Konak’taki Toplumsal Güvenlik Kurumu önünde toplanan DİSK’e bağlı Emekli Sen İzmir Şubesi üyeleri, bin 100 TL olarak ödeneceği açıklanan bayram ikramiyelerine artırım yapılmaması niçiniyle AKP hükümetine reaksiyon gösterdi.
Yol üzerine sofra kurup ekmek zeytin yiyen emekliler, bir tencere içerisine de “zam”, “zulüm, işkence”, “enflasyon” yazılı kağıtlarla sardıkları taşları koydu. “İşte emeklinin sofrası bu, geçinemiyoruz, taş kaynatıyoruz” diyen emekliler, “Bu daha başlangıç, gayrete devam”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Hükümet istifa” sloganları attı.
FATURALARI GÖSTERDİ
DİSK Emekli Sen İzmir Şube Lideri Hüseyin Kaynak, bir emekliye gelen faturaları göstererek, “Doğal gaz 850 lira, elektrik 200 küsur lira, su da ona yakın bir para. Konut kirası 3 bin-3 bin 500 lira. Emekliye verilen maaş 2 bin 500 lira. Onun altında alanlar da var. Benimki 3 bin 200 lira. 4-5 bin lira olanlar da var. Bu para ile emeklinin ömrünü idame ettirmesi mümkün mü” dedi.
“İKRAMİYE MİNİMUM FİYAT DÜZEYİNE ÇEKİLMELİ”
Kaynak’ın okuduğu basın açıklamasında da şunlar kaydedildi:
“Kendi soframızdan her gün bir dilim ekmeğin nasıl eksildiğini deneyimliyoruz. Bir sefer daha görüyoruz ki tıpkı gemide değiliz. Sermaye ve yüzü her daim sermayeye dönük iktidar ile bu ülkenin çalışanları, işçileri, emeklileri, gençleri birebir gemide değil. ‘İşçileri enflasyona ezdirmedik’ diyenler, emekçilerin maaşlarına, daha ceplerine girmeden el koyuyor. Elektrikten suya, doğal gazdan ulaşıma en temel kamu hizmetlerine gelen artırımlar çalışanları, işçileri, emeklileri sefalete sürüklemeye, açlığa ve yoksulluğa mahkum etmeye devam ediyor. Besin enflasyonu halkı bir dilim ekmeğe muhtaç hale getirirken saraydan ‘manda yoğurdu ve kestane balı tüketin’ tavsiyesi yapılıyor. Bu iktidar, bu halkla alay ediyor. 2018 yılında, yılda iki defa verilmeye başlanan ve bu yıl da 1100 TL olarak verilmeye devam edilecek emekli ikramiyelerinin bu ekonomik şartlarda manasını yitirdiği aşikar. Bu ikramiyenin taban fiyatın altına düşmeyecek biçimde güncellenmesi gerekiyor.”
“TORUNLARIMIZA NE VERECEĞİZ”
ANKA Haber Ajansı’na konuşan emekliler de hükümete reaksiyon gösterdi. Pahalılıktan şikayet eden bir emekli bayan, “Bütün emeklilere yapılan haksızlıklar artık bitsin. Hiç iç açıcı değil, Minimum fiyat 4 bin 250 lira. Biz, emeklilerle minimum fiyatın birebir olmasını istiyorduk. Artık o bile kâfi değil. Torunlarımıza ne vereceğiz, onu düşünüyoruz. Harçlık olarak ne verebileceğiz? Bir ayakkabı nasıl alabilirler? Çocuklarımızın birçok minimum fiyatla çalışıyor. Birçoklarının meskeni kira. Sıkıntı geçiniyorlar. Biz de bir nene, dede olarak onlara takviye olmak istiyoruz ancak elimizden bir şey gelmiyor” dedi.
“BEŞLİ ÇETEYE VERMEKTEN KALMADI”
Bir öbür emekli ise ikramiyenin birinci verildiği tarihten bu yana büyük kıymet kaybettiğini belirterek şöyleki konuştu:
“Bin 100 lira ile bir küçük altın alınabiliyor. Birinci ikramiye verildiğinde 4-5 küçük altın alınabiliyordu. Enflasyon ülkede 5 yıldır sıfır mı, artırım vermiyorlar. Demesini biliyor. ‘Enflasyon var, evet külfetleri biliyoruz, halledeceğiz’ diyor Cumhurbaşkanı. bu biçimde ülkede enflasyon var ise ikramiyelere de artırım vermesi lazım. 4 bin liraya yakın ikramiye vermesi lazım. 5’li çeteye vermekten emekliye kalmadı. 13 milyon 800 bin emekli, bunun hesabını sandıkta bakılırsacek. 2 bin 500 lira emekli maaşı ile insanlara ‘geçinin’ diyorsa o paraya kendi geçinsin. İnsanların aklıyla dalga geçiyorsa biz de 13 milyon emekli sandıkta karşılığı vereceğiz. Onları sandığa gömeceğiz.”
“HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ”
Bir diğer yurttaş, “Bu hükümet emekçiyi, memuru, emekliyi, köylüyü görmüyor. Yalnızca sermayeye yağdırarak işi götürmek istiyor. Bize verdikleri bin 100 lira, 4 sene evvel verilen ikramiye. bu biçimde onunla orta halli bir hayvan alınabiliyordu ya da alışveriş yapılabiliyordu. Bu bin 100 liranın alım gücü şu an 200 lira. Hakkımızı emekliler olarak bu hükümete helal etmiyoruz” diye konuştu.
“GEÇİNEMİYORUZ, İKTİDAR SESİMİZİ DUYSUN”
Bir öbür emekli yurttaş ise 13 milyon emeklinin 8 milyonunun açlık hududunun altında olduğunu, kalanın da yoksulluk çektiğini belirterek şunları söylemiş oldu:
“Emekliler, artık tek başına aile ömrünü sürdüremez durumda. Çocuklarının yanına taşınıyorlar. Şayet birikimi var ise da çocuklar onun yanına taşınıyor. Eksi 6 derecede, Ankara’nın soğuğunda ekmek kuyruğuna düşürdü bu iktidar insanları. Anneler, çocuklarına marketlerden ‘süt mü alayım yoksa bebek bezi mi’ diye kararsızlık çekiyor. Bu iktidar 2 bin 500 lirayla bizim nasıl geçinmemizi bekliyor. Biz emekliler geçinemiyoruz. İktidar bizim sesimizi duymak zorunda. Bin 100 lira ile hiç bir şey yapamazsınız. Yalnızca torununuz geliyorsa bir ölçü bayram harçlığı verebilirsiniz.”
Bir emekli bayan ise doktorun yazdığı lakin Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun ödemediği ilacını alabilmek için emekli ikramiyesini kullanacağını söylemiş oldu.
Yol üzerine sofra kurup ekmek zeytin yiyen emekliler, bir tencere içerisine de “zam”, “zulüm, işkence”, “enflasyon” yazılı kağıtlarla sardıkları taşları koydu. “İşte emeklinin sofrası bu, geçinemiyoruz, taş kaynatıyoruz” diyen emekliler, “Bu daha başlangıç, gayrete devam”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Hükümet istifa” sloganları attı.
FATURALARI GÖSTERDİ
DİSK Emekli Sen İzmir Şube Lideri Hüseyin Kaynak, bir emekliye gelen faturaları göstererek, “Doğal gaz 850 lira, elektrik 200 küsur lira, su da ona yakın bir para. Konut kirası 3 bin-3 bin 500 lira. Emekliye verilen maaş 2 bin 500 lira. Onun altında alanlar da var. Benimki 3 bin 200 lira. 4-5 bin lira olanlar da var. Bu para ile emeklinin ömrünü idame ettirmesi mümkün mü” dedi.
“İKRAMİYE MİNİMUM FİYAT DÜZEYİNE ÇEKİLMELİ”
Kaynak’ın okuduğu basın açıklamasında da şunlar kaydedildi:
“Kendi soframızdan her gün bir dilim ekmeğin nasıl eksildiğini deneyimliyoruz. Bir sefer daha görüyoruz ki tıpkı gemide değiliz. Sermaye ve yüzü her daim sermayeye dönük iktidar ile bu ülkenin çalışanları, işçileri, emeklileri, gençleri birebir gemide değil. ‘İşçileri enflasyona ezdirmedik’ diyenler, emekçilerin maaşlarına, daha ceplerine girmeden el koyuyor. Elektrikten suya, doğal gazdan ulaşıma en temel kamu hizmetlerine gelen artırımlar çalışanları, işçileri, emeklileri sefalete sürüklemeye, açlığa ve yoksulluğa mahkum etmeye devam ediyor. Besin enflasyonu halkı bir dilim ekmeğe muhtaç hale getirirken saraydan ‘manda yoğurdu ve kestane balı tüketin’ tavsiyesi yapılıyor. Bu iktidar, bu halkla alay ediyor. 2018 yılında, yılda iki defa verilmeye başlanan ve bu yıl da 1100 TL olarak verilmeye devam edilecek emekli ikramiyelerinin bu ekonomik şartlarda manasını yitirdiği aşikar. Bu ikramiyenin taban fiyatın altına düşmeyecek biçimde güncellenmesi gerekiyor.”
