107 ingilizce nasıl okunur ?

Aylin

New member
107 İngilizce Nasıl Okunur? Bir Sayının Dil ve Kültür Yolculuğu

Merhaba arkadaşlar, geçen gün İngilizce dersinde küçük ama ilginç bir tartışmaya denk geldim. Konu basitti: “107 nasıl okunur?” Kimisi “one hundred seven” dedi, kimisi “one hundred and seven” dedi. Hatta bazılarımız “a hundred and seven” diye telaffuz etti. Önemsiz gibi görünen bu küçük detay, aslında İngilizce’nin tarihsel gelişiminden günümüzdeki farklı lehçelere kadar uzanan bir konuya kapı açıyor. İşte bu yüzden burada sizlerle, bu meselenin hem dilbilimsel hem kültürel boyutlarını, hem de geleceğe dair olası etkilerini konuşmak istedim.

Tarihsel Kökenler: “And” Nereden Geliyor?

İngilizce sayıları telaffuz etme biçimi, aslında dilin tarihsel evriminde saklı. Eski İngilizce döneminde (Anglo-Sakson kökenlerinde), sayılarda kullanılan bağlaçlar daha yoğundu. Orta İngilizce’de “and” kelimesi hem matematiksel bağlayıcı hem de konuşma akıcılığını sağlayan bir ek gibi kullanıldı. Örneğin, “one hundred and seven” ifadesindeki “and” başlangıçta “+” işaretinin sözel karşılığıydı.

Britanya İngilizcesi bu geleneği sürdürdü. Hâlâ İngiltere’de eğitim gören çocuklara 107 sayısı “one hundred and seven” diye öğretilir. Amerika’da ise sadeleştirme eğilimi ağır basmış ve “one hundred seven” yaygın hale gelmiştir. Bu farklılık aslında sadece telaffuz meselesi değil, iki kültürün dildeki pratiklik ve geleneksellik anlayışlarının da yansımasıdır.

Günümüzdeki Kullanım: Amerikan mı, Britanya mı?

Bugün İngilizceyi öğrenen herkes şu soruyla karşılaşıyor: “Ben hangisini kullanmalıyım?” ABD’de “and” kullanılmadığında cümle daha kısa, daha hızlı ve daha işlevsel görünüyor. Bu, Amerikan kültürünün pragmatik yapısına uygun bir yaklaşım. İngiltere’de ise “and” kullanımı sadece dilsel değil, aynı zamanda kültürel bir devamlılık. Daha geleneksel ve tarihsel bağlarla konuşmayı zenginleştiren bir unsur.

Burada ilginç olan nokta şu: Hangi kullanımı tercih ederseniz edin, ikisi de doğru kabul ediliyor. Ama hangi coğrafyada bulunduğunuza, hangi toplulukla iletişim kurduğunuza göre tercih önem kazanıyor. Bir Amerikalı profesörün karşısında “one hundred and seven” demek size daha “kitabi” gösterebilirken, bir İngiliz öğretmenin karşısında “one hundred seven” biraz tuhaf kaçabilir.

Erkeklerin Stratejik, Kadınların Empatik Bakışı

Bu küçük telaffuz farkına farklı toplumsal cinsiyet perspektiflerinden bakınca da ilginç sonuçlar çıkıyor. Erkekler genelde stratejik düşünme eğiliminde oldukları için “Hangi kullanım bana daha fazla avantaj sağlar? Hangi form daha çok sınavlarda kabul edilir? Hangi tercih daha net sonuç verir?” gibi sorularla yaklaşabiliyor.

Kadınlar ise bu meseleye daha topluluk ve empati odaklı bakabiliyor. Yani “Hangi ifade karşımdaki kişiye daha sıcak gelir? Onun kültürel algısına daha uygun hangisi olur? Konuşurken ilişkisel bağları güçlendiren form hangisidir?” gibi sorulara yöneliyorlar. Böylece erkekler meseleyi sonuç odaklı değerlendirirken, kadınlar ilişkisel boyutunu ön plana çıkarıyor.

Matematik, Eğitim ve Günlük Hayat Bağlantısı

“107 nasıl okunur?” meselesi sadece dilbilimsel bir tartışma değil, matematik eğitimine de dokunan bir konu. Örneğin, İngiltere’de matematik derslerinde öğrenciler 107’yi “one hundred and seven” şeklinde söylerken, ABD’de “one hundred seven” denir. Bu küçük farklılık, öğrencilerin zihninde sayıları kavrama biçimini etkiler.

Ayrıca günlük hayatta, örneğin fiyat telaffuzlarında da bu fark belirginleşiyor. Londra’da bir satıcı size “This costs one hundred and seven pounds” dediğinde kulağa çok doğal gelir. New York’ta ise “one hundred seven dollars” demek daha olağan bir ifade olur. Kültür, ekonomiyi bile dil üzerinden farklılaştırıyor.

Gelecekte Ne Olacak?

Küreselleşme ve internet çağında diller arasındaki farkların giderek azaldığını görüyoruz. Bugün sosyal medya, çevrim içi eğitim ve uluslararası iş dünyası, İngilizceyi daha “evrensel” bir forma çekiyor. Bu süreçte Amerikan İngilizcesinin daha baskın olduğu açık. Çünkü popüler kültür, teknoloji ve ekonomi büyük ölçüde Amerikan kaynaklı. Bu nedenle gelecekte “one hundred seven” kullanımının daha yaygın hale gelmesi kuvvetle muhtemel.

Ama şunu da unutmamak lazım: Dil sadece işlevsel değil, aynı zamanda kimlik meselesi. İngiliz toplumu, dildeki bu farklılığı korumayı kültürel bir miras olarak görebilir. Dolayısıyla “and” kelimesi kolay kolay kaybolmayacak. Belki de gelecek, bu iki formun yan yana varlığını sürdürmesiyle şekillenecek.

Kültürel Çeşitlilik ve Dilin Zenginliği

Buradan daha geniş bir tartışmaya da geçebiliriz: Dil farklılıkları, aslında kültürel çeşitliliğin zenginliğini gösteriyor. Bir sayının nasıl okunduğu bile, toplumların düşünme biçimlerini, değerlerini ve dünyayı algılama tarzlarını yansıtıyor. Sayılara bakışımız, sadece matematiksel değil; aynı zamanda sosyolojik, kültürel ve hatta psikolojik.

Sonuç: Bir Sayıdan Fazlası

Sonuç olarak “107 İngilizce nasıl okunur?” sorusu basit gibi görünse de, arkasında büyük bir dil ve kültür hikâyesi yatıyor. Tarihsel kökenlerinden günümüzdeki kullanımlarına, erkeklerin stratejik, kadınların empatik yaklaşımlarından gelecekteki olası sonuçlara kadar pek çok boyutu var.

Kimi için bu mesele sadece bir sınavda doğru cevap vermek, kimi içinse karşısındakiyle daha samimi bir bağ kurabilmek. Kimi için kısa ve pratik olanı seçmek, kimi içinse kültürel devamlılığı sürdürmek.

Ve işte bu yüzden, 107’nin İngilizce okunma biçimi bize bir şeyi daha gösteriyor: Dil, sadece bir iletişim aracı değil, toplumların ruhunu ve bireylerin bakış açılarını yansıtan canlı bir sistem. Yani 107’yi nasıl okuduğumuz, aslında dünyaya nasıl baktığımızla da ilgili.
 
Üst