İsrail, Filistinli Amerikalıların Batı Şeria’dan ülkeye girişini engelliyor; bu, ABD ve İsrail vatandaşlarının birbirlerinin ülkelerine vizesiz seyahat etmelerine izin veren yakın tarihli bir anlaşmanın açıkça ihlalidir.
Programı yöneten İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, Amerikalı yetkililerin sorunu çözmeye çalıştığını söyledi.
İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü Erin Heeter, “ABD hükümet yetkilileri, Amerikalıların Ben-Gurion Havaalanına gidip gelirken sorun yaşadığına dair raporları araştırmak için İsrail hükümetiyle birlikte çalışıyor” dedi.
Savaş başlamadan önce Eylül ayı sonlarında duyurulan anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkileri iyileştirmeye yönelik daha büyük bir çabanın parçasıydı. O dönemde Başkan Biden, İsrail ile Suudi Arabistan arasında diplomatik bir anlaşmaya varılmasına aracılık etmeye çalışıyordu.
Vize muafiyeti programı kapsamında İsrail, Filistinli Amerikalılar ve diğer Arap veya Müslüman kökenli Amerikalılar üzerindeki kısıtlamaları kaldıracak ve onların Filistin topraklarına gidiş ve dönüşlerini kolaylaştıracak.
Onlarca yıldır Filistinli Amerikalılar, İsrail işgali altındaki Batı Şeria’ya ailelerini ve arkadaşlarını ziyaret etmek veya insani yardım çalışmaları yapmak için seyahat etmekte zorluk çekiyorlardı. Önce Ürdün sınırındaki Ürdün’e gitmek zorunda kaldılar. Tel Aviv’e varmak veya oradan ayrılmak yerine genellikle Ürdün’ün başkenti Amman’daki Kraliçe Alia Uluslararası Havaalanı’na girip çıkıyorlar.
Amerikalı yetkililer anlaşmanın bunu değiştireceği konusunda ısrar etti. Ancak İsrail’in programa dahil olduğu duyurulduktan kısa bir süre sonra Hamas İsrail’e ölümcül bir saldırı başlattı, 1.200 kişiyi öldürdü ve İsrail’in Gazze’yi işgal etmesini ve Batı Şeria’da bir şiddet dalgasını tetikledi.
Güvenlik nedenleriyle İsrail, Amerikan pasaportuna sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın Filistinlilerin Batı Şeria’daki hareket özgürlüğünü daha da kısıtladı. Filistinli Amerikalılar bu sınırdan İsrail’e girip çıkamıyorlardı.
Bu, bazılarının İsrail’in uyacağından şüphe ettiği bir anlaşmanın ilk denemesiydi.
Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Amerikalı Fidah Mousa, “Tabii ki herkes, vatandaşlığımıza dayanarak Ben-Gurion’da seyahat etmemize izin veren bu yeni düzenleme konusunda heyecanlıydı” dedi.
Yaz aylarındaki pilot aşamada, aralarında on binlerce Filistinli Amerikalının da bulunduğu 100.000’den fazla ABD vatandaşı vizesiz İsrail’e girebildi. İşte o zaman Bayan Mousa, kızının düğününe katılmak üzere Ekim ayında Tel Aviv’den Amerika Birleşik Devletleri’ne dönmek üzere bir bilet aldı.
Eşit muamele hakkında “Aslında bunun uzun süreceğini düşünmemiştim” dedi.
7 Ekim saldırısından günler sonra Bayan Mousa, uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan işvereninin, Batı Şeria’dan giriş yapmak isteyen Filistinli Amerikalılara İsrail’in kontrol noktalarını kapatmasıyla ilgili güncellemelerini gönderdiğini söyledi.
Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Amerikalı avukat Inam Mansor, Pazar günü İsrailli bir sınır yetkilisinin kendisine vize ayrıcalığının artık Filistinli Amerikalılar için geçerli olmadığının söylendiğini söyledi.
Tam da bazılarının korktuğu durumdu.
Bir savunuculuk grubu olan Arap Amerikan Enstitüsü’nün genel müdürü Maya Berry, “Gerçek bir krizin ortasındayız; Queen Alia Uluslararası Havaalanı’ndan uçmak için Amman’a uçmamız gerekiyor” dedi. “Bu, İsrail’in neden bu programa ait olmadığının bir başka örneği.”
Arap Amerikan Enstitüsü gibi sivil haklar grupları, İsrail’in vize muafiyeti programına katılmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Aralarında Maryland Senatörü Chris Van Hollen’ın da bulunduğu bazı Demokrat milletvekilleri de şüphelerini dile getirdi.
Bay Van Hollen’ın sözcüsü Francesca Amodeo, “İsrail’deki zorlu güvenlik ortamını anlasa da, vize muafiyet programı kapsamında tüm Amerikan vatandaşlarına karşılıklılık garantisi veriliyor ve kendisinin bu gelişmeyle ilgili ciddi endişeleri var” dedi.
