Geçtiğimiz yıl polise çarparak vefatına sebep olan Kemal Efe Tiryaki’nin, olay anında alkollü olduğu argüman edilirken öte yandan ehliyetsiz olduğu açıklandı. Tiryaki, Akçaabat Adliyesi’ndeki nöbetçi mahkeme tarafınca “nazaranvi başındaki memuru taammüden öldürmek” hatasından tutuklanarak cezaevine gönderilirken, arkadaşı Mert E. ise özgür bırakılmıştı.
Olay daha sonrası evvel Bahçecik cezaevine akabinde da güvenlik nedeni öne sürülerek Kayseri Çocuk Cezaevi’ne nakledilen Kemal Efe Tiryaki’nin, 6 Mart 2022 tarihinde intihar ettiği haberi medyaya düşmüştü. Aile, çocuklarının intihar edecek psikolojide olmadığı, bunun cinayet olduğuna dair önemli kuşkularının olduğunu aktardı.
Baba Hasan Tiryaki, Cumhuriyet’e konuşarak olayı şu sözlerle anlattı:
“Arkadaşı, oğlumu meskenden aldıktan daha sonra arabayı kendi kullanmak istiyor. Girdikleri yolda önlem sıfır, kapkaranlık bir yol. olaydan daha sonra ışıklandırıldı, gerekli önlemler alındı. Çocuğumun alkollü olduğunu tez ediyorlar ancak olay daha sonrası oğlum benim yanımdaydı. O denli bir şey olsa bunu hissederdim. Alkollü değildi. Ben oğlumun yaptığı şeyi savunmuyorum, savunulacak bir tarafı yok, ortada bir vefat var lakin benim oğlum bilerek taammüden adam öldürecek bir çocuk değil, daha 16 yaşında. Ölen şehidimize en hayli biz yandık. Oğlumu ben kendi ellerimle polise teslim ettim. “
“ELLERİNİ KELEPÇELEYİP DÖVDÜLER”
“Oğlumu polise teslim ettikten daha sonra Çardaklar Parkı’nda ellerini kollarını bağlayıp çocuğu dövdüler, yüzü gözü mosmordu. daha sonra karakolda yine düvmüşler. Bizi karakolun etrafına 100 metre yaklaştırmadılar. Mahkemeden daha sonra Bahçecik Cezaevine gönderildi. Orada 2 gün kaldı. Görüşmek için aradım lakin ‘Burada yok’ dediler, ‘Nasıl yok?’ deyince diğer cezaevine gönderildiğini öğrendim. Kayseri Çocuk Cezaevi’ne gönderilmiş. “
“BİR AY daha sonra MAHKEMESİ VARDI, ÇIKACAĞINA İNANIYORDU”
“En son perşembe günü çocuğumla konuştuğumda morali çok uygun ve çıkacağına hayli fazla inanıyordu, esasen bir ay içerisinde mahkemesi vardı. ‘Baba kanıtları toplayın, Ramazan’da inşallah birlikte olacağız. Pazartesi tekrar arayacağım’ dedi. En son bu türlü konuştuk, Cumartesi günü oldu, intihar ettiği haberini aldım. Bize Kayseri Kent Hastanesi’nde dediler, gittik baktık kaydı bile yok. Morg morg arayarak çocuğumuzu bulduk.”
“CEZAEVİ MÜDÜRÜ 3 KERE AĞIZ DEĞİŞTİRDİ”
“Oğlumun öldüğünü bize cezaevindeki öğretmeni haber verdi, karşımızda hiç bir yetkili bulamadık. Müdürle daha sonradan konuştuğumuzda en evvel jiletle bileklerini kesti, daha sonra kendini kalorifer borusuna astı daha sonra da vanaya astı dedi. Artık de düşmüş ve başını tuvalete çarpmış diyor. Bize manzaraları vermiyorlar, izletmiyorlar. Koğuşa girişler çıkışlar, oğluma birinci müdahaleyi kimin yaptığı üzere bilgiler ve imgeler… hiç bir şey yok. Ölen polis memurumuzun kardeşi de Samsun’da gardiyan. Üstelik oğlumun cezaevinin olduğu kent olan Kayseri’de de temaslarının olduğunu öğrendik.
