ahmetbeyler
Active member
Talepnamede Göktaş, “tasarlayarak öldürme cürmüne azmettirme” ve “suç işlemek emeliyle kurulan örgüte üye olmak” ile suçlandı. Eski MİT’çi Enver Altaylı ve Fetullah Gülen’in sağ kolu olarak bilinen Mustafa Özcan’ın cinayetin planlayıcısı olduğu belirtilen tebliğnamede, Göktaş’ın ise cinayetin azmettiricisi olduğu anlatıldı. Talepnamede, soruşturma kapsamında tutuklanan ve olay yerinde keşif yapan Bozkır’ın da tabirinde, aksiyon talimatını Göktaş’ın verdiğini söylemiş olduği aktarıldı. Tarkan Mumcuoğlu’nun da tetiği çeken kişi olduğu kaydedildi.
Bulgaristan hududunda yakalanmıştı
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine nazaran Eski Özel Kuvvetler Muharebe ve Arama Kurtarma (MAK) Alay Kumandanı emekli Albay Levent Göktaş, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun suikast kararı öldürülmesine ait Ankara’da yürütülen soruşturma kapsamında hakkında çıkarılan gözaltı sonucu daha sonrası firar etmişti. Türkiye’de yakalanamayan Göktaş, Bulgaristan hududunda yakalanarak gözaltına alınmıştı. Yakalanmasının akabinde Türkiye, Adalet Bakanlığı üzerinden Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Bulgaristan’dan Göktaş’ın iadesini istemişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Bulgaristan makamlarına gönderilen iade talepnamesine T24 ulaştı.
‘Çalışmalarından rahatsızlık duyanların hedefiydi’
29 Eylül’de Bulgaristan makamlarına ulaşan 3 sayfalık talepnamede, Hablemitoğlu’nun, Türkiye’nin ulusal mevzularında araştırmalar yapan, kitaplar yazarak, konferanslar toplantılar düzenleyen bir akademisyen olduğu belirtilerek, yaptığı çalışmalardan rahatsızlık duyan kimi çevrelerin amacı haline geldiği tabir edildi. Talep yazısında, Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü günün bilgilerina yer verilerek, 20 yıllık araştırma kararında, soruşturmada gelinen etapta, olaya karışan şüphelilerin tespit edildiği ve bir kısım şüphelilerin yakın vakitte bu hatadan tutuklandıkları kaydedildi.
‘Tanık sözleri doğrulandı’
Yazının, “şüpheli aleyhindeki deliller” başlığı altında, 2015 yılında şahit Zihni Çakır’ın alınan sözünde, cinayetin Enver Altaylı ve Mustafa Özcan tarafınca planlandığı, bir aracı vasıtasıyla eski özel kuvvetçi Fikret Emek ile irtibatlı Tarkan Mumcuoğlu’na işletildiğini anlattığı açıklandı. Yazıda, Şengül Hablemitoğlu’nun da sözünde, eşinin yaptığı kitap hazırlığından vazgeçirilmesi için Mustafa Özcan ile görüştürülmeye çalışıldığını aktardığı, bu biçimdece Mustafa Özcan isminin olayla birinci kontağının doğrulandığı kaydedildi. Soruşturma kapsamında Özcan ve Altaylı’nın GSM çizgilerinin incelemeye alındığı ve Hablemitoğlu ile kurulmaya çalışılan görüşme trafiğinin ortaya çıkarıldığı tabir edilen yazıda, Çakır’ın tabirinde aracı diye bahsetmiş olduğu kişinin o tarihte Altaylı ile irtibatlanan Aydın Köstem olduğunun tespit edildiği vurgulandı. Yazıda, “Şüpheli Köstem’in ise kuşkulu Mustafa Levent Göktaş ile irtibatlandığı belirlenmiştir. Bu tespitler şüphelilerin görüşme trafiklerinin incelenmesi sonucunda, peş peşe yapılan aramalar, mesajlaşmalar ve ortalarında gerçekleşen baz istasyonu beraberliklerinden ortaya konulmaktadır” denildi.