7 Ekim saldırılarının ardından Biden yönetimi, savaştan kaçan İsraillilerin ABD’ye girişini kolaylaştırmak için programın başlangıç tarihini öne aldı.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, İsrail’e gitmek üzere Batı Şeria’dan ayrılamayan Filistinli Amerikalıların karadan Ürdün’e gitmelerine yardım etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bakanlık, “ABD vatandaşlarının Batı Şeria’daki çıkış seçeneklerini genişletmek amacıyla Dışişleri Bakanlığı, ABD vatandaşları ve onların yakın aile üyeleri için Batı Şeria’dan Ürdün’e kadar kara taşımacılığı düzenlemeye başladı” dedi.
Ayrı bir gelişmede, bakanlık 13-31 Ekim tarihleri arasında Amerikalı yolcuları İsrail’den taşımak için charter uçuşlar düzenledi, ancak ticari uçuşlar hala devam ediyordu. Amerikalı bir yetkili, Washington’a ve bazı Avrupa başkentlerine yapılan düzinelerce uçuşun Tel Aviv’i çoğunlukla boş, bazı durumlarda ise tamamen boş bıraktığını söyledi.
Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinli Amerikalılar bu uçuşlara ulaşamadı.
Yolcu eksikliği sorulduğunda Dışişleri Bakanlığı, uçuşların “sürekli olarak yarı kapasiteyle veya daha azıyla kalktığını” kabul etti.
İsrail Savunma Bakanlığı’nın İsrail’in Batı Şeria’daki işgalinin bazı yönlerinden sorumlu birimi olan Cogat, Batı Şeria sınır geçişlerinin bölgedeki Filistinli sakinlere neden kapatıldığını açıklamak için savaşın patlak vermesini örnek gösterdi.
“İsrail’in uluslararası sınır kapılarında değişen bir şey yok. Cogat, yaptığı açıklamada, ABD vatandaşlığına sahip Filistinlilerin İsrail’e turist vizesiyle girmeye devam ettiğini söyledi.
Kuruluş, İsrail’in Batı Şeria için kullandığı terimi kullanarak, “Hamas İsrail’e karşı savaşa başladığında Yahudiye ve Samiriye’den İsrail’e giden sınır geçişleri güvenlik nedenleriyle tamamen kapatıldı.” dedi. “İsrail, ABD ile İsrail arasında imzalanan anlaşma uyarınca, kapatma sona erdikten sonra Yahudiye ve Samiriye’deki sınır kapılarından turizm amaçlı ABD pasaportu taşıyan Filistinlilerin girişine izin verecek.”
Raja Abdulrahim Kudüs’ten gelen haberlere katkıda bulundu.
Programı yöneten İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, Amerikalı yetkililerin sorunu çözmeye çalıştığını söyledi.
İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü Erin Heeter, “ABD hükümet yetkilileri, Amerikalıların Ben-Gurion Havaalanına gidip gelirken sorun yaşadığına dair raporları araştırmak için İsrail hükümetiyle birlikte çalışıyor” dedi.
Savaş başlamadan önce Eylül ayı sonlarında duyurulan anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkileri iyileştirmeye yönelik daha büyük bir çabanın parçasıydı. O dönemde Başkan Biden, İsrail ile Suudi Arabistan arasında diplomatik bir anlaşmaya varılmasına aracılık etmeye çalışıyordu.
Vize muafiyeti programı kapsamında İsrail, Filistinli Amerikalılar ve diğer Arap veya Müslüman kökenli Amerikalılar üzerindeki kısıtlamaları kaldıracak ve onların Filistin topraklarına gidiş ve dönüşlerini kolaylaştıracak.
Onlarca yıldır Filistinli Amerikalılar, İsrail işgali altındaki Batı Şeria’ya ailelerini ve arkadaşlarını ziyaret etmek veya insani yardım çalışmaları yapmak için seyahat etmekte zorluk çekiyorlardı. Önce Ürdün sınırındaki Ürdün’e gitmek zorunda kaldılar. Tel Aviv’e varmak veya oradan ayrılmak yerine genellikle Ürdün’ün başkenti Amman’daki Kraliçe Alia Uluslararası Havaalanı’na girip çıkıyorlar.
Amerikalı yetkililer anlaşmanın bunu değiştireceği konusunda ısrar etti. Ancak İsrail’in programa dahil olduğu duyurulduktan kısa bir süre sonra Hamas İsrail’e ölümcül bir saldırı başlattı, 1.200 kişiyi öldürdü ve İsrail’in Gazze’yi işgal etmesini ve Batı Şeria’da bir şiddet dalgasını tetikledi.
Güvenlik nedenleriyle İsrail, Amerikan pasaportuna sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın Filistinlilerin Batı Şeria’daki hareket özgürlüğünü daha da kısıtladı. Filistinli Amerikalılar bu sınırdan İsrail’e girip çıkamıyorlardı.
Bu, bazılarının İsrail’in uyacağından şüphe ettiği bir anlaşmanın ilk denemesiydi.
Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Amerikalı Fidah Mousa, “Tabii ki herkes, vatandaşlığımıza dayanarak Ben-Gurion’da seyahat etmemize izin veren bu yeni düzenleme konusunda heyecanlıydı” dedi.
Yaz aylarındaki pilot aşamada, aralarında on binlerce Filistinli Amerikalının da bulunduğu 100.000’den fazla ABD vatandaşı vizesiz İsrail’e girebildi. İşte o zaman Bayan Mousa, kızının düğününe katılmak üzere Ekim ayında Tel Aviv’den Amerika Birleşik Devletleri’ne dönmek üzere bir bilet aldı.
Eşit muamele hakkında “Aslında bunun uzun süreceğini düşünmemiştim” dedi.
7 Ekim saldırısından günler sonra Bayan Mousa, uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan işvereninin, Batı Şeria’dan giriş yapmak isteyen Filistinli Amerikalılara İsrail’in kontrol noktalarını kapatmasıyla ilgili güncellemelerini gönderdiğini söyledi.
Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Amerikalı avukat Inam Mansor, Pazar günü İsrailli bir sınır yetkilisinin kendisine vize ayrıcalığının artık Filistinli Amerikalılar için geçerli olmadığının söylendiğini söyledi.
Tam da bazılarının korktuğu durumdu.
Bir savunuculuk grubu olan Arap Amerikan Enstitüsü’nün genel müdürü Maya Berry, “Gerçek bir krizin ortasındayız; Queen Alia Uluslararası Havaalanı’ndan uçmak için Amman’a uçmamız gerekiyor” dedi. “Bu, İsrail’in neden bu programa ait olmadığının bir başka örneği.”
Arap Amerikan Enstitüsü gibi sivil haklar grupları, İsrail’in vize muafiyeti programına katılmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Aralarında Maryland Senatörü Chris Van Hollen’ın da bulunduğu bazı Demokrat milletvekilleri de şüphelerini dile getirdi.
Bay Van Hollen’ın sözcüsü Francesca Amodeo, “İsrail’deki zorlu güvenlik ortamını anlasa da, vize muafiyet programı kapsamında tüm Amerikan vatandaşlarına karşılıklılık garantisi veriliyor ve kendisinin bu gelişmeyle ilgili ciddi endişeleri var” dedi.
7 Ekim saldırılarının ardından Biden yönetimi, savaştan kaçan İsraillilerin ABD’ye girişini kolaylaştırmak için programın başlangıç tarihini öne aldı.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, İsrail’e gitmek üzere Batı Şeria’dan ayrılamayan Filistinli Amerikalıların karadan Ürdün’e gitmelerine yardım etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bakanlık, “ABD vatandaşlarının Batı Şeria’daki çıkış seçeneklerini genişletmek amacıyla Dışişleri Bakanlığı, ABD vatandaşları ve onların yakın aile üyeleri için Batı Şeria’dan Ürdün’e kadar kara taşımacılığı düzenlemeye başladı” dedi.
Ayrı bir gelişmede, bakanlık 13-31 Ekim tarihleri arasında Amerikalı yolcuları İsrail’den taşımak için charter uçuşlar düzenledi, ancak ticari uçuşlar hala devam ediyordu. Amerikalı bir yetkili, Washington’a ve bazı Avrupa başkentlerine yapılan düzinelerce uçuşun Tel Aviv’i çoğunlukla boş, bazı durumlarda ise tamamen boş bıraktığını söyledi.
Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinli Amerikalılar bu uçuşlara ulaşamadı.
Yolcu eksikliği sorulduğunda Dışişleri Bakanlığı, uçuşların “sürekli olarak yarı kapasiteyle veya daha azıyla kalktığını” kabul etti.
İsrail Savunma Bakanlığı’nın İsrail’in Batı Şeria’daki işgalinin bazı yönlerinden sorumlu birimi olan Cogat, Batı Şeria sınır geçişlerinin bölgedeki Filistinli sakinlere neden kapatıldığını açıklamak için savaşın patlak vermesini örnek gösterdi.
“İsrail’in uluslararası sınır kapılarında değişen bir şey yok. Cogat, yaptığı açıklamada, ABD vatandaşlığına sahip Filistinlilerin İsrail’e turist vizesiyle girmeye devam ettiğini söyledi.
Kuruluş, İsrail’in Batı Şeria için kullandığı terimi kullanarak, “Hamas İsrail’e karşı savaşa başladığında Yahudiye ve Samiriye’den İsrail’e giden sınır geçişleri güvenlik nedenleriyle tamamen kapatıldı.” dedi. “İsrail, ABD ile İsrail arasında imzalanan anlaşma uyarınca, kapatma sona erdikten sonra Yahudiye ve Samiriye’deki sınır kapılarından turizm amaçlı ABD pasaportu taşıyan Filistinlilerin girişine izin verecek.”
Raja Abdulrahim Kudüs’ten gelen haberlere katkıda bulundu.