ahmetbeyler
Active member
Ankara’da Keskin Cezaevi’nde kalan Mesut Tekkoyun, eşine bir mektup yazdı. Mektubu göndermek üzere cezaevi yönetimine verdi. Tekkoyun, eşine yazdığı mektupta, “Ne kadar aptal olurlarsa olsunlar onlar bizim amirlerimizdir” dedi. Bu cümleyi cezaevi kütüphanesindeki bir kitapta okumuştu. Gardiyanların güzeline gitmedi yırtıp attı. Tutukluya disiplin cezası verildi. Anayasa Mahkemesi, söz özgürlüğünün ihlali sonucu verdi, tazminata hükmetti.
Sözcü gazetesinin haberine bakılırsa; mektubun bir kısmında okuduğu bir kitaptan yaptığı alıntılar da yapmıştı:
“Burada gardiyanlara infaz muhafaza memuru deniyor. İnfaz müdafaa memuru gardiyandan hayli daha üstün görülen bir unvan. İnfaz müdafaa memurlarının birçok polislikten gelme ya da eski askerler ve şerif yardımcılarıdır. Ve bu işlerde dikiş tutturamayıp iş değiştirmişlerdir. İçlerinde az da olsa güzelleri vardır lakin birçok kendi zavallılıklarının bile farkında olmayan zavallılardır. Lakin içimizde bunu onlara söyleyecek olan var mı sanki? Ne kadar aptal olurlarsa olsunlar onlar bizim amirlerimizdir. Bizden çok fazlaca üstündürler ve bunu bize hatırlatmaktan zevk alırlar.”
Bu sözler gardiyanların güzeline gitmedi. Mektubu yırtıp attılar. Üstüne bir de disiplin soruşturması açtılar. Sonuçkta 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Önlemlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 39. hususunda düzenlenen, “mektuplarda tehdit, hakaret ve sövme üzere yakışıksız sözler kullanma” aksiyonunu gerçekleştirdiği nedeni öne sürülerek hakkında kınama cezası verildi.
Mesut Tekkoyun, infaz hakimliğine yaptığı itiraz reddedilince mevzuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Dilekçesinde, yazdığı mektuptaki kelamların kurum kütüphanesinden alarak okuduğu bir kitaptan alıntı olduğunu söylemiş oldu.
‘Kurum vazifelilerinin yüzlerine söylemediği açık’
Yüksek Mahkeme şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
Hükümlü ve tutuklular, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir.
Disiplin cezasına mevzu edilen kelamların kurum bakılırsavlilerinin yüzüne karşı söylenmediği açıktır.
İlgili yönetim ve derece mahkemelerinin kararlarına bakıldığında müracaatçının kelam konusu mektupta kullandığı tabirlerin kurum tertibi ve güvenliği üstündeki tesiri istikametinden bir kıymetlendirme yapılmadığı da görülmektedir.
5 bin lira manevi tazminat sonucu
Anayasa Mahkemesi inceleme sonunda, tabir özgürlüğünün ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. Ayrıyeten Mesut Tekkoyun’a 5 bin TL manevi tazminat ödenmesi de karara bağlandı.
Sözcü gazetesinin haberine bakılırsa; mektubun bir kısmında okuduğu bir kitaptan yaptığı alıntılar da yapmıştı:
“Burada gardiyanlara infaz muhafaza memuru deniyor. İnfaz müdafaa memuru gardiyandan hayli daha üstün görülen bir unvan. İnfaz müdafaa memurlarının birçok polislikten gelme ya da eski askerler ve şerif yardımcılarıdır. Ve bu işlerde dikiş tutturamayıp iş değiştirmişlerdir. İçlerinde az da olsa güzelleri vardır lakin birçok kendi zavallılıklarının bile farkında olmayan zavallılardır. Lakin içimizde bunu onlara söyleyecek olan var mı sanki? Ne kadar aptal olurlarsa olsunlar onlar bizim amirlerimizdir. Bizden çok fazlaca üstündürler ve bunu bize hatırlatmaktan zevk alırlar.”
Bu sözler gardiyanların güzeline gitmedi. Mektubu yırtıp attılar. Üstüne bir de disiplin soruşturması açtılar. Sonuçkta 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Önlemlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 39. hususunda düzenlenen, “mektuplarda tehdit, hakaret ve sövme üzere yakışıksız sözler kullanma” aksiyonunu gerçekleştirdiği nedeni öne sürülerek hakkında kınama cezası verildi.
Mesut Tekkoyun, infaz hakimliğine yaptığı itiraz reddedilince mevzuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Dilekçesinde, yazdığı mektuptaki kelamların kurum kütüphanesinden alarak okuduğu bir kitaptan alıntı olduğunu söylemiş oldu.
‘Kurum vazifelilerinin yüzlerine söylemediği açık’
Yüksek Mahkeme şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
Hükümlü ve tutuklular, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir.
Disiplin cezasına mevzu edilen kelamların kurum bakılırsavlilerinin yüzüne karşı söylenmediği açıktır.
İlgili yönetim ve derece mahkemelerinin kararlarına bakıldığında müracaatçının kelam konusu mektupta kullandığı tabirlerin kurum tertibi ve güvenliği üstündeki tesiri istikametinden bir kıymetlendirme yapılmadığı da görülmektedir.
5 bin lira manevi tazminat sonucu
Anayasa Mahkemesi inceleme sonunda, tabir özgürlüğünün ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. Ayrıyeten Mesut Tekkoyun’a 5 bin TL manevi tazminat ödenmesi de karara bağlandı.