ahmetbeyler
Active member
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin küme toplantısında konuştu.
Bahçeli, Millet İttifakı’na Cumhurbaşkanı adayını açıklama daveti yaparak, “Cumhur İttifakı’nın adayı aşikardır. Sizin çürük adayınız ne vakit ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da uzunluğunuzun ölçüsünü bakılırsalim.” dedi.
Satırbaşları şu biçimde:
Global ve bölgesel gelişmelerin sancılı seyrine baktığımızda kuvvetli bir devlete, tarihi ve kültürel birikimiyle öne çıkmış esaslı bir millet geleneğine sahip olmanın ne kadar kıymetli olduğu daha yeterli görülecektir. Uzak geçmişten bu güne devletini kaybetmiş toplumlarla, iç barış ve istikrarını kuramamış bu niçinle istikbalinden yoksun kalmış devletin yol açtığı vahim karmaşa dünya genelinde büyük krizlere davetiye çıkartmıştır. ömrün ve siyasetin olağan akışı ortasında sıkıntılar hiç bir vakit eksik olmayacaktır. Asıl beceri periyot devir yeşeren meselelere teslim olmak değil, onları çözecek irade maharetini sergileyebilmektir. Sıkıntının can alıcı noktası tahlilin bir modülü olabilmektir.
Vatan olmadıktan, millet yaşamadıktan daha sonra az yesek ne olur, fazlaca yesek neye fayda. Vatan namustur. Namusun fiyatı ve ekonomik bedeli ise asla olamayacaktır. Sakarya Savaşı öncesi yayınlanan Tekalifi Ulusala buyruklarını hatırlayınız. Kimisi bir çift çorap, kimisi bir torba bulgur, kimisi sahip olduğu bir binek hayvanı gönül huzuruyla ordusuna vermişti. Türk milleti bütün maddi ve manevi varlığını vatanı için ortaya koymuştu. Taktir edilecek bir gerçektir ki, milletten alınan ne var ise Cumhuriyet’in kuruluşunun akabinde hak sahiplerine iade edilmişti.
Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nı maksat aldı
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde CHP Parti Okulu’nda ‘Atatürk’ü Anlamak’ temalı ders verdiği medyaya yansımıştı. Sanki anladığı neydi, anlattığı neydi? Bilmediği ve tanımadığı bir şeyi, bir kişiyi anlatmaya çalışmak yalnızca cahillere has bir tavırdır. Kaldı ki bugünkü CHP’nin neresi Atatürk’ün CHP’sine benzemektedir? Atatürk Tam bağımsızlıktır, Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı tam bağımlılıktır. Atatürk, ulusal mücadelededir. Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı gayri ulusal odaktır.
Zillet İttifakı’na kulak verirse, daima olarak battığımızı, bittiğimizi, iflas ettiğimizi, heba ve heder olduğumuzu takılmış plak üzere söyleyip duruyorlar. Kılı kırk yaran tecrübeyi akıldan mahrum kalmışlar. İradeleri yalçın kayalıkların gerisine hapsedilmiş, millete hem şuur birebir vakitte his planında mensubiyet duymaktan da acizler. Zilletin kurduğu tuzakları işaret ediyoruz.
Bunların ortalarında hiç bir fark yoktur. Ağızlarına ne milleti, ne de devletin hak ve çıkarlarını alırlar. Güya ağaç kovuğundan çıkmış gibilerdir. Yalnızca karamsarlık servisi yapmazlar tıpkı biçimde kötülük de yayarlar. Dünyayı okuyamazlar, Türkiye’nin nereden nereye ulaştığını fark edemedikleri için gerçekleri küstahça çarpıtırlar.
‘Fiyat artışlar, artırımlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir’
Fiyat artışlar, artırımlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir. Dün bu biçimdeydi bugünde bu biçimdedir. Yarın da akıbet tıpkı olacaktır. Müslümana karamsarlık haramdır. Türkiye’nin zora girmesini siyasal rant olarak nazarannler, bu suretle bir iktidar devşireceklerini zanniçinler tek sözle kifayetsizlerdir. Bunlar Türk milletinin ekmeğine, faziletine, gücüne, emeğine hasıl olmuş meymenetsizlerdir. Biz, bir tas hoşaf, kuru bir ekmek yiyerek Çanakkale’de direnmiş bir milletiz. Dangıl dungul konuşan Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı neyden bahsediyor? Türkiye’yi hangi hakla makûs gösteriyor. Bozgunda fetih düşü görüyorlarsa bu hayallerinin kabusla biteceğini görmeleri mukadderdir.