“EMNİYETİN VERDİĞİ 5 HATA KAYDI EVRAKI SAHTE”
“Medyada oğlum hakkında 5 adet hatadan sabıka kaydı olduğu yazıyor. Olay daha sonrası savcılıktan kendim gidip sicil kaydını aldım. Oğlumun bir tane bile kabahat kaydı yok. Emniyet tarafınca medyaya 5 adet kabahat kaydı olduğu servis edildi. Oğlumu resmen karalamaya çalıştılar.”
“BİR İNSAN İNTİHAR ETMEDEN EVVEL SPORA MI MASRAF?”
“Oğlumun boğazında yalnızca küçük bir kızarıklık vardı. İsimli tıp raporu da çabucak hemen gelmedi. bu biçimde öğreneceğiz lakin bu olayın muhakkak bir cinayet olduğuna inanıyorum. Oğlumun öldüğü gün spora gittiğini öğrendik. İnsan intihar etmedilk evvel spora mı sarfiyat? Bir ay daha sonra mahkemesi olan, cezası muhakkak olmayan, çıkacağına inanan bir çocuk niye intihar etsin ya? Koğuşunun değiştirildiğini bile tesadüfen oğlumla konuşurken öğrendim. 3 buçuk ay birebir koğuşta kalıyor, perşembe günü koğuşu değişiyor. Perşembe günü konuşuyoruz, morali çok güzel ancak cumartesi günü intihar haberi geliyor. Bu işin peşini bırakmayacağız. Bırakmamız için bizi öldürmeleri lazım.”
“BU İŞİN ÜZERİNDE DURMAMAMIZI İSTİYORLAR”
“Emniyet bize dolaylı yoldan, aracı bireylerle bu işin üzerinde durmamamız için haber gönderiyor. Şu an acılı olduğumuz için ondan sonrasındadan bize soruşturma açacaklarmış lakin biz bu işin peşini bırakmayacağız. Benim oğluma ne oldu?”
Olay daha sonrası evvel Bahçecik cezaevine akabinde da güvenlik nedeni öne sürülerek Kayseri Çocuk Cezaevi’ne nakledilen Kemal Efe Tiryaki’nin, 6 Mart 2022 tarihinde intihar ettiği haberi medyaya düşmüştü. Aile, çocuklarının intihar edecek psikolojide olmadığı, bunun cinayet olduğuna dair önemli kuşkularının olduğunu aktardı.
Baba Hasan Tiryaki, Cumhuriyet’e konuşarak olayı şu sözlerle anlattı:
“Arkadaşı, oğlumu meskenden aldıktan daha sonra arabayı kendi kullanmak istiyor. Girdikleri yolda önlem sıfır, kapkaranlık bir yol. olaydan daha sonra ışıklandırıldı, gerekli önlemler alındı. Çocuğumun alkollü olduğunu tez ediyorlar ancak olay daha sonrası oğlum benim yanımdaydı. O denli bir şey olsa bunu hissederdim. Alkollü değildi. Ben oğlumun yaptığı şeyi savunmuyorum, savunulacak bir tarafı yok, ortada bir vefat var lakin benim oğlum bilerek taammüden adam öldürecek bir çocuk değil, daha 16 yaşında. Ölen şehidimize en hayli biz yandık. Oğlumu ben kendi ellerimle polise teslim ettim. “
“ELLERİNİ KELEPÇELEYİP DÖVDÜLER”
“Oğlumu polise teslim ettikten daha sonra Çardaklar Parkı’nda ellerini kollarını bağlayıp çocuğu dövdüler, yüzü gözü mosmordu. daha sonra karakolda yine düvmüşler. Bizi karakolun etrafına 100 metre yaklaştırmadılar. Mahkemeden daha sonra Bahçecik Cezaevine gönderildi. Orada 2 gün kaldı. Görüşmek için aradım lakin ‘Burada yok’ dediler, ‘Nasıl yok?’ deyince diğer cezaevine gönderildiğini öğrendim. Kayseri Çocuk Cezaevi’ne gönderilmiş. “
“BİR AY daha sonra MAHKEMESİ VARDI, ÇIKACAĞINA İNANIYORDU”
“En son perşembe günü çocuğumla konuştuğumda morali çok uygun ve çıkacağına hayli fazla inanıyordu, esasen bir ay içerisinde mahkemesi vardı. ‘Baba kanıtları toplayın, Ramazan’da inşallah birlikte olacağız. Pazartesi tekrar arayacağım’ dedi. En son bu türlü konuştuk, Cumartesi günü oldu, intihar ettiği haberini aldım. Bize Kayseri Kent Hastanesi’nde dediler, gittik baktık kaydı bile yok. Morg morg arayarak çocuğumuzu bulduk.”
