Gazetemiz müellifi Barış Terkoğlu ve gazeteci Sami Menteş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, Kırmızı Kedi Ankara Kızılay mağazasında okurlarıyla buluştu. Terkoğlu ve Menteş, 28 Şubat devrinde yaşanılanlar ve periyodun Başbakanı Necmettin Erbakan’ın vefatının akabinde açılan 28 Şubat davasında neler olduğunu anlattıkları “Çetin Doğan’ın gözünden 28 Şubat – Size Palavra söylemiş olduler” kitabını okurlar için imzaladı.
İmza gününe 28 Şubat davasında tutuklu bulunan generallerin yakınları da katıldı. Dava kapsamında tutuklanan emekli Korgeneral Vural Avar’ın eşi Tuna Avar, cezaevine gönderdiği mektubun geri yollandığını anlattı. Avar, davadaki sanık kumandanların rütbelerinin sökülmesi niçiniyle “korgeneral” ibaresinin mektuba yazılmasının kabul edilmediğini ve mektubun kendisine geri gönderildiğini deklare etti.
“ONU ORADA BIRAKMAK, BU TÜRLÜ BİR EL SALLAYIŞI VAR GERİMİZDEN ONU GÖRMEK…”
Eşiyle sınıf arkadaşı olduğunu anlatan Avar, şunları söylemiş oldu:
“Biz büyük bir aşkla evlenmiştik, herkes eşini sever ancak benim çocuğum yok. O benim çocuğum, eşim, sevgilim, her şeyim. Görmeye gitmedilk evvel uykusuzluk başlıyor, gerginlik başlıyor… Bir otobüslere binişimiz var, 83 yaşındayım çıkamıyorum basamakları. Bitiriyoruz ziyaretimizi, geliyoruz, geldikten daha sonra yorgun ve bitik bir biçimde oluyoruz. Onu orada bırakmak, bu biçimde bir el sallayışı var ardımızdan onu görmek, cama elini dayayışı var… Geçen gün açık görüş vardı, maskesini indirip öptüm onu. her insanın dayanağına, dualarına muhtaçlığımız var, epeyce yalnız kaldık. İnşallah en kısa vakitte çıkacaklar.”
AYM’YE DAVET YAPTI
Emekli Tümgeneraller Cevat Temel Özkaynak’ın eşi Sumru Özkaynak, sürecin anlatılamayacak kadar gerilimli ve dertli olduğunu söylemiş oldu. Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak‘ın eşi Reyhan Özkasnak da Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını anımsatarak, Yüksek Mahkeme’ye davette bulundu. Özkasnak, “Adaletin bir an evvelden tecelli etmesini, Anayasa Mahkemesi’nin belgeyi ele alıp hukuk çerçevesinde haklı olduğumuza dair sonucu vermesini bekliyoruz” dedi.
Emekli Korgeneral Yıldırım Türker‘in eşi, davanın siyasi olduğuna dikkat çekti. Türker açıklamasında “Çok büyük keder içerisindeyiz lakin bunları atlatacağız. Her şerrin bir hayrı vardır” diye konuştu.
Emekli Korgeneral Hakkı Kılınç’ın eşi Saadet Kılınç ise “Ömrümüz doğularda geçti, bu biçimde da eşimize hasrettik, artık de hasretiz. Onları cezaevinde görmek bizi epeyce üzüyor. Anayasa Mahkemesi’ni bu mevzuyu ele alıp hemencecik sonuçlandırmasını istiyoruz” dedi.
“28 ŞUBAT’IN ERGENEKON VE BALYOZ KUMPASINDAN FARKI YOK”
Etkinlikte konuşan gazetemiz muharriri Barış Terkoğlu, 28 Şubat davasının Ergenekon, Balyoz üzere kumpas bir dava olduğunu vurgulayarak şunları söylemiş oldu:
“Bugün yalnızca kitabın müellifleri okuyucuyla buluşmadı. hem de kitabın kahramanları da okuyucuyla buluştu. Zira bu kitap 28 Şubat davasında yaşanmış hukuksuzlukları anlatıyor. Türkiye yıllardır 28 Şubat gündemini konuşuyor. Fakat 28 Şubat davası Türkiye’nin son on yılına damga vurdu. Bu davada yaşanan hukuksuzluklar, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy üzere davalardan hayli da farklı değil. Savcıları birebir, yargıçları tıpkı, uzmanları tıpkı, ihbarcıları aynı… Aslında birebir kurgunun öbür bir isim altında ortaya çıktığını görüyoruz. Biz bu kitapta kendimize müellif değil hazırlayıcılar dedik. Zira bu kitap içerisinde en ağır yükü taşıyan 14 kumandan var, şu an cezaevindeler, torun büyütecek yaşlarını cezaevinde karşılıyorlar.”
