ahmetbeyler
Active member
Ne için diyeceksiniz?
Sessizliğin sesini bozması için…Ülke nereye gidiyor. Neler oluyor diye sorması için… Öğretilmiş telaffuzun zincirlerini kırması için…Milletvekili olarak milletin verdiği vazifesi yerine getirmesi için… Anayasa’dan aldığı soru sorma hakkını kullanımı için… AKP’nin parti olduğunu kanıtlaması için…
Sesini yükseltecek bi AKP’li yok mu?
Sesini yükseltecek diyorum, zira fısıltıyla konuşurken resmi görüşün dışına çıkıyorlar. İkili sohbetler de milletin canının fazlaca yandığını söylüyorlar. Fakat kimin yaktığına gelince dokuz boğumlu boğaz anında devreye giriyor.
örneğin… AKP Sözcüsü enflasyonun bayramdan daha sonra ineceğini söylüyor. Parti ortasından kimse çıkıp ‘sayın sözcü Hazine Bakanı aralıktan daha sonra demişti, siz bayramdan daha sonra diyorsunuz, ortada altı aydan fazla var. Desteğiniz ne? Hanginize inanalım’ diye sormuyor.
Hepsi dut yemiş bülbül üzere. Ne sevinç gösterisi var ne hüzün belirtisi. AKP kümesinin tamamı dondurulmuş biçimde. Dışarıdan bakınca imaj bu.
Gerçi Sözcü’nün söylemiş olduği yanlışsız çıkmasa ne olur ki… Mayıs ayında enflasyon düşmese tam aksisi artsa
ne muharrir ki… Kim Sözcü’ye hesap sorabilir ki… Kim Sözcü’ye attığın palavra bir ay sürmedi diyebilir ki…
Gerçi AKP bu çeşit durumlara alışık.
Hazine ve Maliye Bakanı’nı hatırlayın. ‘Enflasyon nisan ayında pik yapacak lakin yüzde 50’yi geçmeyecek, ilkbaharda düşmeye başlayacak’ demişti.
söylemiş olduklerinin biri yanlışsız çıkmadı. Kimse çıkıp da hesap sormadı. Bizler sorduk sormasına lakin yanıt alamadık, AKP milletvekilleri ağzını açmadı.
Hepsi süt dökmüş kedi üzere, sesiz sedasız bir köşeye sinmiş vaziyette. Yaşadıklarını, varlıklarını nabızları attığı için anlıyoruz!…
Palavra deyince aklıma Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Lideri Prof. Dr. Aşan geldi. Ocak ayında enflasyon eksi çıkacak demişti TÜİK’e göre yüzde 11.1, ENAG’a nazaran yüzde 15.52 arttı.
Finans Ofisi Lideri düzgün sallamıştı. Sallama rekoru şimdilik onda.
AKP’li vekiller bunu bile sorgulamadı. ‘Finans Başkanı’na güvenerek halka merak etmeyin enflasyonun belini kırdık dedik enflasyon bizim belimizi kırdı’ demediler.
Sessizliğin sesini bozan çıkmadı. Duymazdan geldiler.
AKP’nin değil, milletin vekili olduğunu hatırlayan olmadı.
Ülke son hız uçuruma giderken, hayat pahalılığı insanları ezerken, enflasyonun tırmanacağı belirliyken, yürütme organı günü kurtarmak için hayati riskler alıp ülkenin yarınını ipotek altına alırken, yargı sistemi çözerken, yargı siyasetin aracı olmaya yüz tutmuşken, hukuk rafa kaldırılmış adalet mumla arar hale gelmişken…
Merak ediyorum artık konuşmayacaklar da ne vakit konuşacaklar?
Ömür uzunluğu 27. Devir milletvekili kartvizitiyle dolaşacaklar. Ya ileride biri çıkıp, biri değil de çocuklarından biri diyelim yahut torunlarından biri ‘27. Devirde ne yaptınız’ diye sorarlarsa ellerini vicdanlarına koyup ne karşılık verirler?
Karşılık verebilirler mi yoksa kem küm mü ederler? Yoksa ellerini vicdanlarının üzerinden çekip mi konuşurlar?
Bilemedim… Bu sebeple bi AKP’li yok mu diye sordum; yürekli bi AKP’li!..