Millet İttifakı’na aday daveti
Kaşıkçı davasını taammüden çarpıtanlar, Türkiye’nin üç beş kuruşa adaleti sattığını tez edenler Zillettedir. Türkiye’nin bir maratoryuma gireceğini yazıp çizenler Zillettedir. Artırımlardan şikayet edip daha sonra da dönüp İstanbul’da ulaşıma yüzde 40 artırım yapanlar zillettedir. Terörist Demirtaş ile Soroscu Kavala’nın mahkeme kararları için ‘şaibeli’ diyenler zillettedir. Cumhurbaşkanı adayının hüvviyeti üzerinde tartışmalarının körüklenmesi, o mu olsun bu mu olsun yoksa bir tavşan adayı ifşa edelim de asıl adayı geri tutalım anlayışları zillet bir senaryodur. çabucak hemen bunlara ajansları müsaade vermemiş, global amaçları bir adayı işaret etmemiştir. Birbirinin kuyusunu kazıp, aday enflasyonuyla vakit geçirenlere diyorum ki Cumhur İttifakı’nın adayı belirlidir. Sizin çürük adayınız ne vakit ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da uzunluğunuzun ölçüsünü gorelim.
Kılıçdaroğlu’na ‘zırva’ ve ‘zillet’ dedi
Son olarak Et ve Süt Kurumu’na musallat olan Kılıçdaroğlu ise etap etap Türkiye Cumhuriyeti’nin sabrını test eden, programlanmış bir işgalin provalarını yapan zırvadır, zillettir. Türkiye zillete düşmeyecek, millet zilletin belini sandıkta kıracaktır, teminat Cumhur İttifakı’dır. İçinde bulunduğumuz güç günler yakında geride kalacaktır.
‘Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden öbür hiç bir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez’
Suriye’den Ukrayna’ya gördüğümüz gerçekler bu gereksinimin ne kadar önemli olduğunu teyit etmiştir. Devlet, milletiyle kuvvetlidür. Devlet yoksa barış yoktur, iktisat yoktur, bağımsızlık yoktur. Bizim idare ideolojimizin özü devletle millet bahtının bir ve birebir olmasıdır.
Geleceği konuşmaktan korkanların geriye takılıp kalmaları bu yüzdendir. Benim onlara da bir tavsiyem olacaktır; gözlerini ufkuna çevirmeseler bile gafil idareler elinde zayıflamış ulusal kimliğin, tahrip olmuş iyiliğin, düşülmüş tuzaklarla çözülen millet birliğinin, yabancılaşmayla bozulan pahaların ve kaybedilen özgüvenin bir büyük milleti nasıl mahkum ettiğini nazaranbilmeleridir. Türkiye ve Türk milleti tarihin en kritik periyotlarından birisiyle yüz yüzedir. Zillet ittifakının yanlışı da buradadır. Risk ve tehditleri hakikat okuyamayan siyasi garabetlerdir. Kuşatılan Türkiye, sarsılan devlet, yozlaşan ahlak, hançerlenen vatan, kaybolan kuşaklar, çözülen doku maalesef CHP’sinden İP’ine HDP’sinden öbür marjinal partilere kadar hepsinin ortak gayesidir. Önümüzde kuvvetli bir periyot vardır. Olup biteni seyretmenin, geleceğin tahlilini yapmadan mevcutla meşgul olmanın kimseye ve Türkiyemize bir katkısı olmayacaktır. Biz gayeleri büyük, hevesleri küçük bir ülke olarak kalamayız. 2023 yılında Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden diğer hiç bir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez. Bizi bilenler bilir, bizi tanıyanlar tanır, biz kendimiz için hiç bir şey aramayız, istemeyiz.
