Hususla ilgili açıklamalarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hasan Benar, kolajen desteklerinin ciltte kolajen üretimini tetiklemeleri yardımıyla cildin daha nemli, gergin ve yumuşak olmasını sağladığı savı ile satışa sunulduklarını hatırlattı. Bu bahis ile ilgili olarak az sayıda yapılmış olan bilimsel araştırmalara bakılırsa kolajen desteklerinin içerisinde bulunan kolajen peptitleri cilt kuruluğunu ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olduğunu belirten Benar, “Yapılan bir çalışmada sekiz hafta boyunca kolajen desteği alan bayanların ciltlerinin elastikiyetinin arttığı ve derin kırışıklıklarda azalma olduğu saptanmıştır. Günde 1 gram olmak üzere 12 hafta alım daha sonrası deri kuruluğunda yüzde 76, çizgilerde yüzde 12 azalma, deri kan akımında düzgünleşme ve kolajende yüzde 6 artış tespit edilmiştir. Kolajen desteğinin deri yaşlanmasında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma), dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığı kararına varıldığı bildirilmektedir. Kolajen desteğinin çoklukla inançlı olduğu ve bildirilmiş bir yan tesiri olmadığı belirtilmektedir” dedi.
“Ürün seçimine dikkat edin”
Dr Hasan Benar, kolajen desteklerinin tablet, kapsül, toz, sıvı ve hatta sakız olarak bulunabildiğini söz ederek “Kolajen dışardan destek olarak alındığında evvela sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır. Bu sorunu biraz olsun aşabilmek ismine ise kolajenin biraz daha parçalanmış hali olan hidrolize kolajen içeren destekler geliştirilmiştir. Biyoyararlanımı artırmak ismine ülkü olan hidrolize, peptid kolajenler ve likit formların tercih edilmesidir. Kullanılan kolajenin ölçüsü da kararı etkilemektedir. Desteğin kolajen içeriği tercihen 10 gr yahut en az 5 gr olmalıdır. Kolajen sentezine dayanak olması açısından alınan desteğin bakır, çinko, C vitamini içermesi aktifliğini artırabilir” diye konuştu.
“Kullanmadan evvel kesinlikle doktora danışın”
Dr Hasan Benar, kolajenin farklı tipleri olduğunu da belirterek şu ikazlarda bulundu:
“Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturmaktadır. Bu durumda şayet kolajeni cildinize dayanak için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını bilhassa de tip 1 kolajeni tercih etmeniz gerekir. Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için onları desteklerken de tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarını kullanmak tesirli olur. Takviyedeki kolajenin kaynağı balık, tavuk yahut sığır olabilmektedir. Balık kaynaklı kolajen içerenler çoğunlukla önerilmektedir. Balıktan elde edilen kolajen daha küçük moleküler boyuttadır bu da emilimi yani biyoyararlanımı artırır. Kabuklu deniz eseri alerjisi olanlar da bu duruma dikkat etmelidir.”
“Ürün seçimine dikkat edin”
Dr Hasan Benar, kolajen desteklerinin tablet, kapsül, toz, sıvı ve hatta sakız olarak bulunabildiğini söz ederek “Kolajen dışardan destek olarak alındığında evvela sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır. Bu sorunu biraz olsun aşabilmek ismine ise kolajenin biraz daha parçalanmış hali olan hidrolize kolajen içeren destekler geliştirilmiştir. Biyoyararlanımı artırmak ismine ülkü olan hidrolize, peptid kolajenler ve likit formların tercih edilmesidir. Kullanılan kolajenin ölçüsü da kararı etkilemektedir. Desteğin kolajen içeriği tercihen 10 gr yahut en az 5 gr olmalıdır. Kolajen sentezine dayanak olması açısından alınan desteğin bakır, çinko, C vitamini içermesi aktifliğini artırabilir” diye konuştu.
“Kullanmadan evvel kesinlikle doktora danışın”
Dr Hasan Benar, kolajenin farklı tipleri olduğunu da belirterek şu ikazlarda bulundu:
“Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturmaktadır. Bu durumda şayet kolajeni cildinize dayanak için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını bilhassa de tip 1 kolajeni tercih etmeniz gerekir. Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için onları desteklerken de tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarını kullanmak tesirli olur. Takviyedeki kolajenin kaynağı balık, tavuk yahut sığır olabilmektedir. Balık kaynaklı kolajen içerenler çoğunlukla önerilmektedir. Balıktan elde edilen kolajen daha küçük moleküler boyuttadır bu da emilimi yani biyoyararlanımı artırır. Kabuklu deniz eseri alerjisi olanlar da bu duruma dikkat etmelidir.”