‘Bozkır keşif yaptı, talimatı Göktaş’tan aldığını söylemiş oldu’
Soruşturmanın ilerleyen evrelerinde, Zihni Çakır’ın cinayete ait ayrıntıları Göktaş ile tıpkı yerde birlikte çalışan Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendiğinin anlaşıldığı, Bozkır’ın da adam öldürme aksiyonu ortasında yer aldığı vurgulanan yazıda, Bozkır için “Olay yeri civarında cinayettilk evvel, cinayetin işlenmesini kolaylaştırmak için keşif yaptığı şahitlerin beyanıyla anlaşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı. Yazıda, Bozkır’ın 2022’de yakalanarak gözaltına alındığı ve tabirinde suçlamaları kabul ederek, aksiyon talimatını Göktaş’tan aldıklarını söylemiş olduği belirtilerek, tetiği çekenin birebir takım içerisinde yer alan Tarkan Mumcuoğlu olduğunu söylemiş olduği anlatıldı. Mumcuoğlu’nın tetiği çeken kişi olduğuna dair tespitlerin de soruşturma evrakında bulunduğu kaydedildi.
Yakalama sonucu çıkarıldı
Yazıda şu biçimde denildi:
“Yapılan soruşturma evrakında ismi sayılanlardan Enver Altaylı, Aydın Köstem, Nuri Gökhan Bozkır, Fikret Emek ve Tarkan Mumcuoğlu üzerlerine atılı hatalardan mevcut kanıt durumları prestiji ile tutuklanmış, bir kısım şüpheliler firari olduğu için haklarında hakimlik sonucu doğrultusunda yakalama sonucu çıkarılmıştır. Mustafa Levent Göktaş ise 2022 yılı Haziran ayında verilen gözaltı sonucundan bu yana firari pozisyonda olup ülkemizde yakalanması mümkün olmamıştır. Göktaş hakkında “tasarlayarak öldürme” ve kabahat işlemek hedefiyle kurulan örgüte üye olmak” cürümlerinden Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 27 Ağustos 2022 tarihindeki sonucu ile tutuklamaya yönelik yakalama sonucu çıkarılmıştır.”
‘Zamanaşımı 2032’de dolacak’
Yazıda, soruşturmadaki zamanaşımı müddetine ait olarak ise, “Suç tarihi prestiji ile kuşkulu açısından daha lehe olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102, 103, 104. Unsurları kapsamında zamanaşımını kesen mühletler dikkate alındığında, üzerine atılı hatadaki zamanaşımı mühleti 30 yıldır. Hakkındaki davanın 18 Aralık 2032’de zamanaşımına uğrayacağı anlaşılmaktadır” tabirlerine yer verildi.
‘İade edilsin’
Yazının sonuç kısmında ise “Şüpheli Göktaş’ın işlediği anlaşılan tasarlayarak adam öldürme ve silahlı hata örgütü üyesi olmak hatası niçiniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma yapılmaktadır. Ülkenizde olduğu anlaşılan kuşkulu hakkındaki soruşturmanın tamamlanabilmesi için Türkiye’ye iade edilmesini rica ederiz” denildi.
Bulgaristan hududunda yakalanmıştı
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine nazaran Eski Özel Kuvvetler Muharebe ve Arama Kurtarma (MAK) Alay Kumandanı emekli Albay Levent Göktaş, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun suikast kararı öldürülmesine ait Ankara’da yürütülen soruşturma kapsamında hakkında çıkarılan gözaltı sonucu daha sonrası firar etmişti. Türkiye’de yakalanamayan Göktaş, Bulgaristan hududunda yakalanarak gözaltına alınmıştı. Yakalanmasının akabinde Türkiye, Adalet Bakanlığı üzerinden Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Bulgaristan’dan Göktaş’ın iadesini istemişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Bulgaristan makamlarına gönderilen iade talepnamesine T24 ulaştı.
‘Çalışmalarından rahatsızlık duyanların hedefiydi’
29 Eylül’de Bulgaristan makamlarına ulaşan 3 sayfalık talepnamede, Hablemitoğlu’nun, Türkiye’nin ulusal mevzularında araştırmalar yapan, kitaplar yazarak, konferanslar toplantılar düzenleyen bir akademisyen olduğu belirtilerek, yaptığı çalışmalardan rahatsızlık duyan kimi çevrelerin amacı haline geldiği tabir edildi. Talep yazısında, Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü günün bilgilerina yer verilerek, 20 yıllık araştırma kararında, soruşturmada gelinen etapta, olaya karışan şüphelilerin tespit edildiği ve bir kısım şüphelilerin yakın vakitte bu hatadan tutuklandıkları kaydedildi.
