Cansu
New member
Gökyüzünde Yıldız Varsa Yağmur Yağar mı?
Selam dostlar,
Bu gece bir hikâye anlatmak istiyorum size. Hani bazen insanın içi dolup taşar ya, konuşmak değil de anlatmak ister... İşte öyle bir anda yazıyorum bu satırları. Penceremin önünde oturuyorum, gökyüzü parıl parıl. O kadar çok yıldız var ki, insanın içine umut doluyor ama aynı zamanda bir hüzün de çöküyor. Annem hep derdi, “Gökyüzünde yıldız varsa yağmur yağmaz.” Oysa ben hep inanmak isterdim, belki yağar… Belki bazı yağmurlar yıldızların gözyaşıdır.
İşte bu düşünceyle başladı hikâyem.
Bir Yaz Akşamı ve İki Yalnız İnsan
Ali, planlı programlı bir adamdı. Hayatının her anı çizelgelerle doluydu. “Sorun varsa çözülür, duygular sonradan gelir,” derdi. Mühendis kafası işte, her şeyin bir mantığı, bir açıklaması olmalıydı.
Elif ise tam tersiydi. Hisleriyle yaşar, gökyüzüne bakıp anlam arardı. Bir çiçeğin soluşunda bile hikâye bulurdu. Duyguları karmaşık ama bir o kadar da derindi.
Bir akşam sahilde karşılaştılar. Gökyüzü açık, yıldızlar binlerce elmas gibi parlıyordu. Elif çıplak ayakla kumların üzerinde yürürken, Ali bankta oturmuş dizüstü bilgisayarında bir projeyi tamamlama telaşındaydı. Bir an göz göze geldiler. Elif gülümsedi:
“Şu güzelliğe bak, yıldızlar bugün ne kadar yakın.”
Ali, ekrandan başını kaldırmadan mırıldandı:
“Demek ki yağmur yağmayacak.”
Elif şaşırdı. “Niye öyle dedin?”
Ali ciddi bir ifadeyle, sanki bir hava raporu okur gibi konuştu:
“Gökyüzü açıksa, bulut yoksa yağmur ihtimali düşüktür.”
Elif içten bir kahkaha attı. “Belki de yıldızlar, birazdan yağacak yağmurun öncesinde bize son kez gülümser.”
Ali ilk kez gülümsedi. “Yani senin için doğa bile duygularla hareket ediyor.”
Elif başını eğdi, “Belki de sen hiç duygularla düşünmedin.”
O an, iki zıt dünyanın kapısı aralandı.
Mantığın Duvarlarına Çarpan Kalpler
Günler geçti. Elif ve Ali sahilde sık sık buluşmaya başladılar. Elif her defasında yıldızlara bakarak konuşurdu. “Bak, bugün çok parlaklar. Bence bugün yağmur yağacak.” Ali gülerdi. “Yine mi teorisiz konuşuyorsun?”
Ama bir gün, beklenmedik bir şey oldu. Gökyüzü yıldız doluydu… Ve ansızın ince bir yağmur başladı. Elif sessizce başını göğe kaldırdı, yüzünü yağmura çevirdi.
“Görüyor musun?” dedi gülümseyerek, “Yıldızlar ağlıyor bugün.”
Ali, şaşkınlıkla baktı. “İmkânsız,” diye fısıldadı. “Meteorolojik olarak bu…”
“...mümkün değil mi?” diye tamamladı Elif. “Ama işte oluyor.”
O gece Ali ilk kez hesap yapmadı, veri toplamadı, analiz etmedi. Sadece sustu ve yağmurun altında kaldı. Elif’in gülümseyişinde bir şey vardı; bir formül değil, bir his.
Bir Damla Gerçek, Bir Tutam His
Yağmur dindiğinde, yıldızlar hâlâ oradaydı. Ali’nin içindeki duvarlar birer birer yıkılıyordu. “Belki de...” dedi kendi kendine, “bazı şeylerin açıklaması olmamalı.”
Elif hafifçe başını yana eğdi. “Sen hep çözümler aradın, ama bazen insan sadece hisseder Ali. Birini özlersin, sebebi yoktur. Gözlerin dolar, açıklaması yoktur. Tıpkı yıldızlı bir gecede yağan yağmur gibi.”
