyatrosu’na götürdü ve Müşfik Kenter ile tanıştırdı. Sahneye çıktığı birinci oyunda hiç kelamı olmamasına karşın seyirci ona gülüyordu. Müşfik Kenter ve kendisi bu duruma o anda mana veremeseler de vakit her şeyi gösterdi.
“BU ÇOCUKTA İŞ VAR”
”Dün Bugün” isimli oyunda Münir Özkul, Kemal’den epeyce etkilendi ve Ertem Eğilmez’e beğenisini şu sözlerle lisana getirdi:
”Bak Ertem, dikkat bu çocuğa. İş var bunda”
bu biçimdece Kemal Sunal, Ertem Eğilmez’in yönetmelik koltuğuna oturacağı ”Tatlı Dillim” sinema sinemasının oyuncu takımındaydı.
SİNEMA MESLEĞİ
1973 imali ”Tatlı Dillim” sinemasıyla kamera önüne adım attı. Bugün hala sıkılmadan izlenilen, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Davaro, Sakar Şakir, Çöpçüler Hükümdarı, Kapıcılar Hükümdarı sinemalarında rol aldı. Bilhassa ”Hababam Sınıfı” serisindeki rolü ile anıldı.
1974’te Gül Sunal ile evlendi, bu evlilikten Ali ve Ezo dünyaya geldi.
EN ÂLÂ ERKEK OYUNCU MÜKAFATI
1976 imali ”Kapıcılar Kralı” sineması Kemal Sunal’a 1977’de Antalya Sinema Şenliği’nde Altın Portakal En Güzel Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandırdı.
Kemal Sunal, 12 Eylül devri sebebiyle üniversiteye devam edemedi. Yarım bırakmak istemedi ve Marmara Üniversitesi İrtibat Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Kısmı’na geri döndü. 1995’te üniversite mezunu oldu.
TEZ KONUSU
Mezuniyetinin üzerine yüksek lisans yapmaya karar verdiğinde tez konusu olarak kendi sinemalarının sosyolojik incelemesini seçti.
çabucak sonrasında tezini bir kitap haline getirdi ve ona ”Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” ismini verdi.
56 yaşında vefat eden Türk sinemasının unutulmaz ismi, vefatının 21. yılında kabri başında anılacak.
ZİNCİRLİKUYU’DA ANILACAK
Ünlü oyuncunun ailesi ve sevenleri, 3 Temmuz Cumartesi günü anma için Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bir ortaya gelecek.
Anma merasiminin saat 12.00’de başlayacağı kaydedildi.
KEMAL SUNAL KİMDİR
10 Kasım 1944’te annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey’in birinci çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Fakat o, doğum gününü Atatürk’e hürmet sebebiyle daima 11 Kasım’da kutladı.
kimi vakit dış dünyayla tüm bağını koparacak kadar içine kapanık bir çocuktu. Lakin bir daha de her çocuk üzere yaramazlıklarıyla meşhurdu.
Annesi, ilkokula başladığı gün Sunal’ın farklı bir çocuk olacağını anlamıştı. Zira Sunal tezat hisleri bir ortada tutabiliyordu. Okulun birinci günü başka bütün çocuklar ağlarken o annesinin yanında öylece durdu ve yalnızca etrafı izledi. Müşahede yapmaya o gün başlamıştı.
SAHNEYLE BİRİNCİ SEFER TANIŞTI
Çekingenliği, o utandıkça yüzünün kızarmaları liseye kadar sürdü. Vefa Lisesi’ne başladığında artık kendini daha âlâ söz ediyordu. Bu, onu daha sevinçli ve güleryüzlü gösteriyordu.
Çocukluğundan beri tiyatro Kemal Sunal’ın ilgisini daima çekti. Lisede İdeoloji Öğretmeni Belkıs Hanım, onun bu ilgisini fark etti ve profesyonel oyunculuğa başlayabilmesi için değerli şahıslarla tanıştırmayı teklif etti.
Lakin Kemal’in babası Mustafa Beyefendi, oğlunun tiyatrocu olmasını istemiyordu. bir süre epeyce karşı çıktı lakin dah adaha sonra oğlunun isteğine ve öğretmeninin ricalarına daha fazla karşı duramadı.
Belkıs Hanım, Sunal’ı Kenter Tiyatrosu’na götürdü ve Müşfik Kenter ile tanıştırdı. Sahneye çıktığı birinci oyunda hiç kelamı olmamasına karşın seyirci ona gülüyordu. Müşfik Kenter ve kendisi bu duruma o anda mana veremeseler de vakit her şeyi gösterdi.
“BU ÇOCUKTA İŞ VAR”
”Dün Bugün” isimli oyunda Münir Özkul, Kemal’den epeyce etkilendi ve Ertem Eğilmez’e beğenisini şu sözlerle lisana getirdi:
”Bak Ertem, dikkat bu çocuğa. İş var bunda”
bu biçimdece Kemal Sunal, Ertem Eğilmez’in yönetmelik koltuğuna oturacağı ”Tatlı Dillim” sinema sinemasının oyuncu takımındaydı.
SİNEMA MESLEĞİ
1973 imali ”Tatlı Dillim” sinemasıyla kamera önüne adım attı. Bugün hala sıkılmadan izlenilen, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Davaro, Sakar Şakir, Çöpçüler Hükümdarı, Kapıcılar Hükümdarı sinemalarında rol aldı. Bilhassa ”Hababam Sınıfı” serisindeki rolü ile anıldı.
1974’te Gül Sunal ile evlendi, bu evlilikten Ali ve Ezo dünyaya geldi.
EN ÂLÂ ERKEK OYUNCU MÜKAFATI
1976 imali ”Kapıcılar Kralı” sineması Kemal Sunal’a 1977’de Antalya Sinema Şenliği’nde Altın Portakal En Güzel Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandırdı.
Kemal Sunal, 12 Eylül devri sebebiyle üniversiteye devam edemedi. Yarım bırakmak istemedi ve Marmara Üniversitesi İrtibat Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Kısmı’na geri döndü. 1995’te üniversite mezunu oldu.
TEZ KONUSU
Mezuniyetinin üzerine yüksek lisans yapmaya karar verdiğinde tez konusu olarak kendi sinemalarının sosyolojik incelemesini seçti.
çabucak sonrasında tezini bir kitap haline getirdi ve ona ”Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” ismini verdi.