Biri çıksa konuşsa. Eleştirmesine gerek yok yalnızca soru sorsa gerisi çorap söküğü üzere gelir.
Gelmez mi?
MHP’li vekil üzere mi olur?
Hani ‘artırımlar milletin belini büküyor, görmezden gelemeyiz’ diyen MHP milletvekilinden kelam ediyorum. Anından disiplin konseyine verildi. O da istifa etmek zorunda kaldı.
Cürmü?
Artırımların milletin belini büktüğünü söylemesi… Artırımlardan millet fazlaca hoşnut şıkır şıkır oynuyor, yağdır Mevla’m artırım dese tahminen küme başkanvekili bile olurdu!..
AKP de MHP’ye mi döndü yoksa. Evvelce bu biçimde değildi çatır çatır konuşurlardı. Evvelce kameraların önüne atlarlardı, mikrofon tutulsa diye beklerlerdi. Artık kameralardan köşe bucak kaçıyorlar, mikrofon görür görmez öcü görmüş üzere oluyorlar.
AKP’li vekillere soruyorum. Yeri gelmişken iktidarı destekleyen müelliflere çizerlere de sorayım.
Osman Kavala’nın müebbet mahpusa, yedi kişin 18 yıla mahkûm edilmesine ne diyorsunuz?
Karar yerinde, milyonları sokağa döktüler, hükümeti devirmeye çalıştılar diyorsanız. Çıkın açık açık söyleyin. Ömür uzunluğu dört duvar içinde kalmayı hak etti diye ekranlardan haykırın.
Karar içinize sinmediyse, haksızlık olduğunu düşünüyorsanız, kanıtsız mahkûmiyet verildiğine inanıyorsanız çıkın onu da söyleyin.
Kâfi ki üzerine yatmayın. Beylik laflarla (Bahçeli’nin yaptığı üzere) geçiştirmeye kalkmayın.
Korkarım ki bu biçimde olacak. AKP cenahı bir daha ‘derin sessizlik’ kalkanın sığınacak.
Lakin her şeye karşın umutluyum.
Sessizliğin sesi yakında bozulacak… Bu yükü taşıyamazlar.
Sessizliğin sesini bozması için…Ülke nereye gidiyor. Neler oluyor diye sorması için… Öğretilmiş telaffuzun zincirlerini kırması için…Milletvekili olarak milletin verdiği vazifesi yerine getirmesi için… Anayasa’dan aldığı soru sorma hakkını kullanımı için… AKP’nin parti olduğunu kanıtlaması için…
Sesini yükseltecek bi AKP’li yok mu?
Sesini yükseltecek diyorum, zira fısıltıyla konuşurken resmi görüşün dışına çıkıyorlar. İkili sohbetler de milletin canının fazlaca yandığını söylüyorlar. Fakat kimin yaktığına gelince dokuz boğumlu boğaz anında devreye giriyor.
örneğin… AKP Sözcüsü enflasyonun bayramdan daha sonra ineceğini söylüyor. Parti ortasından kimse çıkıp ‘sayın sözcü Hazine Bakanı aralıktan daha sonra demişti, siz bayramdan daha sonra diyorsunuz, ortada altı aydan fazla var. Desteğiniz ne? Hanginize inanalım’ diye sormuyor.
Hepsi dut yemiş bülbül üzere. Ne sevinç gösterisi var ne hüzün belirtisi. AKP kümesinin tamamı dondurulmuş biçimde. Dışarıdan bakınca imaj bu.
Gerçi Sözcü’nün söylemiş olduği yanlışsız çıkmasa ne olur ki… Mayıs ayında enflasyon düşmese tam aksisi artsa
ne muharrir ki… Kim Sözcü’ye hesap sorabilir ki… Kim Sözcü’ye attığın palavra bir ay sürmedi diyebilir ki…
Gerçi AKP bu çeşit durumlara alışık.
Hazine ve Maliye Bakanı’nı hatırlayın. ‘Enflasyon nisan ayında pik yapacak lakin yüzde 50’yi geçmeyecek, ilkbaharda düşmeye başlayacak’ demişti.
söylemiş olduklerinin biri yanlışsız çıkmadı. Kimse çıkıp da hesap sormadı. Bizler sorduk sormasına lakin yanıt alamadık, AKP milletvekilleri ağzını açmadı.
