Ankara Barosu, Gezi Parkı davasında verilen karara ait bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, “Yargılamanın her etabı ve sonunda verilen karar hukuk tarihimize sürülmüş kara lekedir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet bu lekeyi elbette silecektir; lakin bu lekeyi sürenlerin toplum vicdanındaki mahkumiyeti ve tarihin karanlık sayfalarındaki yeri baki kalacaktır” ifadeleri kullanılırken ayrıyeten; “Ankara Barosu olarak hukuksuzluğun ve adaletsizliğin dün olduğu üzere bugün ve yarın da tam karşısında olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz” denildi.
Baro’dan yapılan açıklama şöyle:
“HUKUK SİYASETİN ARACI OLMAMALIDIR”
“Gezi hareketleri ülkemizde tabir hürriyetinin en yalın ve direkt kullanıldığı devir olarak tarihimizdeki yerini aldı. Bu aksiyonlara ait yapılan yargılama ve sonucunda dün verilen karar toplumun vicdanında kabul görmeyen hukukla ve adaletle bağdaşmayan bir karardır. Maalesef hukuk devleti olma vasfını günbegün kaybetmekteyiz. Siyasi mülahazalar yargı eliyle karar haline getirilmekte, yargı günlük siyasi siyasete alet edilmektedir. Bu durum kabul edilebilir değildir.
Anayasal hakkın kullanmasından ibaret olan hareketin anayasal bir kabahat olarak vasıflandırılması suretiyle, anayasal hakkını kullanan bireylerin sanık sandalyesine oturtulması ve toplumun adalet hissine meydan okurcasına mahkum edilmesi; kuvvetler ayrılığı prensibinin uygulandığı ve yargının bağımsız olduğu bir hukuk devletinde mümkün değildir.
Gezi, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinden olan toplantı ve şov yürüyüşünü aktif bir halde kullandığı bir hareket olup temel hak ve özgürlüklerini kullanan vatandaşlarımızın sanık sandalyesine oturtularak mahkum edilmesi, toplumun vicdanında kabul görmemiş ve vatandaşlarımızın hukuka olan inancı bir defa daha ağır bir yara almıştır. Yargılamanın her etabı ve sonunda verilen karar hukuk tarihimize sürülmüş kara lekedir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet bu lekeyi şüphesiz silecektir; fakat bu lekeyi sürenlerin toplum vicdanındaki mahkumiyeti ve tarihin karanlık sayfalarındaki yeri baki kalacaktır.
Cumhuriyetimizin muhtaçlığı olan; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar fakat tabir özgürlüğünün korunduğu ve cezalandırılma tehdidi altında olmadığı demokratik bir hukuk devletinde yetişecek ve varlığını sürdürecektir.
Ankara Barosu olarak hukuksuzluğun ve adaletsizliğin dün olduğu üzere bugün ve yarın da tam karşısında olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz.“
Açıklamada, “Yargılamanın her etabı ve sonunda verilen karar hukuk tarihimize sürülmüş kara lekedir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet bu lekeyi elbette silecektir; lakin bu lekeyi sürenlerin toplum vicdanındaki mahkumiyeti ve tarihin karanlık sayfalarındaki yeri baki kalacaktır” ifadeleri kullanılırken ayrıyeten; “Ankara Barosu olarak hukuksuzluğun ve adaletsizliğin dün olduğu üzere bugün ve yarın da tam karşısında olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz” denildi.
Baro’dan yapılan açıklama şöyle:
“HUKUK SİYASETİN ARACI OLMAMALIDIR”
“Gezi hareketleri ülkemizde tabir hürriyetinin en yalın ve direkt kullanıldığı devir olarak tarihimizdeki yerini aldı. Bu aksiyonlara ait yapılan yargılama ve sonucunda dün verilen karar toplumun vicdanında kabul görmeyen hukukla ve adaletle bağdaşmayan bir karardır. Maalesef hukuk devleti olma vasfını günbegün kaybetmekteyiz. Siyasi mülahazalar yargı eliyle karar haline getirilmekte, yargı günlük siyasi siyasete alet edilmektedir. Bu durum kabul edilebilir değildir.
Anayasal hakkın kullanmasından ibaret olan hareketin anayasal bir kabahat olarak vasıflandırılması suretiyle, anayasal hakkını kullanan bireylerin sanık sandalyesine oturtulması ve toplumun adalet hissine meydan okurcasına mahkum edilmesi; kuvvetler ayrılığı prensibinin uygulandığı ve yargının bağımsız olduğu bir hukuk devletinde mümkün değildir.
Gezi, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinden olan toplantı ve şov yürüyüşünü aktif bir halde kullandığı bir hareket olup temel hak ve özgürlüklerini kullanan vatandaşlarımızın sanık sandalyesine oturtularak mahkum edilmesi, toplumun vicdanında kabul görmemiş ve vatandaşlarımızın hukuka olan inancı bir defa daha ağır bir yara almıştır. Yargılamanın her etabı ve sonunda verilen karar hukuk tarihimize sürülmüş kara lekedir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet bu lekeyi şüphesiz silecektir; fakat bu lekeyi sürenlerin toplum vicdanındaki mahkumiyeti ve tarihin karanlık sayfalarındaki yeri baki kalacaktır.
Cumhuriyetimizin muhtaçlığı olan; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar fakat tabir özgürlüğünün korunduğu ve cezalandırılma tehdidi altında olmadığı demokratik bir hukuk devletinde yetişecek ve varlığını sürdürecektir.
Ankara Barosu olarak hukuksuzluğun ve adaletsizliğin dün olduğu üzere bugün ve yarın da tam karşısında olacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz.“