Besinde fahiş fiyat ve stokçuluğun önüne geçmek için kontroller devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati dün yaptığı açıklamasında bu kapsamda 40 bin işletmenin denetlendiği bilgisini paylaştı. Bir yandan kontroller sürerken, vatandaşın alım gücünün de düşmesi marketleri uygundan güzele sıkıntı duruma soktu. Biroldukça market zincirinde sepet hacminin yüzde 40 civarında düştüğü iddia ediliyor.
Tüketici, bu vakitte makarna, bakliyat üzere nazarance daha ucuz eserlere yöneldi. Öte yandan, günde 2-3 defa değişen fiyat etiketlerine karşı da marketleri yakın markaja alıyor, ucuz eser neredeyse o markete gidiyor. Ucuzluğun bu kadar değerli olduğu bir devirde, marketlerin de en hayli korktuğu mevzuların başında, ‘alışverişçinin intikamı’ geliyor.
EN BÜYÜK KAYGI ‘TÜKETİCİ CEZASI’
Dünya’da yer alan haberde, ‘Rakiplerdeki meblağları takip etmezsek, ismimiz değerliye çıkıyor. En büyük kaygımız alışverişçinin bizi cezalandırması’ diyen kimi market yöneticileri, bugünlerde daha da artan fiyat rekabetine karşı, atağa kalkmış durumda. Marketler, fiyatları takip etmek için rakiplerinin mağazalarına gizlice eleman yolluyorlar. Evvelden rakip marketlere haftada 1-2 defa gönderilen bu elemanlar artık her gün, kimi vakit de günde 2 sefer fiyat tespiti yapıyorlar. Birer casus üzere, eserin fiyatını not alan ve hatta fark edilmemek için gerekirse eser de satın alan bu elemanlar, kimi vakit de fark edildiklerinde marketten dışarı atılıyorlar.
“PİYASA FİYATI BU TÜRLÜ OLUŞUYOR”
Karadeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren 245 market şubesini temsil eden Karadeniz PERDER’in Lideri ve beraberinde 12 şubelik Kalafatlar Marketleri’nin sahibi Osman Kalafat, “Rakipleri takip etmek zorundayız. Eleman gönderiyoruz, meblağları öğreniyoruz, gerekirse eser alıyoruz. Mahallî zincirler içinde bu bahiste bir dayanışma da var. Herkes birbirinin elemanını tanıyor, biliyor. aslına bakarsan piyasa fiyatı da bu biçimde oluşuyor” diyor. Enflasyonun bu kadar yüksek olmadığı devirlerde de bu fiyat incelemelerinin yapıldığını, lakin bugün gelinen noktada, etiketlerin günde 2-3 sefer değiştiğini vurgulayan Kalafat, “Bu değişimleri denetim etmek zorundayız. Rakipte ucuz bizde kıymetliyse, ismimiz değerliye çıkıyor. Müşteri kaybetmek istemiyoruz ancak kar marjlarımız fazlaca düşük. Hatta genel masraflarını bile karşılayamayan zincirler var” diyor.
“SERMAYEMİZ; MÜŞTERİLERİMİZ”
Ucuz fiyat, marketlerin en büyük silahı. Kimisi, tez edilene nazaran rekabet yaratmak için birtakım eserlerde ziyanına satış yapıyor, kimisi de elinde stoku var ise, fiyat geçişlerini geciktirerek müşteri çekmeye çalışıyor. Onur Market İdare Heyeti Üyesi Erdal Tüfekçi, “Eskiden, mesela, kolaya artırım geldiğinde bütün marketler bu fiyat geçişişini bir hafta ortasında yansıtırdı. Lakin artık o denli değil ki, elinde stoku olan fiyatı çabucak artırmıyor. ötürüsıyla bu marketle rekabet edebilmek için sizin de fiyatı artırmamanız lazım. Artırırsanız, bu sefer de kıymetli market oluyorsunuz. Alışverişçinin bizi cezalandırmasından fazlaca korkuyoruz. Zira bizim, alışverişçi sayımız ve onun satın alma gücü kadar gücümüz var. Sermayemiz o” diyor.
TOPLU ALIŞVERİŞ AZALDI
Tüfekçi, fiyat rekabetiyle ilgili şunları anlatıyor:
“Şu anda market piyasasında çok bir rekabet var. Fiyat artışlarının suratına yetişmek fazlaca sıkıntı. Eser, kimde ucuz kimde değerli aşikâr değil. Birisi fiyatını geçiyor, birisi geçmiyor, biri erken geçiyor, biri geç geçiyor. Bunların hepsini koordine etmek zorundayız.
Erdal Tüfekçi’nin verdiği bilgilere göre, sepette ciro ortalaması enflasyon ötürüsıyla artıyor ancak hacimde daralma var. Örneğin sebze-meyvede yüzde 40’lık daralma olduğunu söyleyen Tüfekçi, alışveriş trendleriyle ilgili şu ayrıntıları veriyor:
“Toplu alışveriş azalıyor, sık alışveriş artıyor. Daha küçük ambalajlar, daha ekonomik markalar alınıyor. Et satışı düştü. Yarım kiloluk paketli eserler tercih ediliyor. Hatta biz bakliyatı da açık satmaya başladık.”