Hepsi süt dökmüş kedi üzere, sesiz sedasız bir köşeye sinmiş vaziyette. Yaşadıklarını, varlıklarını nabızları attığı için anlıyoruz!…
Palavra deyince aklıma Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Lideri Prof. Dr. Aşan geldi. Ocak ayında enflasyon eksi çıkacak demişti TÜİK’e göre yüzde 11.1, ENAG’a nazaran yüzde 15.52 arttı.
Finans Ofisi Lideri düzgün sallamıştı. Sallama rekoru şimdilik onda.
AKP’li vekiller bunu bile sorgulamadı. ‘Finans Başkanı’na güvenerek halka merak etmeyin enflasyonun belini kırdık dedik enflasyon bizim belimizi kırdı’ demediler.
Sessizliğin sesini bozan çıkmadı. Duymazdan geldiler.
AKP’nin değil, milletin vekili olduğunu hatırlayan olmadı.
Ülke son hız uçuruma giderken, hayat pahalılığı insanları ezerken, enflasyonun tırmanacağı belirliyken, yürütme organı günü kurtarmak için hayati riskler alıp ülkenin yarınını ipotek altına alırken, yargı sistemi çözerken, yargı siyasetin aracı olmaya yüz tutmuşken, hukuk rafa kaldırılmış adalet mumla arar hale gelmişken…
Merak ediyorum artık konuşmayacaklar da ne vakit konuşacaklar?
Ömür uzunluğu 27. Devir milletvekili kartvizitiyle dolaşacaklar. Ya ileride biri çıkıp, biri değil de çocuklarından biri diyelim yahut torunlarından biri ‘27. Devirde ne yaptınız’ diye sorarlarsa ellerini vicdanlarına koyup ne karşılık verirler?
Karşılık verebilirler mi yoksa kem küm mü ederler? Yoksa ellerini vicdanlarının üzerinden çekip mi konuşurlar?
Bilemedim… Bu sebeple bi AKP’li yok mu diye sordum; yürekli bi AKP’li!..
Biri çıksa konuşsa. Eleştirmesine gerek yok yalnızca soru sorsa gerisi çorap söküğü üzere gelir.
Gelmez mi?
MHP’li vekil üzere mi olur?
Hani ‘artırımlar milletin belini büküyor, görmezden gelemeyiz’ diyen MHP milletvekilinden kelam ediyorum. Anından disiplin konseyine verildi. O da istifa etmek zorunda kaldı.
Cürmü?
Artırımların milletin belini büktüğünü söylemesi… Artırımlardan millet fazlaca hoşnut şıkır şıkır oynuyor, yağdır Mevla’m artırım dese tahminen küme başkanvekili bile olurdu!..
AKP de MHP’ye mi döndü yoksa. Evvelce bu biçimde değildi çatır çatır konuşurlardı. Evvelce kameraların önüne atlarlardı, mikrofon tutulsa diye beklerlerdi. Artık kameralardan köşe bucak kaçıyorlar, mikrofon görür görmez öcü görmüş üzere oluyorlar.
AKP’li vekillere soruyorum. Yeri gelmişken iktidarı destekleyen müelliflere çizerlere de sorayım.
Osman Kavala’nın müebbet mahpusa, yedi kişin 18 yıla mahkûm edilmesine ne diyorsunuz?
Karar yerinde, milyonları sokağa döktüler, hükümeti devirmeye çalıştılar diyorsanız. Çıkın açık açık söyleyin. Ömür uzunluğu dört duvar içinde kalmayı hak etti diye ekranlardan haykırın.
Karar içinize sinmediyse, haksızlık olduğunu düşünüyorsanız, kanıtsız mahkûmiyet verildiğine inanıyorsanız çıkın onu da söyleyin.
Kâfi ki üzerine yatmayın. Beylik laflarla (Bahçeli’nin yaptığı üzere) geçiştirmeye kalkmayın.
Korkarım ki bu biçimde olacak. AKP cenahı bir daha ‘derin sessizlik’ kalkanın sığınacak.
Lakin her şeye karşın umutluyum.
Sessizliğin sesi yakında bozulacak… Bu yükü taşıyamazlar.