Ali sessizce başını salladı. “Yani bazen doğa bile kalbini dinliyor diyorsun.”
Elif gülümsedi. “Aynen öyle. Çünkü kalp, evrendeki en eski pusuladır.”
O gece, sahil boyunca yürüdüler. Ayak izleri ıslak kumlarda birbirine karıştı. Gökyüzünde yıldızlar parlıyordu, hafif bir serinlik vardı. Ne Ali’nin planları, ne Elif’in hayalleri... Sadece an vardı.
Gökyüzü, Yağmur ve İnsan Kalbi
Forumdaşlar, belki siz de o anı yaşamışsınızdır:
Bir şey olur, tüm doğrularınız sarsılır. Kalbiniz “belki” derken, aklınız “hayır” diye bağırır. Ama bir bakarsınız, gökyüzü sizinle aynı fikirde.
Bu hikâye, sadece Elif ve Ali’nin hikâyesi değil. Bu, aramızda bir denge kurmaya çalışan her kadının ve her erkeğin hikâyesi. Kadın, sezgileriyle duyguları anlar; erkek, çözüm ararken kaybolur. Oysa ikisi birleştiğinde, ortaya en güzel yağmur çıkar.
Belki de gökyüzünde yıldız varsa, yağmur gerçekten yağmaz.
Ama bazen, o kural bile aşkın kalbine dayanamaz. Çünkü bazı yağmurlar, insanın içinde başlar ve dışarı taşar.
Ve Sonunda...
Ali bir akşam Elif’e bir not bıraktı:
“Artık her yıldızda seni arıyorum. Ve her yağmurda seni buluyorum.”
Elif notu okurken, gökyüzüne baktı.
Yıldızlar parlıyordu. Ve evet... Hafif bir yağmur başlamıştı.
Söz Sizde Forumdaşlar...
Sizce gerçekten, yıldızlı bir gecede yağmur yağar mı?
Yoksa sadece kalbimiz ıslanır da, biz onu gökyüzü sanırız?
Belki siz de böyle bir an yaşadınız, bir “Elif” ya da “Ali” oldunuz. Paylaşın… Belki de hepimiz aynı gökyüzüne bakıyoruzdur, aynı yıldızın altında.
Selam dostlar,
Bu gece bir hikâye anlatmak istiyorum size. Hani bazen insanın içi dolup taşar ya, konuşmak değil de anlatmak ister... İşte öyle bir anda yazıyorum bu satırları. Penceremin önünde oturuyorum, gökyüzü parıl parıl. O kadar çok yıldız var ki, insanın içine umut doluyor ama aynı zamanda bir hüzün de çöküyor. Annem hep derdi, “Gökyüzünde yıldız varsa yağmur yağmaz.” Oysa ben hep inanmak isterdim, belki yağar… Belki bazı yağmurlar yıldızların gözyaşıdır.
İşte bu düşünceyle başladı hikâyem.
Bir Yaz Akşamı ve İki Yalnız İnsan
Ali, planlı programlı bir adamdı. Hayatının her anı çizelgelerle doluydu. “Sorun varsa çözülür, duygular sonradan gelir,” derdi. Mühendis kafası işte, her şeyin bir mantığı, bir açıklaması olmalıydı.
Elif ise tam tersiydi. Hisleriyle yaşar, gökyüzüne bakıp anlam arardı. Bir çiçeğin soluşunda bile hikâye bulurdu. Duyguları karmaşık ama bir o kadar da derindi.
Bir akşam sahilde karşılaştılar. Gökyüzü açık, yıldızlar binlerce elmas gibi parlıyordu. Elif çıplak ayakla kumların üzerinde yürürken, Ali bankta oturmuş dizüstü bilgisayarında bir projeyi tamamlama telaşındaydı. Bir an göz göze geldiler. Elif gülümsedi:
“Şu güzelliğe bak, yıldızlar bugün ne kadar yakın.”
Ali, ekrandan başını kaldırmadan mırıldandı:
“Demek ki yağmur yağmayacak.”
Elif şaşırdı. “Niye öyle dedin?”
Ali ciddi bir ifadeyle, sanki bir hava raporu okur gibi konuştu:
“Gökyüzü açıksa, bulut yoksa yağmur ihtimali düşüktür.”
