ahmetbeyler
Active member
Derinleşen ekonomik krizin okullara da yansıdı. Çocukların örgün eğitimden kopuşuna dair öğrenci sayısını GÜZEL Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sordu.
Gazete Duvar’dan Ogün Akkaya’nın haberine bakılırsa, Öztürk’ün önergesine cevap veren Bakan, Türkiye’de 142 bin 326 kişinin açık öğretim ortaokuluna kayıtlı olduğunu, bu sayının 7 bin 774’ünün 18 yaşın altında olduğunu belirtti. Açık öğretim lisesinde ise toplam 1 milyon 112 bin 765 öğrencinin tahsil gördüğünü belirten Bakan Özer, açık öğretim lisesine kayıtlı 18 yaş altı kişi sayısının ise 232 bin 152 olduğunu deklare etti. Bu bilgilere nazaran olağan kurallarda okulda olması gereken 18 yaş altı 239 bin 926 ortaokul ve lise öğrencisi açık öğretime gidiyor.
‘Açık öğretim maksadına hizmet ediyor’
Bakan Özer karşılığında, açık öğretim sisteminin “amacına” hizmet ettiğinin açıkça görüldüğünü belirtirken 18 yaş altı öğrencilerin bu sistemden yararlanmasına dair kıymetlendirme yapmadı ve şu biçimde karşılığını sürdürdü:
“Çeşitli niçinlerle tahsilini tamamlayamayan ve zarurî eğitim yaş sonunu aşarak eğitim öğretim sisteminin haricinde kalan yetişkinlere uzaktan eğitim unsur ve teknikleri ile her yerde, her durumda öğretim imkânı vermek; bu yolla toplumun eğitim ve kültür seviyesini yükseltmek; vatandaşlarımızın meslek edinmelerini kolaylaştırarak iktisada katkı sağlamak ve onları bir üst tahsile hazırlamaktadır.”
‘Okul yalnızca bilgi aktaran yerler değil’
Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası Merkez Yürütme Konseyi üyesi Ramazan Gürbüz’e nazaran açık öğretime kayıtlı 240 bine yaklaşan 18 yaş altı öğrencinin bir an evvel örgün eğitime geçirilmesi gerekiyor.
Okulların yalnızca bilgi aktaran yerler değil, beraberinde çocukların kişiliklerinin gelişmesi ve akranları ile toplumsallaşması açısından kıymetli olduğunu belirten Gürbüz, “Okullar sokağın olumsuzluklarından gençleri muhafaza yerleridir. 18 yaşın altındaki her gencin örgün öğretim çatısı altında olması gerekir” diye konuştu.
‘Çocukların okula gidememesinin sebebi ekonomiktir’
18 yaş altı çocukların açık öğretime geçmek zorunda kalmasının eğitim öğretim amacı ile bağdaşmadığını belirten Gürbüz, Bakanlığın deklare ettiğı sayıların da net olmadığını belirterek “Açık öğretime geçen yaklaşık 240 bin çocuğun, kimi sayılarda 600 bin olduğu söyleniyor. Çocuklar kayıt altına alınmıyor. Okulda mı değil mi? Bilinmiyor” dedi ve şöyleki devam etti:
“Yoksul çocuklar beraberinde dışarıda çalışıyor. Çocukların okula erişim noktasında ıstırapları var. Servis fiyatları fazlaca değerli. Çocukların beslenmesi ve temel muhtaçlıklarının karşılanması noktasında da erişim problemleri yaşanıyor. Çocukların okula gidememesinin ya da açık liseye yazılmasının temel sebebi ekonomiktir. Ekonomik kriz bu durumu daha da derinleştiriyor. Çocukların okulla bağı kopuyor. Ailelerin gelirleri çocuklarını okutmaya yetecek seviyede değil.”
‘Kriz devam ederse sayı artacak’
Gürbüz, ekonomik krizin 18 yaş altı öğrencileri çalışmaya zorladığını ve kriz devam ettikçe açık öğretime kayıtlı öğrenci sayısının artacağına dikkat çekti.
Açık öğretime geçişin yapısal bir sıkıntıya dönüşeceğini belirten Gürbüz, “Devletin asli nazaranvi çocukları okutmak. Geleceğe en yeterli biçimde hazırlamak. Vücut ve ruh sıhhatlerini korumak. Asıl olan örgün eğitimdir. Kamuda okullar içerik ve nitelik kaybettikçe çocuklar önemli manada gelişim gösteremeyecek. Bakanlık çocukların temel gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde adım atmalı. Okul ortamı haricindeki 18 yaş altı tüm çocuklar riske açıktır. Devletin birinci misyonu bu çocukları örgün eğitim kapsamına almaktır” diye konuştu.
‘Çocuklar kantinden alışveriş yapamıyor’
Eğitim-Sen olarak okul ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, veliler ve öğretmenlerle irtibat kurduklarını ve ekonomik krizin öğrencileri nasıl etkilediğini şahsen gördüklerini belirten Gürbüz kelamlarını şöyle tamamladı:
“Çocuğunun yol ve beslenme masraflarını karşılayamayan öğrenciler açık öğretime kayıt yaptırıyor. Ekonomik krizin derinleşmesi ile bir arada öğrencilerin önemli bir beslenme sorunu ortaya çıktı. Ekonomik kriz öğrencileri açık öğretime itiyor. Çocuklar kantinden alışveriş yapamıyor. Gittiğimiz her okulda öğretmen ve velilerden duyuyoruz, çocuklar okula aç gidiyor. Okullarda öğrencilerin beslenme sorunu giderilmeli.”
