Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda açıklamalarda bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Bütün söylemlerimizi, tahlillerimizi alana taşımak zorundayız. Esnafa, taksiciye, konut hanımına, sanayiciye toplumun her katmanına söylemlerimizi taşımak zorundadır. Biz her meseleye akılcı tahliller üreten partiyiz. Bizim akılcı tahlillerimizi anlattığınız sürece halk bizi iktidara getirecek. Halk biliyor ki artık vakit CHP devridir. Kimi anketlerde kararsızların olduğu söyleniyor. Tahlillerimizi onlara anlatacaksınız, kararlılıkla anlatacaksınız. Var olan sıkıntıların tek tahlil adresi CHP’dir diyeceklerdir.
Memleketin güzel yönetilmediğini görüyorlar. Her baştan bir sesin çıktığını görüyorlar. Bir bakanın dediğini bir diğer bakanın yalanladığını görüyorlar. Bir bakanın dediğinin AK Parti Küme Lideri tarafınca tam zıddının söylendiğini biliyorlar. Birisi minimum fiyat hakkında A diye söylerken oburu 28 harfi atlayıp Z diyebiliyor. Fiyatlara hükümran olmadıklarını biliyorlar. Devletin büyük ölçüde soyulacak bir sistem olarak algılandığını biliyorlar. İktidar sahiplerinin ülkeyi yönetemediğini herkes biliyor. bu biçimde bu ülkeyi nitekim ülkenin çıkarlarını savunan, hangi partiye oy verirse versin tüm Türkiye’yi kucaklayan, ayrıştırmayan, bölmeyen, hengameli bir lisan yerine barışçıl bir lisan kullanan bir iktidara muhtaçlık var. O iktidarın ismi Millet İttifakı ve CHP’dir.
“3,5 MİLYON HANEDE ELEKTRİK YOK”
Devlet takımlarına kimlerin hangi torpillerle yerleştiğini görüyorlar, yaşıyorlar. Haksızlıkların hangi boyutlara ulaştığını görüyorlar. Havuz medyası tam aksini söylese dahi vatandaşımız tüm bunları biliyor. Bilmenin ötesinde yaşıyor. 21. yüzyılın Türkiyesi’nde uzun müddettir bir kişinin hegemonyasında yönetilen Türkiye’de 3 milyon 449 bin 344 ailenin, iş yerinin elektriği kesildi. Ortalama 3,5 milyon hanede elektrik yok. Vatandaş bunu yaşıyor, görüyor. Ben 3 milyon 449 bin 344 hanede elektrikler kesildi onların sözcüsü olarak şuurlu olarak elektrik faturamı ödemedim ve ödemiyorum. 3 milyon 500 bin hanenin sözcüsü kim olacak? Bu haksızlığı yapan iktidarı geniş kitlelere nasıl anlatacağız? Ülke bu biçimde bir noktaya gidiyorsa hepimizin tarihi bir sorumluluğu var. Türkiye’yi buradan çekip çıkartmak zorundayız. 1 milyon 93 bin 581 hanenin de doğalgazı kesildi kışın ortasında. İktidar sahipleri bunun ne kadar farkında?
Gazetecinin bakılırsavi gerçekleri yazmaktır. Gerçekleri yazmak bugünkü şartlarda riski üstlenmek demektir. Ergün Poyraz akına uğradı, ağır bakımda. Eşiyle tanıştım. Bugüne kadar taarruza uğrayan gazeteciler ötürüsıyla mahpusa giren oldu mu, olmadı. Fakat bir tweet ötürüsıyla öğrenciler, beşerler mahpusa atıldı. Ergün Poyraz’a şifalar diliyoruz.”
‘İŞSİZLİK’ VURGUSU
İşsizlik… Talimat veriyorlar ‘işsizlik azaldı’ diye. Siz onu benim külahıma anlatın, ne azalması. Onlara nazaran Türkiye’de iş var lakin işsizler iş beğenmiyorlar. Halka bu biçimde söylüyorlar. Aldatmak istiyorlar halkı, kandırmak istiyorlar lakin gerçekler o denli değil. Şanlıurfa’da 60 paklık çalışanı ilanı için 53 bin 224 kişi başvuruyor. Hani beğenmiyorlardı?
