Güç ve kompleks karbonhidrat tüketiminin bulunmasıyla duygusal yeme olarak isimlendirilir Duygusal yemede bireyler açlık ve tokluk kavramlarını birbirinden ayırmada zorlanırlar . gençlerde yapılan bir araştırmada anne dayanağının az olması ve denetimin fazla olduğu durumların duygusal yemeyle bağlantılı olduğu bulunmuştur. Çocuklarına olan takviye ve bağlılığın daha az olduğu, ailelerinde duygusal yaşadığı sorunlar bireyleri sıhhatsiz besin seçimine yöneltmektedir.
1.Her vakit yalnızca fizikî açlığı gidermek için yemek eğiliminde bulunmayız. Birçoğumuz ayrıyeten rahatlık, gerilim gidermek yahut kendimizi ödüllendirmek için yiyeceklere yöneliriz.
2.Hissederken bir bardak dondurma için ulaşabilir, sıkılmış yahut yalnızsanız bir pizza sipariş edebilir yahut gerilimli bir iş gününden daha sonra otomobille dolaşabilirsiniz. Duygusal beslenme, kendinizi daha güzel hissetmek için yiyecekleri kullanır – midenizden fazla duygusal muhtaçlıkları karşılamak için. Ne yazık ki, duygusal beslenme duygusal meseleleri. ondan sonrasında, yalnızca orjinal duygusal sorun kalmaz, bununla birlikte çok yeme durumu ötürüsıyla hatalı hissedersiniz.
3. Bu duygusal yeme döngüsü yaratabilir gerilime reaksiyon olarak kortizol düzeylerinin değişmesi , isteklere niye olur. Kronik gerilim düzeyleri ve akut gerilim misyonuna düşük kortizol reaktivitesi olanlar, hem denetim birebir vakitte gerilim şartlarından daha sonra çikolatalı keklerden düşük kronik gerilim düzeylerine sahip bayanlardan değerli ölçüde daha fazla kalori tüketmiştir.
Yüksek kortizol düzeyleri, yüksek insülin düzeyleri ile birlikte gerilim kaynaklı yemekten sorumlu olabilir, zira araştırmalar yüksek kortizol reaktivitesinin gerilim sırasında besin için olağandışı derecede artan bir iştah olan hiperfaji ile bağlı olduğunu göstermektedir.Ayrıca, glukokortikoidler açlığı tetiklediğinden ve bilhassa yüksek yağlı ve yüksek şekerli besinlere olan iştahını arttırdığından, adrenal bezleri doğal olarak bir gerilime cevap olarak daha büyük ölçülerde glukokortikoid salgılayanlar hiperfajiye daha eğilimlidir.
Gerilimli yemenin gerisindeki mantığı açıklamak için beş istikametli bir model tanımlamıştır ;
1) besin seçiminin duygusal denetimi,
(2) besin alımının duygusal olarak baskılanması,
(3) bilişsel beslenme denetimlerinin bozulması,
(4) hisleri düzenlemek için yemek yemek ve
(5) yemeğin duygu-uyumlu modülasyonu. Bunlar şu alt kümelere ayrılır: Başa çıkma, ödül artırma, toplumsal ve uygunluk güdüsü. bu biçimdece, bir bireye şahsi duygusal beslenmenin daha âlâ anlaşılması sağlanır.
1.Her vakit yalnızca fizikî açlığı gidermek için yemek eğiliminde bulunmayız. Birçoğumuz ayrıyeten rahatlık, gerilim gidermek yahut kendimizi ödüllendirmek için yiyeceklere yöneliriz.
2.Hissederken bir bardak dondurma için ulaşabilir, sıkılmış yahut yalnızsanız bir pizza sipariş edebilir yahut gerilimli bir iş gününden daha sonra otomobille dolaşabilirsiniz. Duygusal beslenme, kendinizi daha güzel hissetmek için yiyecekleri kullanır – midenizden fazla duygusal muhtaçlıkları karşılamak için. Ne yazık ki, duygusal beslenme duygusal meseleleri. ondan sonrasında, yalnızca orjinal duygusal sorun kalmaz, bununla birlikte çok yeme durumu ötürüsıyla hatalı hissedersiniz.
3. Bu duygusal yeme döngüsü yaratabilir gerilime reaksiyon olarak kortizol düzeylerinin değişmesi , isteklere niye olur. Kronik gerilim düzeyleri ve akut gerilim misyonuna düşük kortizol reaktivitesi olanlar, hem denetim birebir vakitte gerilim şartlarından daha sonra çikolatalı keklerden düşük kronik gerilim düzeylerine sahip bayanlardan değerli ölçüde daha fazla kalori tüketmiştir.
Yüksek kortizol düzeyleri, yüksek insülin düzeyleri ile birlikte gerilim kaynaklı yemekten sorumlu olabilir, zira araştırmalar yüksek kortizol reaktivitesinin gerilim sırasında besin için olağandışı derecede artan bir iştah olan hiperfaji ile bağlı olduğunu göstermektedir.Ayrıca, glukokortikoidler açlığı tetiklediğinden ve bilhassa yüksek yağlı ve yüksek şekerli besinlere olan iştahını arttırdığından, adrenal bezleri doğal olarak bir gerilime cevap olarak daha büyük ölçülerde glukokortikoid salgılayanlar hiperfajiye daha eğilimlidir.
Gerilimli yemenin gerisindeki mantığı açıklamak için beş istikametli bir model tanımlamıştır ;
1) besin seçiminin duygusal denetimi,
(2) besin alımının duygusal olarak baskılanması,
(3) bilişsel beslenme denetimlerinin bozulması,
(4) hisleri düzenlemek için yemek yemek ve
(5) yemeğin duygu-uyumlu modülasyonu. Bunlar şu alt kümelere ayrılır: Başa çıkma, ödül artırma, toplumsal ve uygunluk güdüsü. bu biçimdece, bir bireye şahsi duygusal beslenmenin daha âlâ anlaşılması sağlanır.