‘Ülkücüyüm diyen kim var ise ana çatısı MHP’dir’
Gözlerimiz sonsuzluğa kilitlenirken önümüze çıkan çukurlara düşemeyiz. Heyecanları tükenenlerin, bu amacı sorgulayacaklarının da farkındayız lakin unutmayalım ki 13 asır evvel yola çıkan iletiler bizi milletler uğraşında var edebiliyorsa, bugün söyleyeceklerimiz de niye 13 asır daha taşımasın. Çağlayarak ilerleyen bu seyahatinde önüne çekilmiş pürüzleri gün gün aşarak kendi mecrasında büyüyerek akmaya devam edecektir. Kesinlikle başarmalıdır, bizim yanlışsız yerde, hakikat vakitte ve hakikat beşerlerle buluşmaktan kastımız da budur. Biz dersimizi tarihten aldık, önümüze tarihi kılavuz olarak koyduk. Partimiz günlük siyasete hiç alet olmamıştır. Popülist siyasetin kirliliğinden daima uzak kalmaya çalışmıştır. Güç, zahmetli bir gayretin, sağlam bir karakterin kararı olacaktır. Bu milliyetçi, ülkücü olmanın kaçınılmaz bir bedelidir. Fakat ve lakin bu bedeli göz önüne alanlar bu seyahate çıkabilirler. Meselelerden ve zahmetlerden ürkmemek, tuzaklardan ve karanlıklardan uzak durmak lazımdır. Herkes milliyetçi olabilir, hatta olmalıdır. Hepsine hürmet duyarız lakin milliyetçiliği hayatın her alanında uygulanabilir bir siyaset olarak benimseyen tek parti MHP’dir. Ülkücüyüm diyen kim var ise ana çatısı MHP’dir. MHP artık bölge ülkelerindeki soydaşlarımızı global kaostan kurtaracak bir anlayışı da sahiptir.
Rusya-Ukrayna savaşı
Rusya ile Ukrayna içinde yaşanan ve 48. güne giren savaşın bir an evvelce tahlile ulaşması samimi dileğimizdir. Savaş baronları silahların susmasına karşıdır. NATO Genel Sekreteri savaşın senelerca devam edebileceğini lisana getirmektedir. Türkiye’den öbür ikinci bir ülke aransa dahi bulunamayacaktır, Türkiye’nin devrede olması bilhassa ABD ve yanında hizalanmış ülkeleri rahatsız etmektedir. Türkiye barış konusunda nettir. Birleşik Krallık Başbakanı’nın Ukrayna’yı ziyaret edip Zelenski’nin üzerinde ruhsal baskı kurması dikkat caziptir.
Türkiye baskı ve dayatmalara karşı direnmektedir. Kim ne söylerse söylesin, yola çıkan kervan amacına inşallah ulaşacaktır. Global oyunların bitmek bilmeyen yeni senaryoları tedavülde olsa da insanlık kıymetleri içine çekildiği girdaptan kurtulacaktır. Pakistan’ın mevcut durumu da keder vericidir. Pakistan örneği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin nasıl tarihi bir kazanım olduğunu bir defa daha göstermiştir. Dileğimiz Pakistan’ın toplumsal istikrara bir an evvelce kavuşmasıdır.
Azerbaycan ile Ermenistan barış konusunda anlaşmışlardır. Fransa’daki seçimlerin 2. cinse kalması, gelecek için tehlike sinyalleri vermektedir. Demokrasiyi, insan haklarını yegane savunan lafta değil, özde savunan herkes bilmelidir ki büyük Türk milletidir. Ülkemizin ziyan nazaranceğini düşündüğümüz her ulusal sıkıntıda son kelamı söyleyecek olan millettir. MHP yeni bir siyasi hareket değildir. Stratejik oyunların farkındadır, gelişmeleri kavrayıp analiz yapacak vizyonu ve takımları vardır. Bizim geçmişte lisana getirdiğimiz prensibi bu hassasiyetin bir sözüdür. Kamuoyu partimizin ne söylemiş olduğine ve takımlarımızın ne yapacağına dikkat kesilmiştir. Türkiye’nin karşısına hizalanmış zillet cephesi milletimizin yürüyüşünü durduramayacaktır. Ya zillet cephesi Türkiye’nin birlikte yaşama iradesini kıracak ya da Türk milleti zilletin belini kıracaktır.