Bunlar yönetemiyorlar. Yönetme güçleri, kapasiteleri, ayrıntıları yok. Hazır parayla yönetim ettiler. Malları, mülkleri sattılar yönetim ettiler. Fabrikaları, bankaları, hazine topraklarını sattılar aldıkları parayla yönetim ettiler. Deniz bitti artık ne yapacaklarını bilmiyorlar. Artık Türkiye’nin prestijini satıyorlar.
Milyonlarca emekçi, memur, emekli enflasyon sayısına nazaran maaş alacak. Talimat veriyorlar sayısı düşük göster diye. Düşük göster ki aylıkları az verelim… TÜİK’e gittim ve açıklama yaptım. bu biçimdece o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkarttılar neredeyse üst seviye yönetici kalmadı. Kimileri da istifa ettiler.
Ulusal Eğitim Bakanlığı imtihan yapıyor. KPSS’de torpil yok. Türkiye’de dereceye giriyorlar kelamlı imtihanda hakları yeniliyor. Yüzbinlerce haksızlığa uğrayan, sözlüde elenen genç arkadaşların hakkını, hukukunu aramak için bakanlığa gittim.
Her anne baba evladının karnının doymasını ister. Kâfi beslenme bir haktır. Üniversal bir haktır. Bir anne çocuğuna süt veremiyorsa, et veremiyorsa, bir kurumun başındaki kişi ‘Kuyrukları bitirmek için ete artırım yaptık’ diyorsak bunu bayağı bir basın toplantısı yaparak kamuoyuna anlatırsanız bu yanlışsız olmaz. Oraya gitmelisiniz. Onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz. Birtakım enteller var ‘Kılıçdaroğlu gitti kapılar kapan’ diyor. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradayım.
Bakandan randevu talep etseydi diyorlar. Benim muhatabım bakan değil, Et ve Süt Kurumu.”
Detaylar geliyor…
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Bütün söylemlerimizi, tahlillerimizi alana taşımak zorundayız. Esnafa, taksiciye, konut hanımına, sanayiciye toplumun her katmanına söylemlerimizi taşımak zorundadır. Biz her meseleye akılcı tahliller üreten partiyiz. Bizim akılcı tahlillerimizi anlattığınız sürece halk bizi iktidara getirecek. Halk biliyor ki artık vakit CHP devridir. Kimi anketlerde kararsızların olduğu söyleniyor. Tahlillerimizi onlara anlatacaksınız, kararlılıkla anlatacaksınız. Var olan sıkıntıların tek tahlil adresi CHP’dir diyeceklerdir.
Memleketin güzel yönetilmediğini görüyorlar. Her baştan bir sesin çıktığını görüyorlar. Bir bakanın dediğini bir diğer bakanın yalanladığını görüyorlar. Bir bakanın dediğinin AK Parti Küme Lideri tarafınca tam zıddının söylendiğini biliyorlar. Birisi minimum fiyat hakkında A diye söylerken oburu 28 harfi atlayıp Z diyebiliyor. Fiyatlara hükümran olmadıklarını biliyorlar. Devletin büyük ölçüde soyulacak bir sistem olarak algılandığını biliyorlar. İktidar sahiplerinin ülkeyi yönetemediğini herkes biliyor. bu biçimde bu ülkeyi nitekim ülkenin çıkarlarını savunan, hangi partiye oy verirse versin tüm Türkiye’yi kucaklayan, ayrıştırmayan, bölmeyen, hengameli bir lisan yerine barışçıl bir lisan kullanan bir iktidara muhtaçlık var. O iktidarın ismi Millet İttifakı ve CHP’dir.