“TORUNLARIMIZA NE VERECEĞİZ”
ANKA Haber Ajansı’na konuşan emekliler de hükümete reaksiyon gösterdi. Pahalılıktan şikayet eden bir emekli bayan, “Bütün emeklilere yapılan haksızlıklar artık bitsin. Hiç iç açıcı değil, Minimum fiyat 4 bin 250 lira. Biz, emeklilerle minimum fiyatın birebir olmasını istiyorduk. Artık o bile kâfi değil. Torunlarımıza ne vereceğiz, onu düşünüyoruz. Harçlık olarak ne verebileceğiz? Bir ayakkabı nasıl alabilirler? Çocuklarımızın birçok minimum fiyatla çalışıyor. Birçoklarının meskeni kira. Sıkıntı geçiniyorlar. Biz de bir nene, dede olarak onlara takviye olmak istiyoruz ancak elimizden bir şey gelmiyor” dedi.
“BEŞLİ ÇETEYE VERMEKTEN KALMADI”
Bir öbür emekli ise ikramiyenin birinci verildiği tarihten bu yana büyük kıymet kaybettiğini belirterek şöyleki konuştu:
“Bin 100 lira ile bir küçük altın alınabiliyor. Birinci ikramiye verildiğinde 4-5 küçük altın alınabiliyordu. Enflasyon ülkede 5 yıldır sıfır mı, artırım vermiyorlar. Demesini biliyor. ‘Enflasyon var, evet külfetleri biliyoruz, halledeceğiz’ diyor Cumhurbaşkanı. bu biçimde ülkede enflasyon var ise ikramiyelere de artırım vermesi lazım. 4 bin liraya yakın ikramiye vermesi lazım. 5’li çeteye vermekten emekliye kalmadı. 13 milyon 800 bin emekli, bunun hesabını sandıkta bakılırsacek. 2 bin 500 lira emekli maaşı ile insanlara ‘geçinin’ diyorsa o paraya kendi geçinsin. İnsanların aklıyla dalga geçiyorsa biz de 13 milyon emekli sandıkta karşılığı vereceğiz. Onları sandığa gömeceğiz.”
“HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ”
Bir diğer yurttaş, “Bu hükümet emekçiyi, memuru, emekliyi, köylüyü görmüyor. Yalnızca sermayeye yağdırarak işi götürmek istiyor. Bize verdikleri bin 100 lira, 4 sene evvel verilen ikramiye. bu biçimde onunla orta halli bir hayvan alınabiliyordu ya da alışveriş yapılabiliyordu. Bu bin 100 liranın alım gücü şu an 200 lira. Hakkımızı emekliler olarak bu hükümete helal etmiyoruz” diye konuştu.
“GEÇİNEMİYORUZ, İKTİDAR SESİMİZİ DUYSUN”
Bir öbür emekli yurttaş ise 13 milyon emeklinin 8 milyonunun açlık hududunun altında olduğunu, kalanın da yoksulluk çektiğini belirterek şunları söylemiş oldu:
“Emekliler, artık tek başına aile ömrünü sürdüremez durumda. Çocuklarının yanına taşınıyorlar. Şayet birikimi var ise da çocuklar onun yanına taşınıyor. Eksi 6 derecede, Ankara’nın soğuğunda ekmek kuyruğuna düşürdü bu iktidar insanları. Anneler, çocuklarına marketlerden ‘süt mü alayım yoksa bebek bezi mi’ diye kararsızlık çekiyor. Bu iktidar 2 bin 500 lirayla bizim nasıl geçinmemizi bekliyor. Biz emekliler geçinemiyoruz. İktidar bizim sesimizi duymak zorunda. Bin 100 lira ile hiç bir şey yapamazsınız. Yalnızca torununuz geliyorsa bir ölçü bayram harçlığı verebilirsiniz.”
Bir emekli bayan ise doktorun yazdığı lakin Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun ödemediği ilacını alabilmek için emekli ikramiyesini kullanacağını söylemiş oldu.