Bahçeli, Millet İttifakı’na Cumhurbaşkanı adayını açıklama daveti yaparak, “Cumhur İttifakı’nın adayı aşikardır. Sizin çürük adayınız ne vakit ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da uzunluğunuzun ölçüsünü bakılırsalim.” dedi.
Satırbaşları şu biçimde:
Global ve bölgesel gelişmelerin sancılı seyrine baktığımızda kuvvetli bir devlete, tarihi ve kültürel birikimiyle öne çıkmış esaslı bir millet geleneğine sahip olmanın ne kadar kıymetli olduğu daha yeterli görülecektir. Uzak geçmişten bu güne devletini kaybetmiş toplumlarla, iç barış ve istikrarını kuramamış bu niçinle istikbalinden yoksun kalmış devletin yol açtığı vahim karmaşa dünya genelinde büyük krizlere davetiye çıkartmıştır. ömrün ve siyasetin olağan akışı ortasında sıkıntılar hiç bir vakit eksik olmayacaktır. Asıl beceri periyot devir yeşeren meselelere teslim olmak değil, onları çözecek irade maharetini sergileyebilmektir. Sıkıntının can alıcı noktası tahlilin bir modülü olabilmektir.
Vatan olmadıktan, millet yaşamadıktan daha sonra az yesek ne olur, fazlaca yesek neye fayda. Vatan namustur. Namusun fiyatı ve ekonomik bedeli ise asla olamayacaktır. Sakarya Savaşı öncesi yayınlanan Tekalifi Ulusala buyruklarını hatırlayınız. Kimisi bir çift çorap, kimisi bir torba bulgur, kimisi sahip olduğu bir binek hayvanı gönül huzuruyla ordusuna vermişti. Türk milleti bütün maddi ve manevi varlığını vatanı için ortaya koymuştu. Taktir edilecek bir gerçektir ki, milletten alınan ne var ise Cumhuriyet’in kuruluşunun akabinde hak sahiplerine iade edilmişti.
Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nı maksat aldı
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde CHP Parti Okulu’nda ‘Atatürk’ü Anlamak’ temalı ders verdiği medyaya yansımıştı. Sanki anladığı neydi, anlattığı neydi? Bilmediği ve tanımadığı bir şeyi, bir kişiyi anlatmaya çalışmak yalnızca cahillere has bir tavırdır. Kaldı ki bugünkü CHP’nin neresi Atatürk’ün CHP’sine benzemektedir? Atatürk Tam bağımsızlıktır, Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı tam bağımlılıktır. Atatürk, ulusal mücadelededir. Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı gayri ulusal odaktır.
Zillet İttifakı’na kulak verirse, daima olarak battığımızı, bittiğimizi, iflas ettiğimizi, heba ve heder olduğumuzu takılmış plak üzere söyleyip duruyorlar. Kılı kırk yaran tecrübeyi akıldan mahrum kalmışlar. İradeleri yalçın kayalıkların gerisine hapsedilmiş, millete hem şuur birebir vakitte his planında mensubiyet duymaktan da acizler. Zilletin kurduğu tuzakları işaret ediyoruz.
Bunların ortalarında hiç bir fark yoktur. Ağızlarına ne milleti, ne de devletin hak ve çıkarlarını alırlar. Güya ağaç kovuğundan çıkmış gibilerdir. Yalnızca karamsarlık servisi yapmazlar tıpkı biçimde kötülük de yayarlar. Dünyayı okuyamazlar, Türkiye’nin nereden nereye ulaştığını fark edemedikleri için gerçekleri küstahça çarpıtırlar.
‘Fiyat artışlar, artırımlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir’
Fiyat artışlar, artırımlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir. Dün bu biçimdeydi bugünde bu biçimdedir. Yarın da akıbet tıpkı olacaktır. Müslümana karamsarlık haramdır. Türkiye’nin zora girmesini siyasal rant olarak nazarannler, bu suretle bir iktidar devşireceklerini zanniçinler tek sözle kifayetsizlerdir. Bunlar Türk milletinin ekmeğine, faziletine, gücüne, emeğine hasıl olmuş meymenetsizlerdir. Biz, bir tas hoşaf, kuru bir ekmek yiyerek Çanakkale’de direnmiş bir milletiz. Dangıl dungul konuşan Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı neyden bahsediyor? Türkiye’yi hangi hakla makûs gösteriyor. Bozgunda fetih düşü görüyorlarsa bu hayallerinin kabusla biteceğini görmeleri mukadderdir.