Elif içten bir kahkaha attı. “Belki de yıldızlar, birazdan yağacak yağmurun öncesinde bize son kez gülümser.”
Ali ilk kez gülümsedi. “Yani senin için doğa bile duygularla hareket ediyor.”
Elif başını eğdi, “Belki de sen hiç duygularla düşünmedin.”
O an, iki zıt dünyanın kapısı aralandı.
Mantığın Duvarlarına Çarpan Kalpler
Günler geçti. Elif ve Ali sahilde sık sık buluşmaya başladılar. Elif her defasında yıldızlara bakarak konuşurdu. “Bak, bugün çok parlaklar. Bence bugün yağmur yağacak.” Ali gülerdi. “Yine mi teorisiz konuşuyorsun?”
Ama bir gün, beklenmedik bir şey oldu. Gökyüzü yıldız doluydu… Ve ansızın ince bir yağmur başladı. Elif sessizce başını göğe kaldırdı, yüzünü yağmura çevirdi.
“Görüyor musun?” dedi gülümseyerek, “Yıldızlar ağlıyor bugün.”
Ali, şaşkınlıkla baktı. “İmkânsız,” diye fısıldadı. “Meteorolojik olarak bu…”
“...mümkün değil mi?” diye tamamladı Elif. “Ama işte oluyor.”
O gece Ali ilk kez hesap yapmadı, veri toplamadı, analiz etmedi. Sadece sustu ve yağmurun altında kaldı. Elif’in gülümseyişinde bir şey vardı; bir formül değil, bir his.
Bir Damla Gerçek, Bir Tutam His
Yağmur dindiğinde, yıldızlar hâlâ oradaydı. Ali’nin içindeki duvarlar birer birer yıkılıyordu. “Belki de...” dedi kendi kendine, “bazı şeylerin açıklaması olmamalı.”
Elif hafifçe başını yana eğdi. “Sen hep çözümler aradın, ama bazen insan sadece hisseder Ali. Birini özlersin, sebebi yoktur. Gözlerin dolar, açıklaması yoktur. Tıpkı yıldızlı bir gecede yağan yağmur gibi.”
Ali sessizce başını salladı. “Yani bazen doğa bile kalbini dinliyor diyorsun.”
Elif gülümsedi. “Aynen öyle. Çünkü kalp, evrendeki en eski pusuladır.”
O gece, sahil boyunca yürüdüler. Ayak izleri ıslak kumlarda birbirine karıştı. Gökyüzünde yıldızlar parlıyordu, hafif bir serinlik vardı. Ne Ali’nin planları, ne Elif’in hayalleri... Sadece an vardı.
Gökyüzü, Yağmur ve İnsan Kalbi
Forumdaşlar, belki siz de o anı yaşamışsınızdır:
Bir şey olur, tüm doğrularınız sarsılır. Kalbiniz “belki” derken, aklınız “hayır” diye bağırır. Ama bir bakarsınız, gökyüzü sizinle aynı fikirde.
Bu hikâye, sadece Elif ve Ali’nin hikâyesi değil. Bu, aramızda bir denge kurmaya çalışan her kadının ve her erkeğin hikâyesi. Kadın, sezgileriyle duyguları anlar; erkek, çözüm ararken kaybolur. Oysa ikisi birleştiğinde, ortaya en güzel yağmur çıkar.
Belki de gökyüzünde yıldız varsa, yağmur gerçekten yağmaz.
Ama bazen, o kural bile aşkın kalbine dayanamaz. Çünkü bazı yağmurlar, insanın içinde başlar ve dışarı taşar.
Ve Sonunda...
Ali bir akşam Elif’e bir not bıraktı:
“Artık her yıldızda seni arıyorum. Ve her yağmurda seni buluyorum.”
Elif notu okurken, gökyüzüne baktı.
Yıldızlar parlıyordu. Ve evet... Hafif bir yağmur başlamıştı.
Söz Sizde Forumdaşlar...
Sizce gerçekten, yıldızlı bir gecede yağmur yağar mı?
Yoksa sadece kalbimiz ıslanır da, biz onu gökyüzü sanırız?
Belki siz de böyle bir an yaşadınız, bir “Elif” ya da “Ali” oldunuz. Paylaşın… Belki de hepimiz aynı gökyüzüne bakıyoruzdur, aynı yıldızın altında.