Tüketici, bu vakitte makarna, bakliyat üzere nazarance daha ucuz eserlere yöneldi. Öte yandan, günde 2-3 defa değişen fiyat etiketlerine karşı da marketleri yakın markaja alıyor, ucuz eser neredeyse o markete gidiyor. Ucuzluğun bu kadar değerli olduğu bir devirde, marketlerin de en hayli korktuğu mevzuların başında, ‘alışverişçinin intikamı’ geliyor.
EN BÜYÜK KAYGI ‘TÜKETİCİ CEZASI’
Dünya’da yer alan haberde, ‘Rakiplerdeki meblağları takip etmezsek, ismimiz değerliye çıkıyor. En büyük kaygımız alışverişçinin bizi cezalandırması’ diyen kimi market yöneticileri, bugünlerde daha da artan fiyat rekabetine karşı, atağa kalkmış durumda. Marketler, fiyatları takip etmek için rakiplerinin mağazalarına gizlice eleman yolluyorlar. Evvelden rakip marketlere haftada 1-2 defa gönderilen bu elemanlar artık her gün, kimi vakit de günde 2 sefer fiyat tespiti yapıyorlar. Birer casus üzere, eserin fiyatını not alan ve hatta fark edilmemek için gerekirse eser de satın alan bu elemanlar, kimi vakit de fark edildiklerinde marketten dışarı atılıyorlar.
“PİYASA FİYATI BU TÜRLÜ OLUŞUYOR”
Karadeniz Bölgesi’nde faaliyet gösteren 245 market şubesini temsil eden Karadeniz PERDER’in Lideri ve beraberinde 12 şubelik Kalafatlar Marketleri’nin sahibi Osman Kalafat, “Rakipleri takip etmek zorundayız. Eleman gönderiyoruz, meblağları öğreniyoruz, gerekirse eser alıyoruz. Mahallî zincirler içinde bu bahiste bir dayanışma da var. Herkes birbirinin elemanını tanıyor, biliyor. aslına bakarsan piyasa fiyatı da bu biçimde oluşuyor” diyor. Enflasyonun bu kadar yüksek olmadığı devirlerde de bu fiyat incelemelerinin yapıldığını, lakin bugün gelinen noktada, etiketlerin günde 2-3 sefer değiştiğini vurgulayan Kalafat, “Bu değişimleri denetim etmek zorundayız. Rakipte ucuz bizde kıymetliyse, ismimiz değerliye çıkıyor. Müşteri kaybetmek istemiyoruz ancak kar marjlarımız fazlaca düşük. Hatta genel masraflarını bile karşılayamayan zincirler var” diyor.
“SERMAYEMİZ; MÜŞTERİLERİMİZ”
Ucuz fiyat, marketlerin en büyük silahı. Kimisi, tez edilene nazaran rekabet yaratmak için birtakım eserlerde ziyanına satış yapıyor, kimisi de elinde stoku var ise, fiyat geçişlerini geciktirerek müşteri çekmeye çalışıyor. Onur Market İdare Heyeti Üyesi Erdal Tüfekçi, “Eskiden, mesela, kolaya artırım geldiğinde bütün marketler bu fiyat geçişişini bir hafta ortasında yansıtırdı. Lakin artık o denli değil ki, elinde stoku olan fiyatı çabucak artırmıyor. ötürüsıyla bu marketle rekabet edebilmek için sizin de fiyatı artırmamanız lazım. Artırırsanız, bu sefer de kıymetli market oluyorsunuz. Alışverişçinin bizi cezalandırmasından fazlaca korkuyoruz. Zira bizim, alışverişçi sayımız ve onun satın alma gücü kadar gücümüz var. Sermayemiz o” diyor.
TOPLU ALIŞVERİŞ AZALDI
Tüfekçi, fiyat rekabetiyle ilgili şunları anlatıyor:
“Şu anda market piyasasında çok bir rekabet var. Fiyat artışlarının suratına yetişmek fazlaca sıkıntı. Eser, kimde ucuz kimde değerli aşikâr değil. Birisi fiyatını geçiyor, birisi geçmiyor, biri erken geçiyor, biri geç geçiyor. Bunların hepsini koordine etmek zorundayız.
Erdal Tüfekçi’nin verdiği bilgilere göre, sepette ciro ortalaması enflasyon ötürüsıyla artıyor ancak hacimde daralma var. Örneğin sebze-meyvede yüzde 40’lık daralma olduğunu söyleyen Tüfekçi, alışveriş trendleriyle ilgili şu ayrıntıları veriyor:
“Toplu alışveriş azalıyor, sık alışveriş artıyor. Daha küçük ambalajlar, daha ekonomik markalar alınıyor. Et satışı düştü. Yarım kiloluk paketli eserler tercih ediliyor. Hatta biz bakliyatı da açık satmaya başladık.”