Ancak Gazze’de otoritenin bu durumu kabul etme ihtimali daha düşük. “Batı Şeria deneyiminden sonra, Filistin veya Arap tarafında bu deneyimi tekrarlamak isteyen birisinin bulunacağından çok şüpheliyim” dedi.
Filistinli analist Zakaria al-Qaq, İsrail’in tartıştığı şeyin adı ne olursa olsun işgal olduğunu söyledi.
İsrail’in gelecekte Gazze’yi kontrol etmedeki rolü hakkında “Ya orada kalıcı olarak kalırsınız ya da orada olmazsınız” dedi. “Ya kalırsın ya da kalmazsın. Kapsamlı güvenlik her yerde ve her köşede olmak anlamına gelir. Bu, sosyal, eğitimsel ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgenin sorumluluğunun üstlenilmesi anlamına geliyor ki İsrail’in yapmayacağını söylediği şey tam da bu.
İsrail’in 2005’te Gazze’den tek taraflı çekilmesine rağmen, hukuki tanımların çoğuna göre Gazze’nin hava sahasını, kıyı şeridini, Mısır dışındaki tüm kara sınırlarını ve ayrıca Gazze’ye girmesine izin verilen ve Gazzelilerin çıkışına izin verilen malların büyük çoğunluğunu kontrol ettiği için hala bölgeyi işgal ediyor. Savaş kanunları konusunda uzmanlaşmış bir avukat olan Michael Sfard, avukatların bunu “işlevsel işgal” olarak adlandırdığını söyledi.
Bay Sfard, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından önce bile İsrail’in, Gazze’deki doğum ve ölümlerin nüfus kayıtları da dahil olmak üzere “her düzeyde kontrole” sahip olduğunu söyledi. “İşgalin ölçüsü, kontrol derecesidir” dedi ve bu nedenle İsrail’in çöp toplamadan sorumlu olmasa bile uluslararası alanda bu şeridi işgal etmeye devam ettiği varsayılıyor.
Bay Sfard, eğer İsrail Gazze’ye, uygun gördüğü şekilde askerleriyle girip çıkabileceği Batı Şeria’daki A Bölgesi gibi davranmayı seçerse, bunun işgal olarak adlandırılmasının daha da açık bir nedeni olacağını söyledi.
Filistinli analist Zakaria al-Qaq, İsrail’in tartıştığı şeyin adı ne olursa olsun işgal olduğunu söyledi.
İsrail’in gelecekte Gazze’yi kontrol etmedeki rolü hakkında “Ya orada kalıcı olarak kalırsınız ya da orada olmazsınız” dedi. “Ya kalırsın ya da kalmazsın. Kapsamlı güvenlik her yerde ve her köşede olmak anlamına gelir. Bu, sosyal, eğitimsel ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgenin sorumluluğunun üstlenilmesi anlamına geliyor ki İsrail’in yapmayacağını söylediği şey tam da bu.
İsrail’in 2005’te Gazze’den tek taraflı çekilmesine rağmen, hukuki tanımların çoğuna göre Gazze’nin hava sahasını, kıyı şeridini, Mısır dışındaki tüm kara sınırlarını ve ayrıca Gazze’ye girmesine izin verilen ve Gazzelilerin çıkışına izin verilen malların büyük çoğunluğunu kontrol ettiği için hala bölgeyi işgal ediyor. Savaş kanunları konusunda uzmanlaşmış bir avukat olan Michael Sfard, avukatların bunu “işlevsel işgal” olarak adlandırdığını söyledi.
Bay Sfard, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından önce bile İsrail’in, Gazze’deki doğum ve ölümlerin nüfus kayıtları da dahil olmak üzere “her düzeyde kontrole” sahip olduğunu söyledi. “İşgalin ölçüsü, kontrol derecesidir” dedi ve bu nedenle İsrail’in çöp toplamadan sorumlu olmasa bile uluslararası alanda bu şeridi işgal etmeye devam ettiği varsayılıyor.
Bay Sfard, eğer İsrail Gazze’ye, uygun gördüğü şekilde askerleriyle girip çıkabileceği Batı Şeria’daki A Bölgesi gibi davranmayı seçerse, bunun işgal olarak adlandırılmasının daha da açık bir nedeni olacağını söyledi.