“3,5 MİLYON HANEDE ELEKTRİK YOK”
Devlet takımlarına kimlerin hangi torpillerle yerleştiğini görüyorlar, yaşıyorlar. Haksızlıkların hangi boyutlara ulaştığını görüyorlar. Havuz medyası tam aksini söylese dahi vatandaşımız tüm bunları biliyor. Bilmenin ötesinde yaşıyor. 21. yüzyılın Türkiyesi’nde uzun müddettir bir kişinin hegemonyasında yönetilen Türkiye’de 3 milyon 449 bin 344 ailenin, iş yerinin elektriği kesildi. Ortalama 3,5 milyon hanede elektrik yok. Vatandaş bunu yaşıyor, görüyor. Ben 3 milyon 449 bin 344 hanede elektrikler kesildi onların sözcüsü olarak şuurlu olarak elektrik faturamı ödemedim ve ödemiyorum. 3 milyon 500 bin hanenin sözcüsü kim olacak? Bu haksızlığı yapan iktidarı geniş kitlelere nasıl anlatacağız? Ülke bu biçimde bir noktaya gidiyorsa hepimizin tarihi bir sorumluluğu var. Türkiye’yi buradan çekip çıkartmak zorundayız. 1 milyon 93 bin 581 hanenin de doğalgazı kesildi kışın ortasında. İktidar sahipleri bunun ne kadar farkında?
Gazetecinin bakılırsavi gerçekleri yazmaktır. Gerçekleri yazmak bugünkü şartlarda riski üstlenmek demektir. Ergün Poyraz akına uğradı, ağır bakımda. Eşiyle tanıştım. Bugüne kadar taarruza uğrayan gazeteciler ötürüsıyla mahpusa giren oldu mu, olmadı. Fakat bir tweet ötürüsıyla öğrenciler, beşerler mahpusa atıldı. Ergün Poyraz’a şifalar diliyoruz.”
‘İŞSİZLİK’ VURGUSU
İşsizlik… Talimat veriyorlar ‘işsizlik azaldı’ diye. Siz onu benim külahıma anlatın, ne azalması. Onlara nazaran Türkiye’de iş var lakin işsizler iş beğenmiyorlar. Halka bu biçimde söylüyorlar. Aldatmak istiyorlar halkı, kandırmak istiyorlar lakin gerçekler o denli değil. Şanlıurfa’da 60 paklık çalışanı ilanı için 53 bin 224 kişi başvuruyor. Hani beğenmiyorlardı?
Bunlar yönetemiyorlar. Yönetme güçleri, kapasiteleri, ayrıntıları yok. Hazır parayla yönetim ettiler. Malları, mülkleri sattılar yönetim ettiler. Fabrikaları, bankaları, hazine topraklarını sattılar aldıkları parayla yönetim ettiler. Deniz bitti artık ne yapacaklarını bilmiyorlar. Artık Türkiye’nin prestijini satıyorlar.
Milyonlarca emekçi, memur, emekli enflasyon sayısına nazaran maaş alacak. Talimat veriyorlar sayısı düşük göster diye. Düşük göster ki aylıkları az verelim… TÜİK’e gittim ve açıklama yaptım. bu biçimdece o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkarttılar neredeyse üst seviye yönetici kalmadı. Kimileri da istifa ettiler.
Ulusal Eğitim Bakanlığı imtihan yapıyor. KPSS’de torpil yok. Türkiye’de dereceye giriyorlar kelamlı imtihanda hakları yeniliyor. Yüzbinlerce haksızlığa uğrayan, sözlüde elenen genç arkadaşların hakkını, hukukunu aramak için bakanlığa gittim.
Her anne baba evladının karnının doymasını ister. Kâfi beslenme bir haktır. Üniversal bir haktır. Bir anne çocuğuna süt veremiyorsa, et veremiyorsa, bir kurumun başındaki kişi ‘Kuyrukları bitirmek için ete artırım yaptık’ diyorsak bunu bayağı bir basın toplantısı yaparak kamuoyuna anlatırsanız bu yanlışsız olmaz. Oraya gitmelisiniz. Onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz. Birtakım enteller var ‘Kılıçdaroğlu gitti kapılar kapan’ diyor. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradayım.
Bakandan randevu talep etseydi diyorlar. Benim muhatabım bakan değil, Et ve Süt Kurumu.”
Detaylar geliyor…