Millet İttifakı’na aday daveti
Kaşıkçı davasını taammüden çarpıtanlar, Türkiye’nin üç beş kuruşa adaleti sattığını tez edenler Zillettedir. Türkiye’nin bir maratoryuma gireceğini yazıp çizenler Zillettedir. Artırımlardan şikayet edip daha sonra da dönüp İstanbul’da ulaşıma yüzde 40 artırım yapanlar zillettedir. Terörist Demirtaş ile Soroscu Kavala’nın mahkeme kararları için ‘şaibeli’ diyenler zillettedir. Cumhurbaşkanı adayının hüvviyeti üzerinde tartışmalarının körüklenmesi, o mu olsun bu mu olsun yoksa bir tavşan adayı ifşa edelim de asıl adayı geri tutalım anlayışları zillet bir senaryodur. çabucak hemen bunlara ajansları müsaade vermemiş, global amaçları bir adayı işaret etmemiştir. Birbirinin kuyusunu kazıp, aday enflasyonuyla vakit geçirenlere diyorum ki Cumhur İttifakı’nın adayı belirlidir. Sizin çürük adayınız ne vakit ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da uzunluğunuzun ölçüsünü gorelim.
Kılıçdaroğlu’na ‘zırva’ ve ‘zillet’ dedi
Son olarak Et ve Süt Kurumu’na musallat olan Kılıçdaroğlu ise etap etap Türkiye Cumhuriyeti’nin sabrını test eden, programlanmış bir işgalin provalarını yapan zırvadır, zillettir. Türkiye zillete düşmeyecek, millet zilletin belini sandıkta kıracaktır, teminat Cumhur İttifakı’dır. İçinde bulunduğumuz güç günler yakında geride kalacaktır.
‘Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden öbür hiç bir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez’
Suriye’den Ukrayna’ya gördüğümüz gerçekler bu gereksinimin ne kadar önemli olduğunu teyit etmiştir. Devlet, milletiyle kuvvetlidür. Devlet yoksa barış yoktur, iktisat yoktur, bağımsızlık yoktur. Bizim idare ideolojimizin özü devletle millet bahtının bir ve birebir olmasıdır.
Geleceği konuşmaktan korkanların geriye takılıp kalmaları bu yüzdendir. Benim onlara da bir tavsiyem olacaktır; gözlerini ufkuna çevirmeseler bile gafil idareler elinde zayıflamış ulusal kimliğin, tahrip olmuş iyiliğin, düşülmüş tuzaklarla çözülen millet birliğinin, yabancılaşmayla bozulan pahaların ve kaybedilen özgüvenin bir büyük milleti nasıl mahkum ettiğini nazaranbilmeleridir. Türkiye ve Türk milleti tarihin en kritik periyotlarından birisiyle yüz yüzedir. Zillet ittifakının yanlışı da buradadır. Risk ve tehditleri hakikat okuyamayan siyasi garabetlerdir. Kuşatılan Türkiye, sarsılan devlet, yozlaşan ahlak, hançerlenen vatan, kaybolan kuşaklar, çözülen doku maalesef CHP’sinden İP’ine HDP’sinden öbür marjinal partilere kadar hepsinin ortak gayesidir. Önümüzde kuvvetli bir periyot vardır. Olup biteni seyretmenin, geleceğin tahlilini yapmadan mevcutla meşgul olmanın kimseye ve Türkiyemize bir katkısı olmayacaktır. Biz gayeleri büyük, hevesleri küçük bir ülke olarak kalamayız. 2023 yılında Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden diğer hiç bir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez. Bizi bilenler bilir, bizi tanıyanlar tanır, biz kendimiz için hiç bir şey aramayız, istemeyiz.