‘Tanık sözleri doğrulandı’
Yazının, “şüpheli aleyhindeki deliller” başlığı altında, 2015 yılında şahit Zihni Çakır’ın alınan sözünde, cinayetin Enver Altaylı ve Mustafa Özcan tarafınca planlandığı, bir aracı vasıtasıyla eski özel kuvvetçi Fikret Emek ile irtibatlı Tarkan Mumcuoğlu’na işletildiğini anlattığı açıklandı. Yazıda, Şengül Hablemitoğlu’nun da sözünde, eşinin yaptığı kitap hazırlığından vazgeçirilmesi için Mustafa Özcan ile görüştürülmeye çalışıldığını aktardığı, bu biçimdece Mustafa Özcan isminin olayla birinci kontağının doğrulandığı kaydedildi. Soruşturma kapsamında Özcan ve Altaylı’nın GSM çizgilerinin incelemeye alındığı ve Hablemitoğlu ile kurulmaya çalışılan görüşme trafiğinin ortaya çıkarıldığı tabir edilen yazıda, Çakır’ın tabirinde aracı diye bahsetmiş olduğu kişinin o tarihte Altaylı ile irtibatlanan Aydın Köstem olduğunun tespit edildiği vurgulandı. Yazıda, “Şüpheli Köstem’in ise kuşkulu Mustafa Levent Göktaş ile irtibatlandığı belirlenmiştir. Bu tespitler şüphelilerin görüşme trafiklerinin incelenmesi sonucunda, peş peşe yapılan aramalar, mesajlaşmalar ve ortalarında gerçekleşen baz istasyonu beraberliklerinden ortaya konulmaktadır” denildi.
‘Bozkır keşif yaptı, talimatı Göktaş’tan aldığını söylemiş oldu’
Soruşturmanın ilerleyen evrelerinde, Zihni Çakır’ın cinayete ait ayrıntıları Göktaş ile tıpkı yerde birlikte çalışan Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendiğinin anlaşıldığı, Bozkır’ın da adam öldürme aksiyonu ortasında yer aldığı vurgulanan yazıda, Bozkır için “Olay yeri civarında cinayettilk evvel, cinayetin işlenmesini kolaylaştırmak için keşif yaptığı şahitlerin beyanıyla anlaşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı. Yazıda, Bozkır’ın 2022’de yakalanarak gözaltına alındığı ve tabirinde suçlamaları kabul ederek, aksiyon talimatını Göktaş’tan aldıklarını söylemiş olduği belirtilerek, tetiği çekenin birebir takım içerisinde yer alan Tarkan Mumcuoğlu olduğunu söylemiş olduği anlatıldı. Mumcuoğlu’nın tetiği çeken kişi olduğuna dair tespitlerin de soruşturma evrakında bulunduğu kaydedildi.
Yakalama sonucu çıkarıldı
Yazıda şu biçimde denildi:
“Yapılan soruşturma evrakında ismi sayılanlardan Enver Altaylı, Aydın Köstem, Nuri Gökhan Bozkır, Fikret Emek ve Tarkan Mumcuoğlu üzerlerine atılı hatalardan mevcut kanıt durumları prestiji ile tutuklanmış, bir kısım şüpheliler firari olduğu için haklarında hakimlik sonucu doğrultusunda yakalama sonucu çıkarılmıştır. Mustafa Levent Göktaş ise 2022 yılı Haziran ayında verilen gözaltı sonucundan bu yana firari pozisyonda olup ülkemizde yakalanması mümkün olmamıştır. Göktaş hakkında “tasarlayarak öldürme” ve kabahat işlemek hedefiyle kurulan örgüte üye olmak” cürümlerinden Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 27 Ağustos 2022 tarihindeki sonucu ile tutuklamaya yönelik yakalama sonucu çıkarılmıştır.”
‘Zamanaşımı 2032’de dolacak’
Yazıda, soruşturmadaki zamanaşımı müddetine ait olarak ise, “Suç tarihi prestiji ile kuşkulu açısından daha lehe olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102, 103, 104. Unsurları kapsamında zamanaşımını kesen mühletler dikkate alındığında, üzerine atılı hatadaki zamanaşımı mühleti 30 yıldır. Hakkındaki davanın 18 Aralık 2032’de zamanaşımına uğrayacağı anlaşılmaktadır” tabirlerine yer verildi.
‘İade edilsin’
Yazının sonuç kısmında ise “Şüpheli Göktaş’ın işlediği anlaşılan tasarlayarak adam öldürme ve silahlı hata örgütü üyesi olmak hatası niçiniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma yapılmaktadır. Ülkenizde olduğu anlaşılan kuşkulu hakkındaki soruşturmanın tamamlanabilmesi için Türkiye’ye iade edilmesini rica ederiz” denildi.