“CEZAEVİ MÜDÜRÜ 3 KERE AĞIZ DEĞİŞTİRDİ”
“Oğlumun öldüğünü bize cezaevindeki öğretmeni haber verdi, karşımızda hiç bir yetkili bulamadık. Müdürle daha sonradan konuştuğumuzda en evvel jiletle bileklerini kesti, daha sonra kendini kalorifer borusuna astı daha sonra da vanaya astı dedi. Artık de düşmüş ve başını tuvalete çarpmış diyor. Bize manzaraları vermiyorlar, izletmiyorlar. Koğuşa girişler çıkışlar, oğluma birinci müdahaleyi kimin yaptığı üzere bilgiler ve imgeler… hiç bir şey yok. Ölen polis memurumuzun kardeşi de Samsun’da gardiyan. Üstelik oğlumun cezaevinin olduğu kent olan Kayseri’de de temaslarının olduğunu öğrendik.
“EMNİYETİN VERDİĞİ 5 HATA KAYDI EVRAKI SAHTE”
“Medyada oğlum hakkında 5 adet hatadan sabıka kaydı olduğu yazıyor. Olay daha sonrası savcılıktan kendim gidip sicil kaydını aldım. Oğlumun bir tane bile kabahat kaydı yok. Emniyet tarafınca medyaya 5 adet kabahat kaydı olduğu servis edildi. Oğlumu resmen karalamaya çalıştılar.”
“BİR İNSAN İNTİHAR ETMEDEN EVVEL SPORA MI MASRAF?”
“Oğlumun boğazında yalnızca küçük bir kızarıklık vardı. İsimli tıp raporu da çabucak hemen gelmedi. bu biçimde öğreneceğiz lakin bu olayın muhakkak bir cinayet olduğuna inanıyorum. Oğlumun öldüğü gün spora gittiğini öğrendik. İnsan intihar etmedilk evvel spora mı sarfiyat? Bir ay daha sonra mahkemesi olan, cezası muhakkak olmayan, çıkacağına inanan bir çocuk niye intihar etsin ya? Koğuşunun değiştirildiğini bile tesadüfen oğlumla konuşurken öğrendim. 3 buçuk ay birebir koğuşta kalıyor, perşembe günü koğuşu değişiyor. Perşembe günü konuşuyoruz, morali çok güzel ancak cumartesi günü intihar haberi geliyor. Bu işin peşini bırakmayacağız. Bırakmamız için bizi öldürmeleri lazım.”
“BU İŞİN ÜZERİNDE DURMAMAMIZI İSTİYORLAR”
“Emniyet bize dolaylı yoldan, aracı bireylerle bu işin üzerinde durmamamız için haber gönderiyor. Şu an acılı olduğumuz için ondan sonrasındadan bize soruşturma açacaklarmış lakin biz bu işin peşini bırakmayacağız. Benim oğluma ne oldu?”