‘Ülkücüyüm diyen kim var ise ana çatısı MHP’dir’
Gözlerimiz sonsuzluğa kilitlenirken önümüze çıkan çukurlara düşemeyiz. Heyecanları tükenenlerin, bu amacı sorgulayacaklarının da farkındayız lakin unutmayalım ki 13 asır evvel yola çıkan iletiler bizi milletler uğraşında var edebiliyorsa, bugün söyleyeceklerimiz de niye 13 asır daha taşımasın. Çağlayarak ilerleyen bu seyahatinde önüne çekilmiş pürüzleri gün gün aşarak kendi mecrasında büyüyerek akmaya devam edecektir. Kesinlikle başarmalıdır, bizim yanlışsız yerde, hakikat vakitte ve hakikat beşerlerle buluşmaktan kastımız da budur. Biz dersimizi tarihten aldık, önümüze tarihi kılavuz olarak koyduk. Partimiz günlük siyasete hiç alet olmamıştır. Popülist siyasetin kirliliğinden daima uzak kalmaya çalışmıştır. Güç, zahmetli bir gayretin, sağlam bir karakterin kararı olacaktır. Bu milliyetçi, ülkücü olmanın kaçınılmaz bir bedelidir. Fakat ve lakin bu bedeli göz önüne alanlar bu seyahate çıkabilirler. Meselelerden ve zahmetlerden ürkmemek, tuzaklardan ve karanlıklardan uzak durmak lazımdır. Herkes milliyetçi olabilir, hatta olmalıdır. Hepsine hürmet duyarız lakin milliyetçiliği hayatın her alanında uygulanabilir bir siyaset olarak benimseyen tek parti MHP’dir. Ülkücüyüm diyen kim var ise ana çatısı MHP’dir. MHP artık bölge ülkelerindeki soydaşlarımızı global kaostan kurtaracak bir anlayışı da sahiptir.
Rusya-Ukrayna savaşı
Rusya ile Ukrayna içinde yaşanan ve 48. güne giren savaşın bir an evvelce tahlile ulaşması samimi dileğimizdir. Savaş baronları silahların susmasına karşıdır. NATO Genel Sekreteri savaşın senelerca devam edebileceğini lisana getirmektedir. Türkiye’den öbür ikinci bir ülke aransa dahi bulunamayacaktır, Türkiye’nin devrede olması bilhassa ABD ve yanında hizalanmış ülkeleri rahatsız etmektedir. Türkiye barış konusunda nettir. Birleşik Krallık Başbakanı’nın Ukrayna’yı ziyaret edip Zelenski’nin üzerinde ruhsal baskı kurması dikkat caziptir.
Türkiye baskı ve dayatmalara karşı direnmektedir. Kim ne söylerse söylesin, yola çıkan kervan amacına inşallah ulaşacaktır. Global oyunların bitmek bilmeyen yeni senaryoları tedavülde olsa da insanlık kıymetleri içine çekildiği girdaptan kurtulacaktır. Pakistan’ın mevcut durumu da keder vericidir. Pakistan örneği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin nasıl tarihi bir kazanım olduğunu bir defa daha göstermiştir. Dileğimiz Pakistan’ın toplumsal istikrara bir an evvelce kavuşmasıdır.
Azerbaycan ile Ermenistan barış konusunda anlaşmışlardır. Fransa’daki seçimlerin 2. cinse kalması, gelecek için tehlike sinyalleri vermektedir. Demokrasiyi, insan haklarını yegane savunan lafta değil, özde savunan herkes bilmelidir ki büyük Türk milletidir. Ülkemizin ziyan nazaranceğini düşündüğümüz her ulusal sıkıntıda son kelamı söyleyecek olan millettir. MHP yeni bir siyasi hareket değildir. Stratejik oyunların farkındadır, gelişmeleri kavrayıp analiz yapacak vizyonu ve takımları vardır. Bizim geçmişte lisana getirdiğimiz prensibi bu hassasiyetin bir sözüdür. Kamuoyu partimizin ne söylemiş olduğine ve takımlarımızın ne yapacağına dikkat kesilmiştir. Türkiye’nin karşısına hizalanmış zillet cephesi milletimizin yürüyüşünü durduramayacaktır. Ya zillet cephesi Türkiye’nin birlikte yaşama iradesini kıracak ya da Türk milleti zilletin belini kıracaktır.