Gazete Duvar’dan Ogün Akkaya’nın haberine bakılırsa, Öztürk’ün önergesine cevap veren Bakan, Türkiye’de 142 bin 326 kişinin açık öğretim ortaokuluna kayıtlı olduğunu, bu sayının 7 bin 774’ünün 18 yaşın altında olduğunu belirtti. Açık öğretim lisesinde ise toplam 1 milyon 112 bin 765 öğrencinin tahsil gördüğünü belirten Bakan Özer, açık öğretim lisesine kayıtlı 18 yaş altı kişi sayısının ise 232 bin 152 olduğunu deklare etti. Bu bilgilere nazaran olağan kurallarda okulda olması gereken 18 yaş altı 239 bin 926 ortaokul ve lise öğrencisi açık öğretime gidiyor.
‘Açık öğretim maksadına hizmet ediyor’
Bakan Özer karşılığında, açık öğretim sisteminin “amacına” hizmet ettiğinin açıkça görüldüğünü belirtirken 18 yaş altı öğrencilerin bu sistemden yararlanmasına dair kıymetlendirme yapmadı ve şu biçimde karşılığını sürdürdü:
“Çeşitli niçinlerle tahsilini tamamlayamayan ve zarurî eğitim yaş sonunu aşarak eğitim öğretim sisteminin haricinde kalan yetişkinlere uzaktan eğitim unsur ve teknikleri ile her yerde, her durumda öğretim imkânı vermek; bu yolla toplumun eğitim ve kültür seviyesini yükseltmek; vatandaşlarımızın meslek edinmelerini kolaylaştırarak iktisada katkı sağlamak ve onları bir üst tahsile hazırlamaktadır.”
‘Okul yalnızca bilgi aktaran yerler değil’
Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası Merkez Yürütme Konseyi üyesi Ramazan Gürbüz’e nazaran açık öğretime kayıtlı 240 bine yaklaşan 18 yaş altı öğrencinin bir an evvel örgün eğitime geçirilmesi gerekiyor.
Okulların yalnızca bilgi aktaran yerler değil, beraberinde çocukların kişiliklerinin gelişmesi ve akranları ile toplumsallaşması açısından kıymetli olduğunu belirten Gürbüz, “Okullar sokağın olumsuzluklarından gençleri muhafaza yerleridir. 18 yaşın altındaki her gencin örgün öğretim çatısı altında olması gerekir” diye konuştu.
‘Çocukların okula gidememesinin sebebi ekonomiktir’
18 yaş altı çocukların açık öğretime geçmek zorunda kalmasının eğitim öğretim amacı ile bağdaşmadığını belirten Gürbüz, Bakanlığın deklare ettiğı sayıların da net olmadığını belirterek “Açık öğretime geçen yaklaşık 240 bin çocuğun, kimi sayılarda 600 bin olduğu söyleniyor. Çocuklar kayıt altına alınmıyor. Okulda mı değil mi? Bilinmiyor” dedi ve şöyleki devam etti:
“Yoksul çocuklar beraberinde dışarıda çalışıyor. Çocukların okula erişim noktasında ıstırapları var. Servis fiyatları fazlaca değerli. Çocukların beslenmesi ve temel muhtaçlıklarının karşılanması noktasında da erişim problemleri yaşanıyor. Çocukların okula gidememesinin ya da açık liseye yazılmasının temel sebebi ekonomiktir. Ekonomik kriz bu durumu daha da derinleştiriyor. Çocukların okulla bağı kopuyor. Ailelerin gelirleri çocuklarını okutmaya yetecek seviyede değil.”
‘Kriz devam ederse sayı artacak’
Gürbüz, ekonomik krizin 18 yaş altı öğrencileri çalışmaya zorladığını ve kriz devam ettikçe açık öğretime kayıtlı öğrenci sayısının artacağına dikkat çekti.
Açık öğretime geçişin yapısal bir sıkıntıya dönüşeceğini belirten Gürbüz, “Devletin asli nazaranvi çocukları okutmak. Geleceğe en yeterli biçimde hazırlamak. Vücut ve ruh sıhhatlerini korumak. Asıl olan örgün eğitimdir. Kamuda okullar içerik ve nitelik kaybettikçe çocuklar önemli manada gelişim gösteremeyecek. Bakanlık çocukların temel gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde adım atmalı. Okul ortamı haricindeki 18 yaş altı tüm çocuklar riske açıktır. Devletin birinci misyonu bu çocukları örgün eğitim kapsamına almaktır” diye konuştu.
‘Çocuklar kantinden alışveriş yapamıyor’
Eğitim-Sen olarak okul ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, veliler ve öğretmenlerle irtibat kurduklarını ve ekonomik krizin öğrencileri nasıl etkilediğini şahsen gördüklerini belirten Gürbüz kelamlarını şöyle tamamladı:
“Çocuğunun yol ve beslenme masraflarını karşılayamayan öğrenciler açık öğretime kayıt yaptırıyor. Ekonomik krizin derinleşmesi ile bir arada öğrencilerin önemli bir beslenme sorunu ortaya çıktı. Ekonomik kriz öğrencileri açık öğretime itiyor. Çocuklar kantinden alışveriş yapamıyor. Gittiğimiz her okulda öğretmen ve velilerden duyuyoruz, çocuklar okula aç gidiyor. Okullarda öğrencilerin beslenme sorunu giderilmeli.”