İmza gününe 28 Şubat davasında tutuklu bulunan generallerin yakınları da katıldı. Dava kapsamında tutuklanan emekli Korgeneral Vural Avar’ın eşi Tuna Avar, cezaevine gönderdiği mektubun geri yollandığını anlattı. Avar, davadaki sanık kumandanların rütbelerinin sökülmesi niçiniyle “korgeneral” ibaresinin mektuba yazılmasının kabul edilmediğini ve mektubun kendisine geri gönderildiğini deklare etti.
“ONU ORADA BIRAKMAK, BU TÜRLÜ BİR EL SALLAYIŞI VAR GERİMİZDEN ONU GÖRMEK…”
Eşiyle sınıf arkadaşı olduğunu anlatan Avar, şunları söylemiş oldu:
“Biz büyük bir aşkla evlenmiştik, herkes eşini sever ancak benim çocuğum yok. O benim çocuğum, eşim, sevgilim, her şeyim. Görmeye gitmedilk evvel uykusuzluk başlıyor, gerginlik başlıyor… Bir otobüslere binişimiz var, 83 yaşındayım çıkamıyorum basamakları. Bitiriyoruz ziyaretimizi, geliyoruz, geldikten daha sonra yorgun ve bitik bir biçimde oluyoruz. Onu orada bırakmak, bu biçimde bir el sallayışı var ardımızdan onu görmek, cama elini dayayışı var… Geçen gün açık görüş vardı, maskesini indirip öptüm onu. her insanın dayanağına, dualarına muhtaçlığımız var, epeyce yalnız kaldık. İnşallah en kısa vakitte çıkacaklar.”
AYM’YE DAVET YAPTI
Emekli Tümgeneraller Cevat Temel Özkaynak’ın eşi Sumru Özkaynak, sürecin anlatılamayacak kadar gerilimli ve dertli olduğunu söylemiş oldu. Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak‘ın eşi Reyhan Özkasnak da Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını anımsatarak, Yüksek Mahkeme’ye davette bulundu. Özkasnak, “Adaletin bir an evvelden tecelli etmesini, Anayasa Mahkemesi’nin belgeyi ele alıp hukuk çerçevesinde haklı olduğumuza dair sonucu vermesini bekliyoruz” dedi.
Emekli Korgeneral Yıldırım Türker‘in eşi, davanın siyasi olduğuna dikkat çekti. Türker açıklamasında “Çok büyük keder içerisindeyiz lakin bunları atlatacağız. Her şerrin bir hayrı vardır” diye konuştu.
Emekli Korgeneral Hakkı Kılınç’ın eşi Saadet Kılınç ise “Ömrümüz doğularda geçti, bu biçimde da eşimize hasrettik, artık de hasretiz. Onları cezaevinde görmek bizi epeyce üzüyor. Anayasa Mahkemesi’ni bu mevzuyu ele alıp hemencecik sonuçlandırmasını istiyoruz” dedi.
“28 ŞUBAT’IN ERGENEKON VE BALYOZ KUMPASINDAN FARKI YOK”
Etkinlikte konuşan gazetemiz muharriri Barış Terkoğlu, 28 Şubat davasının Ergenekon, Balyoz üzere kumpas bir dava olduğunu vurgulayarak şunları söylemiş oldu:
“Bugün yalnızca kitabın müellifleri okuyucuyla buluşmadı. hem de kitabın kahramanları da okuyucuyla buluştu. Zira bu kitap 28 Şubat davasında yaşanmış hukuksuzlukları anlatıyor. Türkiye yıllardır 28 Şubat gündemini konuşuyor. Fakat 28 Şubat davası Türkiye’nin son on yılına damga vurdu. Bu davada yaşanan hukuksuzluklar, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy üzere davalardan hayli da farklı değil. Savcıları birebir, yargıçları tıpkı, uzmanları tıpkı, ihbarcıları aynı… Aslında birebir kurgunun öbür bir isim altında ortaya çıktığını görüyoruz. Biz bu kitapta kendimize müellif değil hazırlayıcılar dedik. Zira bu kitap içerisinde en ağır yükü taşıyan 14 kumandan var, şu an cezaevindeler, torun büyütecek yaşlarını cezaevinde karşılıyorlar.”